22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yüksekliği sebebiyle kısa zamanda zâhirî ve bâtınî olarak yükseldi.<br />

Rivâyet edilir ki; "Bir gün o zamânın âlimlerinden Mevlânâ Abdülhakîm, hazret-i İmâm-ı<br />

Ma'sûm'un huzûruna gelerek; "Efendim, kalb, bir parça ettir. Nasıl zikredebilir?" diye suâl<br />

etti. O sırada Muhammed Ubeydüllah da orada bulunuyordu ve o zamanlar daha yedi-sekiz<br />

yaşlarındaydı. Bu suâli işitince, hiç düşünmeden; "Dil de bir parça ettir. Allahü teâlânın<br />

kudreti ile nasıl konuşuyor ve zikr ediyor? Kalb ne için zikretmesin?" dedi. Orada bulunanlar<br />

bu tatminkâr cevap karşısında bu çocuğun ilmine, idrâkinin kuvvetine hayret ettiler."<br />

Muhammed Ubeydüllah'ın şaşılacak üstünlükleri, büyüklük hâlleri böyle daha çocuk iken<br />

görülmeye başlamıştı. Kur'ân-ı kerîmi bir ay gibi kısa zamanda ezberledi. O ay Ramazan ayı<br />

idi. Her gün bir cüz (Kur'ân-ı kerîmde bulunan yirmi sahifelik bölümlerden her biri) ezberler,<br />

akşam terâvihde onu okurdu. Hattâ, bu hâdisenin hac yolunda gemide olduğu ve o Ramazan<br />

ayının gemide geçtiği de bildirilmiştir.<br />

Muhammed Ubeydüllah'ın büyük ağabeyi MuhammedSıbgatullah, bu kardeşi hakkında;<br />

"Kardeşim; hâfız, fâdıl, hâcı, ârif, cömert, velî, müttekî, takvâ sâhibi, babamın makbûlü ve<br />

yüksek dedem İmâm-ı Rabbânî'nin âşıkıdır." buyurmuştur.<br />

Muhammed Ubeydüllah Serhendî hazretleri, bambaşka bir keşf sâhibi idi. Öyle ki, dünyâda<br />

olmuş bütün işleri keşf ederdi. Hattâ bu keşflerinin çokluğundan sıkılmaya başlayıp,<br />

bunlardan kurtulması için yüksek babasına yalvardı. Onun bütün vücûdu göz hükmünde idi.<br />

Yâni Allahü teâlâ ona bütün vücûdu ile görmek nîmeti ihsân etmişti. Hayâtının sonuna kadar<br />

böyle devâm etti.<br />

Yüksek babaları olan İmâm-ı Ma'sûm hazretlerinin Mektûbât'ının birinci cildini bu oğlu<br />

topladı. Yine yüksek babalarının Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvereyi ziyâretleri<br />

esnâsında hâsıl olan yüksek hâllerini, Arabî ifâde ile toplayıp, bir kitap hâlinde yazdı.<br />

Risâle-i Yâkûtiyye ismini verdiği bu kitabını, daha sonra Fârisîye çevirdi. Fârisî<br />

nüshalarından biri İstanbul'da SüleymâniyeKütüphanesinde mevcuttur.<br />

Muhammed Ubeydüllah hazretleri, vefâtlarından az bir müddet evvel, bulundukları Serhend<br />

şehrinden Dehli'ye gitti. 1672 (H.1083) senesinde bir Cuma günü Dehli'den dönüyorlardı.<br />

Öğleden sonra ikindi vaktiydi. Bir ara; "Namaz vakti oldu mu?" diye sordu. Yanında bulunan<br />

Âhund Sücâdil vaktin geldiğini arzetti. Tekbir için ellerini kaldırdı ve; "Esselâmü aleyküm yâ<br />

Resûlallah! sallallahü aleyhi ve sellem". dedi. Sonra niyet edip namaza başladı ve secdede<br />

iken mübârek rûhunu cenâb-ı Hakk'a teslim eyledi. Muhammed Hâdî, Muhammed Pârisâ ve<br />

Muhammed Sâlim isimlerinde üç oğlu vardı.<br />

Muhammed Ubeydüllah hazretlerinin Mektûbât'ı, Hazînet-ül-Me'ârif ismiyle bilinmekte<br />

olup, içinde yüz elli altı mektup vardır. Mektuplar ekseriyetle Fârisî, çok az kısımları da<br />

Arabîdir. Hazînet-ül-Me'ârif 1973 (H.1393) senesinde Pâkistan'da basılmış olup, bu<br />

kitapdan birkaç mektubun tercümesi aşağıdadır.<br />

66. mektup: Bu mektup, vaktin sultânı olan Ebü'l-Muzaffer Muhyiddîn Muhammed<br />

Âlemgîr'e yazılmış olup, tövbe hakkındadır.<br />

Her hamd ve medhin hakîkî sahibi olan ve istediğini yapıp, dilediği şekilde hüküm veren<br />

Allahü teâlâya hamd, O'nun sevgili Peygamberine ve âline her zaman dâimî salât ve selâmlar<br />

olsun.<br />

Bu fakîre ihsân ederek gönderdiğiniz kıymetli mektubunuz geldi. Çok sevindirdiniz.<br />

(Mektubun bundan sonraki kısmı, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Hindistan vâlilerinden Hân-ı<br />

Hânân'a yazdıkları mektuptur. Muhammed Ubeydüllah hazretleri, Sultan Âlemgîr'e yüksek<br />

dedelerinin yazdıkları mektubun aynısını yazmışlardır. Adı geçen mektup, Mektûbât-ı<br />

İmâm-ı Rabbânî'nin 2. cildinin 66. mektubudur.)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!