22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bir gün Muînüddîn-i Çeştî'nin rahmetullahi, aleyh huzûruna biri geldi. Edebli bir tavırla<br />

oturup; "Çoktan beri sizin sohbetinize kavuşmak isterdim, hamdolsun ki bugün bu büyük<br />

saâdet nasib oldu." dedi. Adamın bu sözü üzerine, Muînüddîn-i Çeştî ona doğru bakıp<br />

tebessüm etti. Bir müddet durduktan sonra da; "Haydi, buraya ne maksatla gelmişsen onu<br />

yapsana!" dedi. Adam bu sözü işitince, maksadının anlaşıldığının farkına varıp, şiddetle<br />

titremeye başladı. Başını yerlere koyup durmadan yalvarıyordu. Sonra şöyle dedi: "Ey<br />

efendim! Beni bir kimse buraya sizi öldürmem için gönderdi. Siz onu da kerâmetinizle<br />

bilirsiniz. Benim, aslında size bir kastım ve düşmanlığım yoktu." dedi. Sonra elini koynuna<br />

sokup bir bıçak çıkardı ve orada bulunanların önüne attı. Ortaya çıkıp, Muînüddîn-i Çeştî<br />

hazretlerinin ayaklarına kapandı ve; "Bana dilediğiniz cezâyı verin!" dedi. Bunun üzerine<br />

Muînüddîn-i Çeştî; "Bizim yolumuzda, bize kötülük yapana biz iyilik yaparız!"buyurdu.<br />

Sonra yerde perişân bir hâlde ezilip, büzülen, pişmanlığından ne yapacağını şaşıran adamı<br />

tutup kaldırdı. "Seni buraya gönderen kimsenin de ismini açıklama" buyurdu. Sonra; "Ey<br />

yüceAllah'ım! Bu kuluna iyilikler ve muvaffakiyet ihsân eyle." diyerek, ona duâ etti. Bu<br />

adam, tövbe edip Muînüddîn-iÇeştî hazretlerinin duâsını aldıktan sonra ona talebe oldu.<br />

Aldığı duânın bereketiyle, çok nîmetlere kavuştu. Kendisine kırk beş defâ hac yapmak nasîb<br />

oldu. Nihâyet Kâbe'nin civârında vefât etti ve Mekke-i mükerremede mücâvirlerin<br />

defnedildiği kabristana defnedildi.<br />

Muînüddîn-i Çeştî bir defâsında Şeyh Evhadüddîn Kirmânî ve Şihâbüddîn ÖmerSühreverdî<br />

ile birlikte oturmuş sohbet ediyorlardı.Bu sırada, henüz o zaman küçük yaşta olan<br />

SultanŞemsüddîn Türkmânî, elinde ok ve yay olduğu hâlde ava gidiyordu. Yanlarından geçti.<br />

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri ona dikkatle baktı.Sonra birden şöyle buyurdu: "Ey dostlar,<br />

bana keşf olundu ki, şu küçük çocuk Dehlî şâhı olacak ve Dehlî sultanlığı yapmadan bu<br />

dünyâdan göçmeyecek." buyurdu. Neticede işâret ettiği gibi Şemseddîn Türkmânî bir müddet<br />

Dehli sultanlığı yaptı.<br />

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri sevenleriyle ve talebeleriyle birlikte olduğu zaman buyurdu ki:<br />

"Sâdık talebe, hocasının, rehberinin söylediği sözleri, onun nasîhat ve tavsiyelerini can kulağı<br />

ile dinler. Onun sözünden dışarı çıkmaz. Riyâzet ve mücâhede yâni, nefsin istemediği şeyleri<br />

yapar, istediği şeyleri yapmaz. Büyük âlimlerin yolunda gidip çalışır ve gayret gösterir.<br />

Bizim yolumuzun büyükleri, on dört şeyi usûl edinmişler ve yapmışlardır. Maksada<br />

kavuşmakta bunu zarûrî görmüşler ve bunları yapanlar maksada kavuşmuşlardır. Bu on dört<br />

makam şunlardır:<br />

1. Tövbe, tövbekârlar makamıdır. Bu, Âdem aleyhisselâmın makâmına işârettir.<br />

2. İbâdet makâmı. Bu makam, İdrîs aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

3. Zâhidlik, dünyâya ve dünyâlığa düşkün olmamak. Bu makam, Îsâ aleyhisselâmın<br />

makâmıdır.<br />

4. Rızâ makâmı. Kadere rızâ göstermek. Bu makam, Eyyûb aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

5. Kanâatkârlık. Bu makam, Yâkûb aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

6. Cehd, gayret ve nefsin isteklerine uymamak. Bu makam, Yûnus aleyhisselâmın<br />

makâmıdır.<br />

7. Sıddîklık makâmı. Bu makam, Yûsuf aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

8. Tefekkür makâmı. Bu makam, Şuayb aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

9. İrşâd makâmı. Bu makam, Şist aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

10. Sâlihler makâmı. Bu makam, Dâvûd aleyhisselâmın makâmıdır.<br />

11. Muhlisler makâmı. Bu makam, Nûh aleyhisselâmın makâmıdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!