22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Fakir bir kimse ziyâretine geldiğinde, MuhammedHanefî hazretlerini kıymetli ve süslü<br />

elbiseler içinde görünce; "Benim bildiğim velîler böyle elbiseler giymez. Bizim bu kadar<br />

ihtiyâcımız varken niçin kıymetli elbiseler giyer?" diye düşündü. Orada iken, bir grup<br />

yabancı kimse ziyârete geldi. Hepsi de kıymetli ve süslü elbiseler giymişlerdi. Fakat<br />

Muhammed Hanefî hazretlerininki, onlarınkinden daha güzel ve kıymetliydi. Bu kimseler<br />

gittikten sonra, o fakir kimseyi çağırıp buyurdu ki: "Gördün, böyle kimseler ziyâretimize<br />

gelmektedir. Benim ise onların karşısında ilim ehlini zelil göstermem uygun olur mu? Onun<br />

için böyle giyindim. Yoksa bizim böyle şeylerde gönlümüz yoktur." O kimse, işin sebebini<br />

öğrenip, tövbe ve istigfâr etti. Bir daha büyüklerin işine karışmamaya söz verdi.<br />

Muhammed Hanefî hazretlerinin bir komşusu vardı. Onu hiç sevmezdi. Devamlı aleyhinde<br />

konuşurdu. Ziyâretine gelenleri kapısından çevirerek; "Geldiğiniz zât, büyük kimse değil, o<br />

benim komşumdur, o sihirbâzın biridir." derdi. MuhammedHanefî hazretleri, defâlarca ona<br />

nasîhat etti fakat fayda vermedi.Yine bir gün, uzak bir yerden kalabalık bir grup insan<br />

ziyâretine geldi. Bu zât, hemen bunların önüne geçip, aynı şeyleri tekrâr ederek, gelenleri<br />

geri çevirdi. Bunun üzerine Muhammed Hanefî hazretleri; "Yâ Rabbî! Yol kesicilerin<br />

cezâsını ver." diye duâ etti. Kısa bir müddet sonra, o kimse hastalandı. Ağzından kan ve ciğer<br />

parçaları geldi. Ve o hastalıktan kurtulamayıp öldü.<br />

Muhammed Şâzilî, Karâfe kabristanını ziyâret ettiği zaman, kabir ehline selâm verir,<br />

mezardakiler onun selâmına yüksek sesle cevap verir ve orada bulunanlar bunu işitirlerdi.<br />

Muhammed Şâzilî, elini huysuz atın üzerine koysa, atta huysuzluktan eser kalmazdı. Hızır<br />

aleyhisselâm, defâlarca MuhammedHanefî'nin meclisine gelir ve onun sağında otururdu.<br />

Muhammed Şâzilî kalkınca, o da kalkar, Muhammed Şâzilî halvete girse, yalnızlığa çekilse<br />

kapıya kadar onu tâkib ederdi.<br />

İmâm-ı Şa'rânî şöyle nakletti: "MuhammedHanefî hazretleri ölüm hastalığında; "Kimin bir<br />

hâceti, isteği olursa, kabrime gelsin; onu yerine getiririm. Çünkü sizinle benim aramda bir<br />

karış topraktan başka bir engel yoktur. Bir karış toprak onunla talebeleri ve dostları arasında<br />

engel olan kimse velî değildir." buyurdu."<br />

Muhammed Şâzilî buyurdu ki: "Sakın velîlerin kerâmetini inkâra kalkışmayın. Zîrâ kerâmet,<br />

Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfler ile sâbittir. Âdet dışı hâllerin olması, velîler için câizdir.<br />

Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebinin îtikâdı böyledir. Çünkü, rivâyete göre İmâm-ı Âzam Ebû<br />

Hanîfe, bir ara duâ etti ve kendisine semâdan bol yemeklerle dolu bir sofra indi."<br />

"Velî, "Lâ ilâhe illallah" deyip, bunun şartlarını yerine getiren kimsedir. Bunun şartları;<br />

Allahü teâlâyı ve O'nun Resûlünü sevmek ve dost edinmektir."<br />

İYİ YE!<br />

Yûsuf isimli bir şahıs, Muhammed Şâzilî hazretlerini sık sık ziyârete gelirdi. "Yemekte sofraya çok az<br />

ekmek konuyor, karnım doymuyor." derdi. Bir defâsında ziyâretine gelirken, iki de ekmek alıp,<br />

bunları koynuna saklamıştı. Her zaman olduğu gibi, yine sofra kuruldu. Yine her zamanki kadar<br />

ekmek ve yemek kondu. Fakat o zât, ne kadar yediyse ekmeği bir türlü bitiremedi. Bitmediği gibi, hiç<br />

de eksilmedi. Muhammed Şâzilî hazretleri kendisine; "İyi ye sofradan aç kalkma ki, iki ekmeğe<br />

ihtiyâcın kalmasın." buyurdu. O kimse çok mahcub oldu. Ekmekleri çıkarıp sofraya bıraktı. Tövbe<br />

istigfâr etti.<br />

BU MEMLEKET NE BENİMDİR NE SENİN<br />

Şemseddîn bin Ketîle dedi ki: "Muhammed Şazilî'yi tanıtan ilk hâdise şudur: "Sultan Ferec bin<br />

Berkûk, bir sebebten dolayı halkın üzerine ok attırıyor; Muhammed Şâzilî de buna karşı geliyordu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!