22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

verirsin.” buyurdu. Hocam ikindi namazından sonra beni Sultânın yanına gönderdi. Sultâna,<br />

Muhammed Hevârî hazretlerinin söylediklerini söyledim. Sultan çok sevindi. Sultan, müjdeyi<br />

verdiğim için bana yirmi dînâr para verdi ve; “Eğer Allahü teâlâ bu belâyı benden def ederse,<br />

Hasan bin Mahlûf’a yüz dînâr vereceğim.” diye adakta bulundu. Sultan Ebû Fâris yola çıkıp<br />

Neşvis Dağının eteklerine geldiği zaman, adamları onu kötülediler ve yanından ayrıldılar.<br />

Bunun üzerine Sultan Ebû Fâris, Tûnus’a gitti. Bayram günü vefât etti. Halk bayram namazı<br />

kılmak için evinden çıktığı zaman, Sultan Ebû Fâris’in ölmüş olduğu haberini aldılar.<br />

Ali Tâlûtî şöyle anlatır: “Bir gün ben Hasan bin Mahlûf’un yanında oturuyordum. O sırada<br />

bir zât geldi. İçeri girmek için izin istedi. Hasan bin Mahlûf da içeri girmesine izin verdi. O<br />

zât Hasan bin Mahlûf’a yazılı bir kâğıdı okudu. O kâğıtta şöyle yazıyordu: “Muhammed<br />

Hevârî büyük bir velî olup, kutubluk makâmına yükselmiştir. Onun zamânın kutbu olduğunu,<br />

falan falan kimseler tasdîk etmiştir.” Ben bu kimsenin okuduklarına çok hayret ettim. Zîrâ<br />

bütün söyledikleri, Muhammed Hevârî’de mevcuttu.”<br />

Muhammed Hevârî’nin yazdığı eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Es-Sehv vet-Tenbîh, 2)<br />

Et-Teshîl, 3) Et-Tibyân, 4) Tabsırat-üs-Sâil.<br />

İBN-İ MERZÛK CEVAP VERSİN<br />

Abdülhamîd el-Asnûnî şöyle anlatır: “Muhammed Hevârî, Vehrân beldesinde idi. Ben de onu<br />

ziyârete gittim. Selâm verip huzûruna girdim. Selâmımı aldı. Ben de edeple yanına oturdum.<br />

Benden başka yanlarında birkaç kişi daha vardı. Oradakilerden biri Muhammed Hevârî’ye bir<br />

suâl sordu. O da; “Senin bu suâlinin cevâbını, çocuğu olmayan İbn-i Merzûk versin.”<br />

buyurdu. Ben bu duruma çok şaşırdım. Zîrâ ben İbn-i Merzûk’u tanırdım ve iki tâne çocuğu<br />

vardı. Durumu İbn-i Merzûk’a haber vermek istedim. Tlemsân’daki Şeyh Hasan hazretlerinin<br />

yanına gittim. Durumu ona arz ettim. O da bana; “Kimseye hiçbir şey söyleme. Sendeki bir<br />

sırdır. Onu sakla ve sâhibine söyle.” buyurdu. Ben İbn-i Merzûk’un yanına gitmek istedim.<br />

Hava çok sıcaktı. Öğle namazını kılmak ve biraz serinlemek için Munşâr Medresesine<br />

girdim. O sırada arkadan İbn-i Merzûk girdi ve bana; “Şeyh Muhammed hazretleri ne dedi?”<br />

diye sordu. Ben de durumu ona anlattım. O da; “Beni evlâdlardan kurtaran Allahü teâlâya<br />

hamd ederim.” dedi. Daha sonra onun iki evlâdı vefât etti.<br />

1) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.11, s.95<br />

2) El-A’lâm; c.6, s.314<br />

3) Ta’rif-ül-Halef; c.1, s.174<br />

4) El-Bustân; s.228<br />

5) Neyl-ül-İbtihâc; s.303<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.12, s.75<br />

MUHAMMED PÂRİSÂ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Muhammed, lakabı Hâfız-ı Buhârî ve Pârisâ'dır. 1355<br />

(H.756) senesindeBuhârâ'da doğdu. 1419 (H.822) senesinde Medîne-i münevverede vefât<br />

etti. İlim öğrenmek için medrese tahsîline başlayıp, zamânının âlimlerinden ders alarak, hadîs<br />

ve fıkıh ilmini öğrendi. Bu ilimlerde yetişip âlim olduktan sonra, tasavvuf ilmini öğrenip,<br />

büyük bir velî olarak yetişti.<br />

Muhammed Pârisâ hazretlerinin tasavvufta hocası, evliyânın en büyüklerinden olan meşhûr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!