22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

üyüklerin hürmetine sana elbette yardım eder." buyurdu. Bu emre uyarak Mektûbât'ı<br />

Arapçaya çevirdi. Gerçekten güzel bir tercüme oldu ve Dürer-ül-Meknûnât adını verdi ve<br />

basıldı. Bu eserinin birinci cildinin kenarına İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hayâtını, ikinci<br />

cildinin kenarına da Mebde ve Me'ad adlı eserinin ve diğer bâzı risâlelerinin Farsça'dan<br />

Arapça'ya tercümelerini yazdı.<br />

Hocası ona icâzet ve hilâfet verince, tevâzuundan irşâd makâmına geçmek istemedi. Fakat<br />

geçmesi emredildi. Öğrendiği ilimleri ve kazandığı halleri insanlara sundu. Hep büyüklerin<br />

mektuplarını, kitaplarını ve hayat hikâyelerini okur, anlatırdı.<br />

1) İslâm Meşhurları <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.3, s.1469<br />

2) El-A'lâm; c.7, s.95<br />

MUHAMMED NÛREDDÎN EFENDİ<br />

Merkez Efendi Dergâhı şeyhlerinden. Sâlih, takvâ sâhibi, insanlardan uzak bir zât idi. 1874<br />

yılında vefât etti ve Merkez Efendi Türbesine defnedildi (solda). Aynı dergâhda şeyhlik<br />

yapan oğulları Muhammed Zekâî (vefâtı 1913) ve Ahmed Mesud (vefâtı 1921) efendiler de<br />

Topkapı'daki Merkez Efendi Türbesinde medfundurlar (üstte).<br />

MUHAMMED NûREDDÎN EFENDİ<br />

Tarsus'un fethinde bulunan gâzi dervişlerden. Kerâmetiyle kalenin kapısını açarak, İslâm<br />

askerinin şehri ele geçirmesini sağlamış ve şehirdeki çarpışmalarda şehid düşmüştür.<br />

Geçimini çiftçilik yaparak sağladığı için Fellah oğlu diye de bilinen Muhammed Nûreddin<br />

Efendinin türbesi Tarsus-Demirkapı'dadır.<br />

MUHAMMED OSMAN SÂHİB MÜCEDDİDÎ;<br />

Hindistan'da yetişen evliyânın büyüklerinden. 1828 (H.1244) senesinde Pencab'ın Lori<br />

kasabasında doğdu. 1896 (H.1314)de Pencab Musâzey kasabasında vefât etti. Evliyânın<br />

meşhurlarından Dost MuhammedKandehârî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. On sekiz<br />

sene bu hocasından feyz aldı. Zâhir ve bâtın ilimlerinde kemâle geldi. 1867 senesinde<br />

hocasının vefâtı üzerine yerine geçerek binlerce velî yetiştirdi. Yirmi dokuz sene insanları<br />

irşâd etti. Nice kimselerin saâdete kavuşmasına vesîle oldu. Vefâtından sonra yerine oğlu<br />

Muhammed Sirâcüddîn geçti. Fevâid-i Osmâniyye kitabında mektubları ve kerâmetleri uzun<br />

bildirilmiştir.<br />

Buyurdu ki: "İnsanın kalbi gökyüzü gibidir. Bâzan açık, berrak olur, bâzan da kapalı, kederli<br />

(bulutlu) olur. Kuvvetli düşman olan şeytan ise pusuda beklemektedir. Kim bilir hangi hîlesi<br />

ile zavallı insanı aldatmak için devamlı uğraşır. O halde Allahü teâlâya tevekkül ederek,<br />

kulluk vazîfesini yapmaya bakmalı, hiçbir şeye iltifat etmeden kalbin selâmete kavuşması<br />

için çalışmalıdır. İstikâmet üzere olmalı ve bu yoldan hiç sapmamalıdır.<br />

Dünyâ bir fırsat yeridir. Zarûrî işler dışında bâtını, kalbi toparlamakla meşgûl olmalı. Bu, her<br />

işten mühimdir. Aslâ ihmâl edilmemelidir. Bu dünyâda vakit iyi ameller yapma zamânıdır.<br />

Yoksa yarın âhirette pişman olmaktan başka bir şey ele geçmez."<br />

1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1120<br />

2) Mektûbât (Muhammed Osman Sâhib Müceddidî)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!