22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(Peygamber efendimizin mübârek ayak izinin bulunduğu taş) bulunduğu câmiyi yaptırdı.<br />

Birinci Sultan Abdülhamîd Hanın zamânında, Sultan tarafından İstanbul'a dâvet edildi.<br />

Muhammed Ziyâd Efendi, bu dâvet üzerine, Kadem-i saâdeti başına alıp, yürüyerek<br />

İstanbul'a getirdi. Çok hürmet ve îtibâr gördü. Zamânın sadrâzamı Halîl Hamîd Paşa,<br />

Muhammed Ziyâd Efendiye çok muhabbet gösterenlerdendi. Kadem dergâhının olduğu yer<br />

sâhipli olduğundan, Halîl Hamîd Paşa burasını satın alıp vakfetti. Derhal, vakfedilen arsa<br />

üzerine dergâh yapılmaya başlandı. 1776 (H.1190) senesinde, Kadem Dergâhının inşâsı<br />

tamamlandı. Muhammed Ziyâd Efendiye, bu dergâhta insanlara ilim öğretmesi için vazife<br />

verdi ve dergâhı kendisine teslim etti.<br />

Muhammed Ziyâd Efendi, Kadem Dergâhında uzun zaman insanlara ilim öğretmekle meşgûl<br />

oldu. Bâb-ı âlî (Devlet dâireleri) tâtil olduğunda, sadrâzam ve devletin ileri gelenleri, dergâha<br />

gelir, Muhammed Ziyâd Efendinin sohbetini dinlerlerdi.<br />

Muhammed Ziyâd Efendinin getirdiği Kadem-i saâdet, bugün Sultan Birinci Abdülhamîd<br />

Hanın türbesindedir. Türbenin Yeni Câmi tarafındaki duvarında bulunan dolaba<br />

yerleştirilmiştir. Önceleri, kandil ve arefe gibi mübârek günlerde, Kadem Dergâhı şeyhi olan<br />

zât tarafından ziyâret ettirilmesi vakıf şartlarından idi.<br />

Muhammed Ziyâd Efendi, İstanbul'da çok hürmet ve îtibâr gördü. Vefâtına kadar dergâhtaki<br />

vazifesini yerine getirdi. Vefâtında da dergâhına defnedildi. Türbesinin üzeri açıktır.<br />

Mezârının kitâbesinde şöyle yazılıdır:<br />

"Kadem-i şerîfi, Şam'dan Âsitâne-i aliyyeye nakl hizmetiyle şereflenen, Sa'diyye<br />

sülâlesinden, âriflerin kutbu, Allahü teâlânın sevgili kulu, merhûm Şeyh Seyyid Muhammed<br />

Ziyâd Efendinin mübârek rûhu için lillâhi teâlel Fâtiha."<br />

1) Sefînet-ül-Evliyâ; c.1, s.363<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.18, s.147<br />

MUHAMMED ZUĞDÂN;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Muhammed, babasınınki Ahmed’dir. Künyesi Ebû Abdullah<br />

ve Ebü'l-Mevâhib’dir. İbn-i Zuğdân diye meşhur oldu. 1417 (H.820) senesinde Tûnus’ta<br />

doğdu. 1476 (H. 881) senesinde Kâhire’de vefât etti. Karâfe’deki eş-Şâziliyye kabristanına<br />

defnedildi.<br />

İbn-i Zuğdân, önce Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Birçok ilmî eserleri okudu. Arab dili ve<br />

edebiyâtını; Ebû Abdullah er-Remlî, Ömer eş-Şelşânî, Ömer el-Berzelî ve başkalarından,<br />

fıkıh ilmini; İbrâhim el-Ahdarî’den, mantık ilmini; Muhammed el-Mûsulî’den, hadîs ilmini;<br />

İbn-i Hacer’den öğrendi. 1438 (H.842) senesinde Kâhire’ye gitti. Tasavvuf erbâbıyla<br />

görüşüp, onların sohbetlerinde bulundu. Evliyânın büyüklerinden Yahyâ bin Ebi’l-Vefâ ile<br />

görüşüp, bereketli sohbetlerine kavuştu. Mâlikî mezhebinde idi.<br />

İbn-i Zuğdân, çoğu zaman cezbe, kendinden geçmiş hâlde olur, kendisini Allahü teâlânın<br />

sevgisi kaplardı. Câmi’ul-Ezher’in bitişiğindeki minâre yanında ikâmet eder, ibâdet ve<br />

tefekkürle vaktini geçirirdi. İbn-i Zuğdân’ın sözleri, şiirleri, kasîdeleri, sohbetlerde okunurdu.<br />

Bunları dinleyenler, mânevî coşkunluğa dalardı. İbn-i Zuğdân, kendisini çekemiyenlere,<br />

yumuşak ve güzel muâmele ederdi.<br />

İbn-i Zuğdân, Peygamber efendimizi sık sık rüyâsında görürdü. Gördüğü rüyâları kendisi<br />

şöyle anlatır:<br />

“Bir gece Resûlullah efendimizi rüyâmda gördüm ve; “Ey Allahü teâlânın Resûlü! Birçok<br />

kimse, sizi rüyâda sık sık gördüğüme inanmıyorlar.” dedim. Mübârek elini kalbimin üzerine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!