22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

atıya her yere yayıldı. Zamânının âlimleri arasındaki ihtilâfları hâllederdi. Aynı zamanda<br />

kerâmet ehli idi. Çok kerâmetleri görüldü.<br />

Kıymetli eserler yazdı. Bunlardan tasavvuf ve inceliklerine dâir yazdığı Mevâkıf adlı<br />

kitabının her bir bölümü mârifetlerle doludur. Kitabının seksen üçüncü bölümünde şöyle<br />

yazmaktadır:<br />

Hadîs-i şerîfde buyruldu ki: "Allahü tealâ bir kimseye bir nîmet verdiğinde o nîmetin<br />

onun üzerinde görülmesini ister." Hülâsa budur ki, eğer nîmetin görülmesi yalnız fiil, iş ile<br />

olursa onu fiil ile göstermek ve eğer nîmetin görülmesi, söz ile olursa onu da söz ile<br />

göstermek, açıklamak lazımdır.<br />

Haccederken yaşadığı hâdiseleri anlatırken şöyle demektedir:<br />

Medîne-i münevvereye vardığımda Resûlullah'ın Ravda-i mutahherasına gittim. Resûlullah'a<br />

(sallallahü aleyhi ve sellem), hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer'e selâm verdikten sonra,<br />

Resûlullah'ın huzûrunda edeble durdum ve; "Yâ Resûlallah! Köleniz kapınızda durmaktadır.<br />

Yâ Resûlallah! Sizin bir nazarınız bana her şeyden daha sevgilidir ve beni zengin eder. Yâ<br />

Resûlallah! Sizin himâyeniz benim için kâfidir." dedim. O zaman Eşref-i âlem (sallallahü<br />

aleyhi ve sellem) buyurdular ki: "Sen benim evlâdımsın ve yanımda makbûlsün." Bana<br />

evladım buyurmaları, sulbî evladlığı mı, yoksa kalbî evlâdlığı mı idi. Benim maksadım her<br />

ikisinde idi. Allahü teâlâya hamd ve şükredip; "Yâ Rabbî! Bunu bana Peygamber efendimizin<br />

zât-ı şerîfini göstermekle tahakkuk ettir. Zîrâ Habîbin; "Beni gören hakîkî görür. Zîrâ<br />

şeytan benim şeklimde kendini hiç kimseye gösteremez." buyurmaktadır, diye duâ ettim.<br />

Sonra da Kademeyn-i şerîfeyne, mübârek iki ayağı tarafına geçtim ve şark taraftaki bir<br />

duvara yaslanıp tefekkürle meşgûl oldum. O hâlde iken kendimden geçtim. Her şeyden<br />

habersiz kaldım. Mescid-i Nebevî'de kimi namaz kılar, kimi zikreder, kimi Kur'ân-ı kerîm<br />

okur, kimi duâ ederdi. Hiç bir şey duymadım ve her şeyden habersiz oldum, o esnâda; "Bu<br />

seyyidimizdir." sesini işittim. Gaybet hâlimde gözlerimi açtım. Resûlullah efendimiz beni<br />

ayak tarafından şebeke arasına çektiler. Heybetli ve sâkin idiler. Mübarek sakalının aklığı<br />

fazla idi. Yanakları kırmızı idi. Lakin mübârek şemâili vasfedenlerin yazdıklarından çok daha<br />

kırmızı idi. Bana yaklaştıkları vakit kendime geldim. Allahü teâlâya sonsuz hamdü senâlar<br />

ettim.<br />

Abdülkâdir-i Cezâyirî hazretlerinin yaşayışında İslâm ahlâkını bütünüyle müşâhede edip,<br />

görmek mümkündü. Onu gören kendisine hayran kalırdı. Gerek Fransızlarla sulh olduğu<br />

zamanlarda ve gerekse tutsaklığı devresinde Abdülkâdir Cezâyirî'yi gören generaller;<br />

kendisiyle dost olmaya çalışırlar ve ona İslâmiyetle ilgili, sualler sorarlardı. Abdülkâdir<br />

Cezayirî'nin Fransız generali Dumas'a İslâmiyetin kadına verdiği değer hakkındaki cevabı şu<br />

şekildedir:<br />

...Bu meselenin gerçek yüzü ve hakîkati sizin işittiğinizin tam aksinedir. Müslümanların<br />

nezdinde kadınlar büyük bir hürmeti ve değeri haizdirler. Mesela onlar zevcelerini pek<br />

severler ve onlara karşı çok merhametlidirler. Muhabbetin, sevgi duymanın zarûrî gereği ise<br />

hürmet etmektir. Yâni insan sevdiğine hürmet eder. Nitekim, sevgili Peygamberimiz<br />

sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Zevcelerine ancak kerîm olanlar ikrâm ve<br />

iyilik eder ve onlara ancak kötü ve alçak olanlar ihânet edip kötülük yaparlar." Diğer<br />

bir hadîs-i şerîfte de Eshâb-ı kirâmına hitâben buyurdular ki: "Sizin en hayırlınız, zevcesine<br />

hayırlı olanınızdır. Ben, içinizde zevcesine en hayırlı ve iyilik eden kimseyim."<br />

Resûlullah efendimiz, mübârek zevcelerini kendi mübârek elleri ile deveye bindirirlerdi.<br />

İslâm büyüklerinin bu konudaki menkıbeleri, nezaket ve edebleri sayılamayacak kadar<br />

çoktur. Ev işlerinde müslümanlar zevceleri ile müşâvere ederler. Birçok işleri zevcelerine<br />

danışır, onların gönlünü almaya dikkat ederler. Kadınlar ev işlerinde reisdirler. Dış işleri<br />

kadınlara bırakılmaz. Bu, erkeklerin işidir. Bunu kadınlara yüklemez, kendileri çekerler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!