22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Aynı hocadan ders almış olan arkadaşlarından Nûreddînzâde 1573 senesinde vefât edince,<br />

İstanbul Kadırga’da Sokullu Mehmed Paşanın yaptırdığı zâviyede vazîfe aldı. Burada ilim ve<br />

mârifet âşıklarına ilim ve feyz kaynağı olarak uzun müddet hizmet etti. Çarşamba günleri<br />

Fâtih Câmiinde, Cumâ günleri Çarşamba’da Fethiye Zâviyeleri civârında bulunan Mehmed<br />

Ağa Câmiinde hadîs, tefsîr dersleri verdi ve insanlara vâz ve nasîhatte bulundu.<br />

Zigetvâr’ın fethinden sonra sınırlara çıkıp, Mustafa Paşaya çok yardım etti. Budin’e gitti.<br />

Sınırdaki nice kaleler onun bereketi, gayret ve himmeti ile feth olundu.Sınır beyleri, âmirler<br />

ve diğer insanlar onun sohbetlerinde bulunup, çok istifâde ettiler. Dönüşte uğradığı bir<br />

beldede, Şeyh Muslihuddîn isminde velî bir zât ile görüştü. Bir Cumâ günü idi. Bir mecliste<br />

toplandılar ve sohbet ettiler. Bu sohbette bulunanlar, Kurd Muhammed Efendi bereketiyle<br />

öyle faydalara, yüksek derecelere, mânevî olgunluklara kavuştular. O meclisin bereketi,<br />

söylenilen sözlerin kalblere nasıl tesir ettiği, uzun zaman anlatıla geldi.<br />

İnsanların uzaktan yakından gelip ilminden ve feyzinden istifâde ettikleri Kurd Efendi, zâhirî<br />

ve bâtınî ilimlerde birçok talebenin olgunlaşıp kemâle gelmesine vesîle oldu. Kurd Efendinin<br />

çok talebesi vardı. Herkes tarafından kendisine saygı ve îtibâr gösterilirdi. Sultan Üçüncü<br />

Murâd Han ona çok hürmet ve iltifât ederdi. Çünkü, hak yoldan ayrılmış birçok kimsenin,<br />

hidâyete kavuşup doğru yola gelmelerine vesîle olduğunu biliyordu. Talebeleri de, her tarafta<br />

insanları hak yoluna dâvet eder, doğru yolda bulunmaya sevk ederlerdi. Bid’at ve sapıklıktan<br />

uzaklaşmayı, ibâdet ve tâate devâm etmeyi teşvik ederlerdi. Muhammed Kurd Efendinin<br />

kendisinde olduğu gibi, talebelerinde de, kerâmetler, hârikulâde hâller meydana gelirdi.<br />

Bir ara, İstanbul’da Çarşamba semtinde, Fethiye’de bulunan Mehmed Ağa Câmiinin<br />

yanındaki Halvetiyye Tekkesine yerleşen Muhammed Kurd Efendi, orada talebe yetiştirmeğe<br />

devâm etti.<br />

Kurd Muhammed Efendi, İstanbul’da bulunurken, 1588 (H.996) senesinde, hocasının kabrini<br />

ziyâret için Sofya’ya gitti. Kendisi ve yanında bulunanlar, Bâlî Efendinin kabrini ziyâret<br />

ederken, çok feyzlere, bereketlere kavuştular. Bundan sonra akrabâ ziyâreti için Tatar<br />

Pazarcığı'na geldi. Orada hastalandı. Nakledilir ki, hastalığı şiddetlenip vefâtı yaklaştığında<br />

bile, hiç âh vâh etmedi. Sabretti. Cenâb-ı Hakk'ın takdîrine tam râzı olmuş hâlde idi. Orada,<br />

Şevvâl ayının altısında vefât etti. Babasının yanına defn olundu.<br />

Kurd Efendi; kâmil, fazîletler sâhibi, çok yüksek bir zâttı. Talebelerinin yükseği ve<br />

kendisinden sonra halîfesi olan Emîr Abdülkerîm Efendi, hocasının büyüklüğünü,<br />

üstünlüğünü, derecesinin yüksekliğini anlatmak için şöyle söylerdi: “Mısır’da, Yemen’de bu<br />

kadar sene dolaştım, nice tasavvuf büyüklerinin sohbetlerine kavuşup, hizmetlerinde<br />

bulunmakla şereflendim. Herbirinden ayrı ayrı faydalanıp, feyzlere kavuştum. Ancak,<br />

Muhammed Kurd Efendiye vâsıl olmadıkça tam kemâle eremedim. Fenâ ne imiş, ancak ona<br />

kavuştuktan sonra anlayabildim.”<br />

Kurd Efendi nâmıyla meşhûr Muhammed bin Ömer rahmetullahi aleyh, kıymetli eserler de<br />

yazmıştır. Bunların belli başlıları şunlardır: 1) Mürşid-ül-Enâm ilâ Dâr-is-Selâm<br />

(Şir’at-ül-İslâm kitabının şerhidir), 2) Tercüme-i Şerh-ul-Kâfiye lil-Câmi’, 3)<br />

Ta’bîr-ur-Ru’yâ, 4) Tefsîru Sûret-il-Mülk, 5) Reyhân-ül-Ervâh fi Tercemet-il-Merâh, 6)<br />

Şerhu Mukaddimet-ül-Cezeriyye fit-Tevhîd, 7) Adâb-ı Mülûk Risâlesi, 8) İlmihâl, 9)<br />

Tercümân-ı Hidâye Şerhi Bidâye, 10) Etvâr-ı Seb’a Risâlesi, 11) Terceme-i Vikâye, 12)<br />

Şerhu Neşr-il-Cezerî (Kırâat ilmine dâirdir). Eserlerinin hiçbirisi basılamamıştır.<br />

1) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.11, s.89<br />

2) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.259<br />

3) Sicilli Osmânî; c.4, s.63

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!