22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Abdülhay Efendinin dedesi Şerîf Ali Efendi Mekke'den kalkarak İstanbul'a geldi. Bir<br />

müddetAksaray'daki Oğlanlar Tekkesinin şeyhliğini yaptı. Sonradan Tosya'ya giderek Kâdirî<br />

tekkesi şeyhi İsmâil Rûmî hazretlerinin torunlarından biriyle evlendi. Tekrar Mekke'ye<br />

giderek orada yerleşti. Mekke'de Fikri adında bir oğlu oldu. Fikri Efendi Mekke'den Mısır'a<br />

giderek oraya yerleşti. Askerlik mesleğine girip albaylığa kadar yükseldi. Gördüğü bir rüyâ<br />

üzerine Mısır'dan İstanbul'a gelip Kaygusuz Baba dergâhına intisâb etti. Sultanahmed'deki bu<br />

dergâha uzun müddet kırba ile su taşıdığı için kendisine "Kırbacı Baba" ismi takıldı. Bütün<br />

bu hizmetlerine rağmen dergâhın şeyhi, kendisini talebeliğe kabûl etmedi. Fakat bir gün<br />

şeyhin, bir köpeğe attığı artıklarını, köpekle birlikte yemeye teşebbüs etti. Bunun üzerine<br />

şeyh kendisini talebeliğe kabûl etti. Fikri adını da Sürûrî Fikri şeklinde değiştirdi. Sürûrî<br />

Fikri Efendi bir müddet bu tekkede kaldıktan sonra Zeyrek yokuşu başındaki yanmış olan<br />

Ümmü Gülsüm Câmiini tâmir ettirdi. Mısır kuyumcularından birinin Zeynep Hanım adındaki<br />

kızıyla evlendi. Bu evliliktenAbdülhay Efendi dünyâya geldi. Üç aylıkken babası vefât eden<br />

Abdülhay Efendi, yetim kaldı. Annesi oğlunu alıp Ümmü Gülsüm Câmiinin meşrûtasına<br />

yerleşti.<br />

Küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başlayan Abdülhay Efendi, annesinin gayretiyle hıfzını<br />

(Kur'ân-ı kerîmi ezberlemeyi) tamamladı. Zamânın usûlüne göre ciddî bir medrese tahsili<br />

gördü. On sekiz yaşındayken babasının tâmir ettirdiği Ümmü Gülsüm Câmiine imâm oldu.<br />

Kendisi aslen Kâdirî, meşreben Nakşibendî idi. Son Nakşî şeyhlerinden Gümüşhânevî Şeyhi<br />

İsmâil Necâtî Efendiden icâzet aldı. Bir ara Çiçekçi Câmi İmâm-Hatipliğini yaptı. Yahyâ<br />

Efendi dergâhının şeyhliğini yürüttü. Bir taraftan da Baytar mektebinde ayniyat muhâsipliği<br />

yaptı. Daha sonra buradan emekli oldu. Soyadı Kânunundan sonra Öztoprak soyadını aldı.<br />

Zaman zaman sevenleriyle sohbet edip onları irşâda çalıştı. 1961 (H.1381) senesinde<br />

İstanbul'da vefât etti. Yahyâ Efendi dergâhı mezarlığına defnedildi.<br />

Arapça ve Farsça bilen Abdülhay Efendi, fıkhî ve tasavvufî mevzûlarda geniş bilgiye sâhipti.<br />

Son derece mütevâzî, yumuşak huylu ve aşırı derece müttakî (haramlardan sakınan) birisi idi.<br />

Cömert ve misâfirperver olup, sofrasına bir fakiri almadan oturmazdı. Onun muhtelif<br />

vesîlelerle sevdiklerine ve yakınlarına yazdığı mektupları, Abdülhay Efendinin Mektupları<br />

adlı bir risalede toplanmıştır.<br />

Sevdiklerinden birine yazdığı mektupta da buyurdu ki:<br />

Kemâl derecesine ulaşan insanların, yükseldikçe tevâzûu ve sûreten kendinden aşağı olanlara<br />

karşı davranışlarındaki güzellik artar. Zannolunmasın ki, onun bu tevâzûu kadrini ve<br />

kıymetini azaltır. Hayır belki daha fazla yükseltir. "Allah için tevâzû edeni Allahü teâlâ<br />

yükseltir." hadîs-i şerîfi bunu ifâde etmektedir. Dünyevî ve uhrevî, maddî ve mânevî<br />

mertebelere yükselen kimseler aslâ kendi kulluklarını unutmaz, Allah için, alçak gönüllü<br />

olur, Allahü teâlânın yarattıklarına sertlikten ve şiddetten kaçınırsa, her iki cihanda Allahü<br />

teâlâ onun derecesini yüceltir. Kibirli olmayı âdet edinenler ve asıl meyvesini unutanların ise,<br />

cenâb-ı Hak tarafından gönderilen hâdiselerle burnu kırılır. Bunlar terbiye ve imtihan<br />

kamçılarıyla zelîl olurlar. Hülâsa, benlik, kibir ve büyüklük taslamak insana yaraşmaz.<br />

Şeytan bu kadar ibâdeti ile kibir ve benliği yüzünden kovuldu ve lânetlendi. Âdem<br />

aleyhisselâm ise zelîl olan topraktan yaratıldığını unutmayarak; "Ey Rabbimiz! Biz nefsimize<br />

zulmettik. Eğer sen bizi bağışlamaz ve rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz."<br />

diyerek, rahmet-i Hakk'a ilticâ etti. Bu sebepten yeryüzünde emânet-i ilâhiyyeyi yüklendi ve<br />

bütün yaratılmışlar üzerine mükerrem kılındı, derecesi yükseltildi. Binâenaleyh bütün<br />

kibirliler şeytanın oğullarıdır...<br />

Hayır yapmanın önemini de şöyle bildirdi:<br />

Umûma faydası olacak hayır bırakmak ne hoştur. Hayat defteri kapanır fakat amel defteri,<br />

ondan menfaat göründüğü müddetçe kapanmaz, hayır yazılır. Üç şey vardır ki, sâhibinin<br />

hayırlı amel defterini kapatmaz. Umûma faydası dokunacak ilim, mârifet, sanat öğretmek.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!