22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sıtma hâlinde olanlar anladılar ki, bu Mahdumzâde geldi, bu hastalığa yakalanan hastaların<br />

elinden tutup onları kurtardı ve; "Bugün bu belâyı biz üzerimize aldık." buyurdu. Biri rüyâda<br />

gördü ki, her kim bu Mahdumzâde'nin ismini yazıp, yanında taşırsa, bu belâdan kurtulur.<br />

İnsanlar bir müddet onun mübârek ismini yazıp yanlarında taşıdılar. Çok tesirini ve faydasını<br />

gördüler. Vefâtından sonra, yakınları, dedelerinin yanına gömmek istediler. Hazret-i İmâm bu<br />

hususta teveccüh eylediler. Şimdi gömülü bulundukları yerde, gömülmesini emir buyurdular.<br />

Hazret-i İmâm her Cumâ namazından sonra, ziyâretine gider, bir müddet murâkabe ederek<br />

otururlardı. Bunun gibi her Cumartesi sabahı, bütün eshâbı ile, sohbet halkasını, onun nûrlu<br />

mezârının başında kurarlardı. Birçok zamanlar, bu oğlunun âhiret hâllerinden garib şeyler<br />

beyân ederlerdi. Hazret-i İmâm'ın teveccüh ve duâları ile, çok yüksek ilerlemeler hâsıl<br />

olurdu. Cenâb-ı Hakk'ın, oğullarına verdiği ihsânları keşf ederlerdi. Bir gün oğullarının<br />

kabrinin başından kalkarken şöyle buyurdular: "Bugün oğluma teveccüh eyledim. Gördüm<br />

ki, her an nûrlar ve garîb eserler zahir oluyor. Her an, coşarak rahmet-i ilâhiyyeye âit garîb<br />

sırları açıklıyor."<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mevlânâ Sâlih'e gönderdiği bir mektupda oğulları hakkında şöyle<br />

buyurdu:<br />

"Allahü teâlânın nîmetlerine hamd olsun ve O'nun seçtiği kullarına selâm olsun! Kardeşim<br />

Molla Sâlih! Serhend'de bulunanların başına gelenleri dinle! Büyük oğlum iki küçük kardeşi<br />

Muhammed Ferrûh ve Muhammed Îsâ ile birlikte âhirete gittiler. "İnnâ lillah ve innâ ileyhi<br />

râci'ûn." Allahü teâlâya sonsuz hamd olsun ki, önce geride kalanlara sabır gücünü ihsân<br />

eyledi. Bundan sonra, bu belâdan râzı olmağı nasîb eyledi. Fârisî beyt tercümesi:<br />

Beni ne kadar incitsen, dönmem senden yine,<br />

Dayanmak tatlı olur sevgili elemine.<br />

Merhûm oğlum, Hak teâlânın âyetlerinden bir âyet idi. Rabbül'âlemînin rahmetlerinden bir<br />

rahmet idi. Yirmi dört yaşında iken, öyle şeylere kavuştu ki, az kimseye nasîb olur.<br />

Mevleviyyet mertebesine, naklî ve aklî ilimlerin profesörlüğüne yükselmişti. Öyle olmuştu<br />

ki, yetiştirdiği gençler Beydâvî Tefsîri'ni, Şerh-i Mevâkıf ve benzeri yüksek kitapları<br />

okuyorlardı. Mârifet ve irfânını anlatmak ve şühûdünü, küşûfünü yazmak, başarılacak şey<br />

değildir. Bildiğiniz gibi, daha sekiz yaşında iken, kendisini öyle hâl kaplamıştı ki, hocamız<br />

hâlini yumuşatmak için, pazarların şübheli yemeklerini ona yedirirlerdi. "Muhammed Sâdık'ı<br />

sevdiğim gibi, hiçbir kimseyi sevmiyordum. Kendisi de, bizi sevdiği kadar kimseyi<br />

sevmiyor." buyururlardı. Onun büyüklüğünü bu sözden anlamalıdır. "Vilâyet-i Mûseviyye"yi<br />

son noktasına ulaştırmıştı. Bu vilâyetin işitilmemiş, şaşılacak şeylerini anlatırdı. Allah<br />

korkusundan her an yüreği titrer, edebi gözetirdi. O'na sığınır, O'na yalvarır, O'na boyun<br />

büker ve O'nun huzûrunda eğilirdi. "Evliyâdan herbiri, Hak teâlâdan bir şey istemiştir. Ben,<br />

O'na sığınmayı ve O'na yalvarmağı istedim." buyururdu.<br />

Muhammed Ferrûh'dan ne yazayım ki, on bir yaşında ilim talebesi idi. Kâfiye okuyordu.Tam<br />

anlıyarak ders görüyordu. Dâimâ âhiret azâbından korkar ve titrerdi. Çocuk iken, bu<br />

dünyâdan ayrılmak için ve böylece, âhiret azâbından kurtulmak için duâ ederdi. Ölüm<br />

yatağında iken, kendisine hizmet edenler, hiç işitilmemiş ve şaşılacak şeylerini gördüler.<br />

Sekiz yaşında vefât eden ve bu yaşta çok kerâmet ve hârikaları görünen Muhammed Îsâ'dan<br />

ne yazayım.<br />

Oğullarımın her üçü de, birer cevher idiler. Bize emânet verilmişlerdi. Allahü teâlâya hamd<br />

ve şükür olsun ki, bu emânetleri râzı olarak sâhibine teslim eyledik. Yâ Rabbî!<br />

Peygamberlerin efendisi hürmetine bizi onların sevâbından mahrûm bırakma! Onlardan<br />

sonra, bizleri fitneye düşürme! Fârisî mısra tercümesi:<br />

"Her ne olursa olsun, dosttan konuşmak daha tatlı."<br />

(Birinci cild, üç yüz altıncı mektup.)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!