22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

müslümanlara duâ ederim. Kardeşim Seyyid Mîr Muhibbullah'ın şerefli mektubu geldi. Bizi<br />

çok sevindirdi. İnsanların üzmelerine dayanmak lâzımdır. Akrabânın incitmelerine<br />

sabretmekten başka yapılacak şey yoktur. Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine, aleyhisselâm<br />

emrederek, Ahkâf sûresi 35. âyet-i kerîmesinde meâlen buyuruyor ki: "Peygamberlerden<br />

Ülül'azm olanların sabrettikleri gibi sen de sabret! Onlara azab vermesi için duâ<br />

etmekte acele eyleme!" orada bulunanlara en faydalı şey; yanlarında bulunanların eziyet<br />

etmeleri, sıkıntı vermeleridir. Siz bu nîmeti istemiyor, bundan kaçıyorsunuz. Evet, hep tatlı<br />

yemeğe alışmış olan, şifâ verici acı ilâcdan kaçar. Buna ne diyeceğimi bilemiyorum. Fârisî<br />

beyt tercümesi:<br />

Nazlı olsa da, aşka yakalanan kimse,<br />

Naz çekmeğe alışması lâzım elbette!<br />

İlâh-âbâd denilen yere göç etmek için izin istiyorsunuz. Yâhut bir yer gösteriniz de, oraya<br />

gidip, halkın ifrât derecesindeki cefâsından kurtulayım diyorsunuz. Buna ruhsat, izin<br />

verilebilir. Fakat, azîmet daha iyi yol, orada kalıp, sıkıntılara sabır ve tahammül etmektir.<br />

Bildiğiniz gibi, bu mevsimde hâlsiz oluyorum. Bunun için kısa yazdım. Selâm ederim."<br />

(Üçüncü cild, 7'nci mektup)<br />

BİD'ATLERİN KÖTÜLÜĞÜ<br />

Yine İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Muhibbullah-ı Mankpûrî'ye bir mektupta şöyle buyurdular:<br />

"Allahü teâlâya hamd olsun! O'nun peygamberlerine salât ve size duâlar ederim. Kıymetli kardeşim<br />

Seyyid Mîr Muhibbullah! Buradaki fakîrlerin hâlleri, gidişleri çok iyidir. Bunun için Allahü teâlâya<br />

sonsuz hamd etmek lâzımdır. Sizin de selâmetiniz için ve hâlinizin değişmemesi için ve doğru yolda<br />

ilerlemeniz için Allahü teâlâya duâ ederim. Bu günlerde, ne hâlde bulunduğunuzu bildirmediniz.<br />

Mesâfenin uzaklığı, haberleşmeyi güçleştiriyor. Nasîhat vermek; dînimizin birinci vazîfesidir ve<br />

peygamberlerin en üstününe uymaktır. (O'na ve hepsine üstün duâlar ve selâmlar olsun!) O'na uymak<br />

için O'nun sünnetlerini, yâni bütün emir ve yasaklarını yerine getirmek ve O'nun beğenmediği<br />

bid'atlerden sakınmak lâzımdır. O bid'atler, gecenin karanlığını yok eden tan yerinin ağarması gibi<br />

parlak görünseler de, hepsinden kaçmak lâzımdır. Çünkü hiçbir bid'atte nûr yoktur, ışık yoktur. Hiçbir<br />

hastaya şifâ yoktur. Hiçbir hastaya ilâc olamazlar. Çünkü, her bid'ât, ya bir sünneti yok eder, yâhut<br />

sünnetle ilgisi olmaz. Fakat, sünnetle ilgisi olmayan bid'atler, sünnetten aşırı, artık oldukları için,<br />

sünneti yok etmiş olmaktadırlar. Çünkü, bir emri emr olunandan ziyâde yapmak, bu emri değiştirmek<br />

olur. Bundan anlaşılıyor ki, nasıl olursa olsun, her bid'at, sünneti yok etmektedir. Sünnete ters<br />

düşmektedir. Hiçbir bid'atte iyilik ve güzellik yoktur. Keşke bilseydim. Kâmil olan bu dinde ve<br />

Allahü teâlânın râzı olduğu İslâmiyette, nîmetler tamam olduktan sonra, ortaya çıkan bid'atlerden<br />

bâzılarına, nasıl olmuş da güzel demişler? Bunlar niçin bilmemişler ki, bir şey yükseldikten, tamam<br />

olduktan, beğenildikten sonra, buna yapılacak eklemeler güzel olamaz. Hak olan, doğru olan bir şeyde<br />

yapılacak her değişiklik, dalâlet ve sapıklık olur. Kâmil olan, tamam olan bu dinde, sonradan<br />

meydana çıkarılan bir şeye güzel demenin, dînin kemâle ermediğini göstereceğini ve nîmetin tamam<br />

olmadığını bildireceğini anlamış olsalardı, hiçbir bid'ate güzel diyemezlerdi. Bunu niçin bilmemişler?<br />

Yâ Rabbî! Unuttuğumuz ve yanıldığımız şeyler için bizleri hesâba çekme! Size ve yanınızda olanlara<br />

selâm ederim."(2'nci cild, 19'uncu mektup)<br />

1) Berekât-ı Ahmediyye; s.372<br />

2) Tezkire-i İmâm-ı Rabbânî; s.344<br />

3) Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî<br />

4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.415, 888, 1122<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.16, s.137

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!