22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

arasına katıldı. Hâce'nin gönlünde MuhammedSıddîk'ın husûsi bir yeri vardı. Bunu zaman<br />

zaman bildirerek; "Mevlânâ MuhammedSıddîk'ın istidâdı çok yüksek ve kâbiliyeti pek<br />

çoktur" buyururdu.<br />

Mevlânâ MuhammedSıddîk anlattı ki: "Bir bayram sabahı, talebe arkadaşlardan birkaçı ile,<br />

mübârek hocamızın dergâhına gittik. Kendileri, ellerinde gülsuyu şişesi ile çıkıp geldiler.<br />

Orada bulunanlar arasında, benim elbisemi yeni ve bayrama yakışır şekilde bulup, üzerime<br />

gülsuyu serptiler. Bu serpmeden, perişân hatırım, bozulan moralim düzeldi.<br />

Beyt:<br />

Eteğinden gülsuyu, her tarafa saçılır,<br />

Uyuyan bahtın yüzün bu şekilde uyanır.<br />

Yine bir gün, Dekken yolculuğundan dönmüştüm. Hazret-i Hâce'yi hatırıma getirerek hep<br />

onu düşündüm ve buna devâm ettim. Bu hâl öyle oldu ki, kime baksam, o emeller sultânının<br />

yüzü görünürdü. Hattâ kapıya, duvara, taşa, ağaca baksam, hep o güzel yüz karşımda<br />

dururdu. Bu hâller içerisinde idim ki, mübârek hocam, en büyük talebesi olan İmâm-ı<br />

Rabbânî hazretlerine hilâfet verip, Serhend'e gitmesine izin verdi. Bütün talebelerinin de<br />

hazret-i İmâm'la Serhend'e gitmelerini ve ondan istifâde edip ilerlemelerini emretti.Sâdece<br />

hizmetinde bulunan birkaç kişi kaldı. Beni de huzûruna çağırıp; "Serhend'e gitme hazırlığını<br />

yaptın mı?" buyurdu. Hâlim yukarıda arz ettiğim gibi olunca, Serhend'e gitmekten<br />

kaçınıyordum. Benim gitmek istememem üzerine hazret-iHâce celâllendi ve; "Sen ve senin<br />

gibiler, onu nasıl tanıyabilirsiniz? Senin nazlanmana sebeb olan o hâl, ondan sana gelmiş<br />

olanın yanında zerre kadar bile kalmaz" buyurdu. Bundan sonra kendimden geçtim,<br />

bayılmışım. Ne kadar zaman bu hâlde kaldığımı bilmiyorum. Kendime gelince,<br />

yumuşadıklarını, acıdıklarını gördüm. Aklım başıma geldikten sonra şunları söyledi:<br />

"Korkacak bir şey yok. Zîrâ bu hâlimiz, sevginin tezâhürü idi. Ey kardeşim! Eğer îtikâdın<br />

sağlam ise ve benim doğru söylediğime yakînen inanıyorsan, bu gün gök kubbe altında Şeyh<br />

Ahmed gibi birinin olmadığını bilmelisin. Geçmiş en büyük evliyâdan, onun kemâlâtını hâiz<br />

üç-dört kişi biliyorum. Fazla değildir. Kendimi onun tufeylisi, yâni, nîmetleri ile yetişen biri<br />

olarak görüyorum. Dediklerimi hiç unutma! İşine çok yarıyacaktır. Hemen kalk, ona yetiş!<br />

Eğer seni istiyerek, severek kabûl ederse hâline şükret ki istediğimiz budur. Eğer, evet veya<br />

hayır diye bir şey söylemezse ardı sıra Serhend'e kadar git! Senden yüz çevirirse, ayaklarına<br />

kapan. Bunun da bir hikmeti vardır."<br />

Delhi çıkışında onlara yetiştim. Bir mikdar yol almıştık ki, beni yanlarına çağırıp; "Geri dön!<br />

Hazret-i Hâce'nin hizmet ve huzûruna git! Serhend senin evindir, ama henüz Serhend'e gitme<br />

vaktin gelmedi" buyurdular. Emirlerine uyarak geri döndüm. HâceBâkî-billah'ın hayâtının<br />

sonuna kadar hizmetinde bulundum. Hazret-i Hâce'nin vefâtında yanında idim. Allahü<br />

teâlâya kavuştuğu gece, rüyâda bana göründü ve başıma gelecekleri bana anlattı. Büyükler<br />

yolunda çalışıp ilerlemenin hakîkatını beyân edip, nasîhat ve vasiyetlerde bulundu. En büyük<br />

nasîhatı İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetinde ve hizmetinde bulunup, onların yoluna<br />

devâm etmem idi."<br />

Muhammed Sıddîk, hocasının vefâtından sonra, Allahü teâlânın lütfu ve hazret-i Hâce'nin<br />

vasiyeti ile, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin huzûru ile şereflendi. Gençlik icâblarını, şiir ve<br />

şâirlik arzu ve lezzetlerini bıraktı. Onlara kuvvetli ve tam muhabbetle bağlandı. Hizmetle<br />

şereflendi. Nitekim hazret-i İmâm bir gün sabah namazından sonra talebelerinin toplu olduğu<br />

sırada; "Bugün Hâce Muhammed Sıddîk, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyye ile şereflendi"<br />

buyurdu. Hadarât-ül-Kuds sâhibi; "Ben o halkada idim ve bu sözü yüksek hocanın cevher<br />

saçılan dillerinden duydum." dedi. Hazret-i İmâm, sevenlerinden birine; "Mevlânâ<br />

Muhammed Sıddîk, bu günlerde, Allahü teâlânın yardımı ile vilâyet-i hâssa ile şereflendi.<br />

Bununla birlikte gözü yukarılardadır. Oradan da büyük pay aldı. Umulur ki, inmeye başlar,<br />

Allahü teâlâ, rahmetini dilediğine ihsân eder." diye yazdı.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!