22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

anlarını yaşıyodu. Bana şöyle duâ etti: “Allahü teâlâ, seni gözetsin ve himâyesinden bir ân<br />

dahî ayırmasın. O’ndan bunu diliyorum. O’nun huzûruna vardığında, sana ayıplarını<br />

örtmekle muâmele eylesin” Muhammed Şenâvî, o gece vefat etti. Sabahleyin halktan<br />

habersiz olarak defnedildi. Halk Muhammed Şenâvî’nin vefâtını duyunca, mezarını ziyâret<br />

etmek için toplandılar. Mezar başında büyük izdiham meydana geldi.”<br />

Muhammed Şenâvî buyurdu ki: “Bu yol, baştan sona kadar iyi huydan ibârettir.”<br />

“Dünyâdan elime geçenler, bana verilmiş özel bir mal değildir. Ben bu mallara, yoksulların<br />

da ortak olduğunu görüyorum. Bunları, benden daha fakir kimseler varsa onlara veririm. Zîrâ,<br />

bu rızıkları bana bu iş için veren Allahü teâlâdır. Beni bu hayır işine memur eden, fakirlere<br />

yardımdan başka bir işle uğraştırmayan yüce Rabbime hamd ve senâlar olsun.”<br />

ZEHİRLİ YEMEK<br />

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî şöyle anlatır: “Muhammed Şenâvî’nin bulunduğu beldenin devlete âit<br />

gelirlerini, İbn-i Yûsuf adında bir görevli topluyordu. Bu bölgede, şâir bitkisi denilen zehirli<br />

bir bitki yetiştirilirdi. Bu bitkinin geliri ile, devlet erkânının ve askerlerin geçimi sağlanırdı.<br />

Bu zehirli bitkiyi toplamaya mecbur edilen halktan ölenler olurdu. Muhammed Şenâvî, bu<br />

bitkinin ekilmesinin yasaklanması için İbn-i Yûsuf’a ne kadar söyledi ise kâr etmedi. Bunun<br />

üzerine Muhammed Şenâvî de, talebeleri ve halkla berâber şâir bitkisi toplardı. İbn-i Yûsuf<br />

buna çok kızardı. Bir gün İbn-i Yûsuf, Muhammed Şenâvî’yi talebeleriyle birlikte yemeğe<br />

dâvet etti. Önlerine zehirli yemek koydu. Muhammed Şenâvî sofraya oturduğu zaman,<br />

Allahü teâlânın izni ile yemek kurtlandı. Bu durumu gören Muhammed Şenâvî; “Artık<br />

zamânı geldi. Şâir bitkisini ektirmiyeceğim” dedi. Osmanlı Sultânına, bu bitkiyi toplamayı<br />

yasaklatması için gitmeye karar verdi. O gece Sultan rüyâsında Muhammed Şenâvî'yi gördü.<br />

Muhammed Şenâvî, Sultâna; “Bu İbn-i Yûsuf emri ile ekilen şâir bitkisi toplama işini iptâl<br />

et” dedi. Sultan uyandığı zaman, vezîrlerine, Mısır vâlisine böyle birşeyin olup olmadığını<br />

sormalarını emretti. Mısır vâlisinden haberin doğruluğuna dâir bilgi gelince, Sultan, şâir<br />

bitkisinin ekilmesini yasaklattı.”<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.179<br />

2) Tabakât-ül-Kübrâ; c.2, s.132<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.14, s.260<br />

MUHAMMED ŞEYBÂNÎ;<br />

İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'nin talebelerinin en büyüklerinden. Müctehid âlim ve velîlerden.<br />

İsmi, Muhammed bin Hasan bin Abdullah bin Tâvûs bin Hürmüz'dür. Künyesi, Ebû Abdullah<br />

olup, Benî Şeybân'ın âzâdlısı olduğu için Şeybânî nisbesiyle meşhûrdur. 752 (H.135)'de Vâsıt<br />

şehrinde doğdu. 805(H.189)'de Rey'de vefât etti.<br />

İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe ile aynı soydan gelen Muhammed Şeybânî, küçük yaşta Kur'ân-ı<br />

kerîm okumayı öğrenip, bir kısmını ezberledi. Zamânının ilim merkezlerinden olan Kûfe'ye<br />

giderek Süfyân-ıSevrî, Abdurrahmân el-Evzâî gibi hadîs âlimlerinden ders okudu. On dört<br />

yaşında iken İmâm-ıA'zam Ebû Hanîfe'nin ders halkasına katıldı. Ondaki ihlâsı ve samîmiyeti<br />

gören hocası, ona duâ ederek Kur'ân-ı kerîmin hepsini ezberlemesini istedi. Nihâyet çok kısa<br />

bir zamanda Kur'ân-ı kerîmi ezberleyerek, İmâm-ı A'zam'ın derslerine devâm edip, fıkıh<br />

ilmini öğrenmeye başladı. İmâm-ı A'zam'ın vefâtına kadar dört sene ondan, vefâtından sonra<br />

da aynı usûl üzerine İmâm-ıEbû Yûsuf'dan ders okudu. Fıkıh ilminde yüksek dereceye ulaştı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!