22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yine babası İmâm-ı Rabbânî hazretleri, onun hakkında şöyle buyurmuştur: "MuhammedSaîd,<br />

ulemâ-i râsihînden, derin âlimlerin önde gelenlerindendir. Allahü teâlânın halîlidir<br />

(dostudur). O'nun rahmet hazînesidir. Yarın kıyâmet günü rahmet hazînelerinin taksimi ona<br />

verilir. Şefâat makâmından büyük payı vardır."<br />

"Tasavvuf yolunda yükselirken ve inerken, kavuştuğum her makamdaMuhammed Saîd<br />

yanımdaydı."<br />

"İnişte, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin makâmına geldiğimde gördüm ki,<br />

MuhammedSaîd benimle berâberdir."<br />

Yine buyurdu: "İkinizi de (MuhammedMa'sûm ile) Vilâyet-iAhmedî makâmında<br />

buluyorum."<br />

"Keşf ve müşâhede hâlinde gördüm ki, kıyâmet kopmuş, Arasat meydanında toplanmışız.<br />

Ardımda eshâbımla Sırat üzerindeyiz. Gördüm ki Muhammed Saîd önümüzden hızlı hızlı<br />

gidiyor. Defteri de sağ elindedir. BöyleceCennet'in kapısına kadar geldik."<br />

Hazret-i Mahdum Muhammed Saîd buyurdu ki: "Vebâ günlerinde babama büyük<br />

musîbetlerin vâki' olduğu sıralarda, yâni, üç gün içinde ağabeyim HâceMuhammed Sâdık,<br />

kardeşlerimden Muhammed Ferruh, Muhammed Îsâ ve daha başka yakınları ile vefât<br />

ettiklerinde, ben de ağır hastalanmıştım.Neredeyse ümîd kesilmişti. Hazret-i İmâm çok<br />

üzüldüler. Bu sırada bir gece Hak teâlâ tarafından kendisine öyle husûsi tecelliler ve zuhûrlar<br />

oldu ki, bunların bu musîbetleri unutturan ilâhî teselli ve müjdeler oldukları bildirildi."<br />

Hazret-i İmâm buyurdular ki: "Rabbimin bu lütuf ve ihsânları arasında iken, mânevî bir emir<br />

geldi ki: "Muhammed Saîd ile Muhammed Ma'sûm'u getirin!" Getirdiler. İkisini de dizlerime<br />

oturttular. Her ikisini de yaşlanmış ve sakalları ağarmış gördüm. Bana şöyle buyuruldu ki;<br />

"Bu iki oğlunu sana bağışladım. Çok yaşayacaklardır." Hazret-i İmâm, Hak teâlânın bu<br />

lütfundan çok memnun olup kalktılar ve müjde verdiler. Hâlbuki bu iki oğulları henüz yirmi<br />

yaşına gelmemişlerdi."<br />

Muhammed Saîd buyurdu ki: "Yüksek babam vefâtından iki ay kadar önce buyurdular ki:<br />

"Çok derin sırlar bildiriliyor. Onları kime anlatayım. Siz her zaman burada olmuyorsunuz." O<br />

günden îtibâren dışarıdaki dersi bırakıp devamlı sohbet ve hizmetlerinde bulundum.<br />

Kimseden duyulmayan o sırları ve keşfleri dinler oldum. O günlerde bu cinsten olan ihsân ve<br />

ikrâmlar öncekilere kıyasla çok daha fazlaydı. Bunlar gizli olup açıklamaya gelmez."<br />

Yüksek babamın son hastalıklarında, imâmeti bana verdikleri zaman, namazda imâm olmam<br />

sebebiyle, babama ihsân edilen ve örtülmesi lâzım olan sırlar bana da akmaya başladı.<br />

Yüksek babam buyurdular ki: "Muhammed Saîd! Bütün bunlar senin imâm olman ve<br />

namazda öne geçmenin bereketleridir. Senin bu yüksek ihsânlardan ve derin sırlardan nasîbin<br />

ve payın tamdır."<br />

Hazret-i İmâm'ın bu iki oğluna, ihsân, merhamet ve muhabbet nazarları son derece<br />

idi.Tenhâda ve kalabalıkta sırdaşı, hakîkat ve mahrem bilgilerinde muhâtabı idiler. Dünyâ<br />

işlerinde emînleri, müşâvirleri ve mutlak vekilleri, ibâdet ve tâatlerinde en iyi hizmet edicileri<br />

hep bunlardı. Dünyâ ve âhiret husûsunda büyük yardımcısı Muhammed Saîd hazretleri idi.<br />

Muhammed Saîd hazretleri sâniyesini bile boşa geçirmez, bir günde yapacağı işleri önceden<br />

plânlardı.Vakitlerini şöyle taksim etmişti. Sabah namazını kılar, ardından o vakitte okunacak<br />

ve yapılacak duâ ve vazifeleri okurdu. Sonra Allahü teâlâyı kalbinden zikrederdi. İşrak vakti<br />

gelince, işrak namazını kılardı. Sıcak zamanlarda, gecenin uykusuzluğunu gidermek için<br />

iki-üç saat istirahat ederdi. Sonra kalkar, abdest alır, talebeye ders verir, bu hâl öğleye kadar<br />

devâm ederdi. Öğle namazını vaktin evvelinde edâ eder, sonra hâfızdan Kur'ân-ı kerîm<br />

dinlerdi.Bitirdikten sonra, kendisi Kur'ân-ı kerîm okurdu. Bâzan da öğle namazından önce<br />

Kur'ân-ı kerîm okur, öğleden sonra ders ile meşgûl olup, bu durum ikindiye kadar devâm

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!