22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yalvarınca, buyurdu ki: "Yalan söyleyenlerin nefesinde bereket ve şifâ olmaz. Bize yalancı<br />

dedi." O Hânın adamlarına; "Çabuk gidiniz. Onun rûhu, bu cevâbı bekliyor." buyurdu.<br />

Sa'dullah'ın adamları, utanarak geri döndüler ve duyduklarını söylediler. Sa'dullah Hân bu<br />

sözleri işitince o anda öldü.<br />

Berekât-ı Ma'sûmî kitabının müellifi şöyle anlatmıştır: "Bir gün Evrengzîb'in oğlu, zamânın<br />

pâdişâhı Muhammed Muazzam Şâh'ın meclisindeydim. MuhammedMa'sûm hazretlerinin<br />

tasarruflarından bahsediliyordu. Muhammed Muazzam Şâh dedi ki: "Sultan Evrengzîb,<br />

Keşmîr'e giderken, irşâd diyârı olan Serhend'den geçiyordu. Urvet-ül-vüskâ Muhammed<br />

Ma'sûm hazretlerini ziyâret ile şereflendi. O sene, pâdişâh olmasının beşinci senesiydi. Ben<br />

de babamın yanındaydım. Muhammed Ma'sûm hazretleri; "Baban vefât ettikten sonra,<br />

pâdişâhlık sana geçecektir." buyurdu. Kırk beş sene sonra bu müjdesi doğru çıktı.<br />

Evrengzîb'in pâdişâhlık müddeti elli sene idi."<br />

Muhammed Ma'sûm hazretlerinin, vefât ettiği sene, Şa'bân ayının on beşinci gecesi, yâni<br />

duâların kabûl olduğu, ecellerin takdir edildiği Berât gecesinde, talebelerinden bâzı hâdiseleri<br />

sorup cevap aldı. Sonra da; "Bir kutbun ismini yaşayanlar defterinden sildiler." buyurarak,<br />

vefât edeceğine işâret etti.Yine vefâtına yakın bir zamanda bir yerde durup; "Pek yakında<br />

kemâl sâhiplerinden birinin mezârı burası olur." buyurdu. Vefât edince kabrinin orası<br />

olduğunu görenler bu sözdeki işâreti anladılar. Yine o günlerde babası İmâm-ı Rabbânî<br />

hazretlerinin kabrini ziyâret ettiği sırada ondan âhiretin hâllerini sorduğunu ve babasının<br />

cevâbında; "Burada her şey rahmet iledir" buyurduğunu bildirdi ve ertesi gün vefât<br />

etti.Vefâtları 1668 (H.1079) senesi Ağustos ayının on yedinci günü öğle vakti idi.<br />

Cenâzesini, Ahund Sücâdil yıkadı. Mübârek ağzını yıkamaya sıra gelince, yıkayıcı; "Bu<br />

mübârek ağzı açmaya tâkat getiremiyorum." dedi. Bunun üzerine MuhammedMa'sûm<br />

hazretleri kendisi, hayatta olanlar gibi ağzını açtı, suyu ağzına aldı ve ağzını çalkaladı. Orada<br />

bulunanlar bu hâli görünce şaşırdılar. Namazını en küçük kardeşi, Şeyh Yahyâ kıldırdı.<br />

Mezârı, hayatta iken; "Burada kemâl mertebelerine kavuşan bir fakîrin mezârı bulunur"<br />

buyurduğu yer oldu. Bâbür sultânı ve talebesi olan Evrengzîb Âlemgir, kabri üzerine yüksek<br />

kubbeli bir türbe yaptırdı. Türbesi, babası İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin türbesinin birkaç yüz<br />

metre kuzeyindedir. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin Mektûbât'ında, bu oğluna yazdığı<br />

mektuplar vardır.<br />

Muhammed Ma'sûm hazretlerinin kıymetli neslinden pekçok veli yetişmiş ve zamanlarının<br />

kutbu olmuşlardır. Bütün İslâm memleketlerine feyzleri yayılıp nûrlandırmıştır. Ecdâdlarının<br />

vârisleri ve yeryüzünün meşhûrları olmuşlardır. Hidâyet ve irşâdda yüksek derece<br />

kazanmışlardır.<br />

Muhammed Ma'sûm hazretlerinin üç ciltlik; Mektûbât-ı Ma'sûmiyye adlı bir eseri vardır.<br />

Bu üç cildde toplam altı yüz elli iki mektup vardır. Son olarak 1976 (H.1396) senesinde<br />

Pakistan'ın Karaçi şehrinde bastırılmıştır. Fârisî olan bu mektuplar arasından yüz kırk bir<br />

adedi seçilerek; Müntehâbât-ı Ma'sûmiyye adı ile İhlâs Holding A.Ş. tarafından<br />

bastırılmıştır. Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretleri Mektûbât-ı Ma'sûmiyye'sinin 1. cild 4.<br />

mektubunda şöyle buyurmaktadır:<br />

"Bu bir köşede unutulmuşu hatırlıyarak, kardeşim Mevlânâ Muhammed Hanîf ile<br />

gönderdiğiniz mektup geldi. Okuyunca, çok sevindirdi. Ortağı, benzeri olmayan cenâb-ı<br />

Hakk'a bağlılığınızı ve O'nun muhabbetinin ateşi ile yandığınızı okuyunca, sevincimiz kat kat<br />

arttı. Bu âhir zaman fitne ve zulmeti içinde, Allahü teâlâ, bir kulunun kalbine, kendi sevgisini<br />

yerleştirir ve kendi hicrânı, ayrılığı ile onu yakarsa ne büyük nîmettir! Bu nîmetin kıymetini<br />

bilip, şükrünü yapmak lâzımdır. Durmayıp, bunun artmasına çalışarak, aşk-ı ilâhînin, en son<br />

derecesine yükselmesini beklemelidir. Hakîkî matlûbdan başka hiçbir şeye gönül<br />

bağlamamalı, faydası olmayan şeylerle uğraşmamalıdır. Muhabbet ateşi, nefs-i emmârenin<br />

azgınlığından, yükselmesinden meydana gelen, izzet-i nefs perdesini tamâmen yakarak, ezelî

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!