22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

4) Hadîkat-ül-Cevâmî; c.1, s.197<br />

5) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.145<br />

6) Atâî; s.363<br />

7) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.14, s.173<br />

MUHAMMED BİN ÖMER HEVÂRÎ;<br />

Fas’ta yetişen evliyânın büyüklerinden ve Mâliki mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Muhammed bin<br />

Ömer el-Hevârî, künyesi Ebû Abdullah’tır. 1350 (H.751) senesinde Magrâve’de doğdu. 1439<br />

(H.843) senesinde Cezâyir’in Vehrân şehrinde vefât etti.<br />

Muhammed el-Hevârî, Bâce’de ilim öğrenmeye başladı. Sonra Fas’a giderek, orada ikâmet<br />

etti. Fas'ta Mûsâ Abdûsî'den, Kubâb ve Bicâye’de Ahmed bin Hâris ve Abdurrahmân<br />

Vaglisî’den ilim öğrendi. Mısır’da el-Irâkî ile görüştü. Ondan ilim öğrendi. Garpta ve şarkta<br />

birçok memleketleri dolaştı.<br />

Hevârî, Mekke ve Medîne’yi ziyâret etti. Buralarda bir süre ikâmet etti. Sonra namaz kılmak<br />

arzusu ile Beyt-i Makdis’e gitti. Oradan da Şam’a geçti. Şam’da Benî Ümeyye Câmiinde ders<br />

okuttu. Seyahatleri sırasında birçok vahşî hayvanlar yanına gelir ve ona hiç zarar<br />

vermezlerdi. Sonra Vehrân’a gidip yerleşti. Kendisine ilim öğrenmek için gelenlere ilim ve<br />

ahlâk öğretti.<br />

Muhammed Hevârî; velî, sâlih, ârif ve zâhid, hiç dünyâya düşkün olmayan bir zât idi. Devlet<br />

adamlarıyla görüşmezdi. İlim meclislerinde Allahü teâlânın rahmetinin çok olduğunu söyler,<br />

insanları ilim meclislerinde bulunmaya teşvik eder îmân sâhiblerini saâdetle müjdelerdi.<br />

Hevârad beldesinin yakınında Heza isimli bir yer vardı. Orada Seyyid Süleymân isimli bir<br />

âlim yaşıyordu. Bu âlim, durumunu anlatan ve bâzı suâlleri bulunan yetmiş satırlık bir<br />

mektup yazdı ve Muhammed Hevârî hazretlerine biri ile gönderdi. Gönderdiği kişiye; “Sakın<br />

mektubun cevâbını almadan gelme.” dedi. O kişi gidip mektubu Muhammed Hevârî’ye verdi.<br />

Muhammed Hevârî, mektubu getirene; “Bu mektubun sâhibi sen misin, yoksa getirici<br />

misin?” diye sordu. O kişi birşey anlamadı. Hevârî tekrar sorunca; “Ben mektubu getirenim.<br />

Mektup Seyyid Süleymân’ındır.” diye cevap verdi. Muhammed Hevârî, mektubu hiç<br />

açmadan, sorulan suâllere satırı satırına cevap verdi.<br />

Sultan Ahmed halîfe olduğu zaman, Sultan Ebû Fâris askerleriyle ona karşı savaşmak için<br />

yola çıkmıştı. Sultan Ahmed, hemen Hasan bin Mahluf hazretlerinin yanına gitti ve;<br />

“Efendim! Sizin de bildiğiniz gibi, Sultan Ebû Fâris ordusuyla buraya geliyor. Ben, üç şey<br />

üzerinde sizinle istişâre etmeğe geldim. Ben onu karşılamaya çıkayım mı, yoksa o gelinceye<br />

kadar burada bekliyeyim mi? Veya Hüneyn'e giderek bir gemiye binip Endülüs’e mi<br />

gideyim? bu durum hakkında siz ne buyurursunuz?” diye suâl etti. Hasan bin Mahlûf da;<br />

“Sultânım, ben sana ne söyliyeceğimi bilmiyorum. Fakat sen, bu müşkilâtını kendi yazın ile<br />

yaz, mühürle. Biz onu Muhammed Hevârî hazretlerine gönderelim. O size gereken cevâbı<br />

verir ve yol gösterir.” dedi. Bunun üzerine Sultan, hemen denileni yaptı. Hasan bin Mahlûf<br />

da mektubu bir talebesiyle, Muhammed Hevârî’ye gönderdi. O talebe, sonra olanları şöyle<br />

anlattı: “Muhammed Hevârî hazretlerinin yanına vardığım zaman, daha ben birşey<br />

söylemeden ve mektubu görmeden buyurdu ki: “Sultânın bizim nasîhatlerimize ihtiyâcı<br />

yoktur. Sultânın yanından gelenlerin de nasîhatlerimize ihtiyacı yoktur." Bunun üzerine ben;<br />

Sultânın yanından gelmiyorum. Bu mektubu size getirmemi Hasan bin Mahlûf hazretleri<br />

emretti.” dedim. Muhammed Hevârî, hocamın ismini işitince çok sevindi ve; “Git söyle,<br />

sevinsin ve hiçbir yere gitmesin. Zîrâ ne o hayâtında Sultan Ebû Fâris’i görecek, ne de Sultan<br />

Ebû Fâris onu görecek.” dedi. Ben hemen oradan ayrıldım. Hocamın yanına geldim. Durumu<br />

arz etmek isteyince; “Sendeki bir sırdır. Onu sâhibi gelene kadar sakla. O sırrı ancak sâhibine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!