22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Raca, bu hâdiseden sonra, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine karşı, Hindistan'ın en meşhûr<br />

sihirbâzı olan Ecipâl'ı, Ecmir'e çağırdı. Ecipâl, Muînüddîn-i Çeştî'ye doğru giderken yapmak<br />

istediği sihri düşünüp hazırlamak istiyor, fakat aklına gelen sihiri hemen unutuyordu. Bir<br />

türlü zihnini toplayıp, sihir yapma gücünü kendinde bulamadı. Ecipâl, Muînüddîn-i Çeştî'nin<br />

yanına gelince, Muînüddîn hazretleri Şâdî'yi yanına çağırdı ve bir bardak vererek; "Ey Şâdî!<br />

Şu bardağı al ve şu havuzdan doldur. Doldururken, "Yâ Bedûh, de!" buyurdu. Şâdî "Yâ<br />

Bedûh!" diyerek bardağı havuzun içine daldırdı. Bardak doldu, havuzda hiç su kalmadı. Bu<br />

kerâmet karşısında putperestler, hayretler içinde kalıp, şaşkınlıklarından ne yapacaklarını<br />

bilemediler.<br />

Muînüddîn-i Çeştî'nin kerâmeti karşısında âciz ve çâresiz kalındığını gören sihirbaz Ecipâl,<br />

geri dönüp Raca'ya; "Bütün sihirbâzlar âciz kaldılar. Bu iş benim işimdir. Ancak ben bu işi<br />

tek başıma başarırım." dedi. Fakat o da âciz kaldı. Sonunda, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin<br />

verdiği bir bardak suyu içince, hemen değişti, gönlü aydınlanıp küfür ve sapıklıktan kurtuldu.<br />

Kelime-i şehâdet söyleyerek müslüman oldu. Muînüddîn-i Çeştî'nin teveccühü ile yüksek<br />

makâmlara ve üstün derecelere kavuştu.<br />

Bütün bu hâdiseler, Ecmir racası ve Hindistan'ın diğer racaları tarafından hayret ve<br />

şaşkınlıkla tâkib edildi. Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin karşısında âciz ve çâresiz kaldılar.<br />

Müslüman olup, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine uymakla şereflenen Şâdî ve Ecipâl,<br />

hocalarına; "Efendim, Ecmîr şehrinin ortasında bir yere yerleşmenizi, böylece bütün halkın<br />

sizden istifâde etmesini arzu ediyoruz" dediler. Bu teklifleri kabûl edildi. Muînüddîn-i Çeştî,<br />

Muhammed adında bir talebesine; "Git, şehrin ortasında bizim için münâsib bir yer hazırla,<br />

oraya yerleşeceğiz." buyurunca, emri yerine getirildi. Muînüddîn-i Çeştî, hazırlanan bu yerde<br />

dergâhını kurup, talebeleriyle birlikte oraya yerleşti. Sonra, talebelerinden bir kaç kişiyi<br />

Raca'ya gönderdi. Ona; "Ey katı kalbli kimse! Putperestliği bırak! Allahü teâlâya îmân edip,<br />

müslüman ol! Yoksa hakîr, zelîl ve çok pişmân olur, âh edersin" demelerini tenbîh etti.<br />

Talebeleri emir üzerine, Raca ile görüştüler. Söylenilen sözleri aynen bildirdiler. Fakat<br />

Raca'nın kalbindeki zulmet kilidi açılmadı ve aslâ îmân etmedi, müslüman olmaktan mahrum<br />

kaldı. Gelenleri geri çevirdi.<br />

Raca'yı İslâma dâvet etmek için giden talebeler, Raca'nın kabûl etmemesi üzerine gelip,<br />

durumu Muînüddîn-i Çeştî'ye bildirdiler. Bunun üzerine gözlerini yumup, bir müddet<br />

murâkabeye daldı. Sonra gözlerini açıp; "Eğer bu bedbaht kimse, Allahü teâlâya îmân<br />

etmezse, onu İslâm ordusunun askerlerine teslim ederim." buyurdu. Aradan kısa bir müddet<br />

geçti. Gerçekten İslâm ordusu Ecmîr'e geldi.<br />

Sultan Muizzüddîn (Şihâbüddîn) Gûrî, Horasan'da bulunduğu sırada, rüyâsında Muînüddîn-i<br />

Çeştî hazretlerini gördü. Onun huzûrunda edeble ayakta duruyordu. Muînüddîn-i Çeştî ona;<br />

"Şihâbüddîn! Allahü teâlâ sana Hindistan sultânlığını ihsân etmiştir. Hemen bu tarafa doğru<br />

harekete geç! Bedbaht Raca'yı tutup, cezâsını ver." buyurdu. Uyanınca hayrete düşen Sultan<br />

Şihâbüddîn, rüyâsını fazîlet sâhibi âlimlere anlatıp, tâbirini sordu. Âlimler; "Sana müjdeler<br />

olsun ey Sultan Şihâbüddîn, oraları fethedeceksin! Endişelenme, gönlünü hoş tut.<br />

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri sana himmet edecek" dediler. Bunun üzerine SultanŞihâbüddîn,<br />

ordusunu alıp, Hindistan'a hareket etti. Hindistan'da Ecmîr racasının ordusuyla karşılaştı.<br />

Şiddetli savaşlar yapıldı. Netîcede, Sultan Şihâbüddîn gâlip geldi ve Raca yakalanıp esîr<br />

edildi. Sultan Şihâbüddîn ve ordusu, Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin himmetiyle zaferden<br />

zafere koştu. Ecmîr'den Dehli üzerine yürüyen İslâm ordusu, Dehli racası Pethûra'nın<br />

ordusunu mağlûb edip, kendisini esir aldılar. Sultan Şihâbüddîn, Dehli'de saltanat tahtına<br />

oturdu. Dört-beş sene kadar Hindistan'da kaldıktan sonra Gazne'ye döndü. Muînüddîn-iÇeştî<br />

hazretlerinin himmet ve tasarruflarıyla, İslâmiyet, Hindistan'da her tarafa yayıldı. Pekçok<br />

insan küfür hastalığından kurtulup, müslüman olmakla şereflendi. Muînüddîn-i Çeştî'nin<br />

talebeleri ve bunların da talebeleri, Hindistan'da asırlarca İslâma hizmet ettiler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!