22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

müjdeyi duyduğum hâlde kalbim parçalandı. Gözlerim yaşla doldu. Büyük bir elem ve<br />

üzüntü ile kendimden geçtim. Ne dilimde konuşacak kuvvet, ne kulağımda dinleyecek kudret<br />

kaldı. Bendeki bu değişmeyi görünce, şefkât ve merhametinin çokluğundan bir müddet daha<br />

yaşayacağını işâret edip; "Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; birini kendine çağırır, diğerini<br />

onun yerine oturtur." buyurdu.<br />

Muhammed Ma'sûm, babası İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin vefâtından sonra, vâz ve irşâd<br />

makâmına geçip talebe yetiştirmeye başladı. O da ilim ve feyz saçarak insanları doğru yola<br />

dâvet etti. İslâm târihinde rüşd ve hidâyeti onunki kadar yaygın olan bir âlim ve mürşid<br />

görülmemiştir. Dokuz yüz bin kişi ona talebe olup elinde tövbe etmiş, talebelerinden yüz kırk<br />

bini evliyâlık mertebelerine kavuşmuş, yedi bini de mürşid-i kâmil, tam ve olgun bir âlim<br />

olarak yetişip, irşâd ile emrolunmuştur. Talebeleri onun huzûrunda bâzan bir ayda, bâzan bir<br />

haftada evliyâlık kemâlâtına ererler<br />

di. Bâzılarını bir teveccühde, makamların hepsine ulaştırırdı.<br />

Muhammed Ma'sûm hazretlerinin yetiştirdiği mürşid-i kâmillerden herbiri, bulunduğu<br />

yerlerde insanlara feyz vererek, onları irşâd ettiler, hak olan doğru yolu anlattılar. Böylece<br />

onun feyz ve mârifeti her tarafa yayıldı. Yapılan bu mükemmel hizmetler, îzâh edilemeyecek<br />

kadar umûmileşti, yaygınlaştı ve asırlar sonrasına aksetti. Talebelerinin meşhûrlarından olan<br />

Murâd-ı Münzevî hazretlerinin kabri İstanbul'dadır. İstanbul'da medfûn bulunan en büyük üç<br />

evliyâdan biridir.<br />

Muhammed Ma'sûm hazretleri 1657 (H.1068) senesinde hacca gitti. Bu sefere çıkıp<br />

mukaddes beldelere varınca buyurdu ki: "Bu yerlerin her tarafını Peygamber efendimizin<br />

nûrları ile dolmuş buluyorum." Mekke ve Medîne'de bulundukları müddetçe, beyâna sığmaz<br />

hâller müşâhede eyleyip, bir kısmını yakınlarına anlatmıştı. Buyurdu ki: "Mekke-i<br />

mükerremeye geldiğim zaman tavâf-ı kudûm yaptım. Melekler ve hûrilerin Kâbe'yi tavaf<br />

ettiklerini, böyle şevk ve kavuşma hasretinin insanlarda olamayacağını gördüm. Her<br />

defâsında Kâbe'yi üç defâ medhederlerdi. Kâbe'nin etrâfından göğe kadar her yeri<br />

kaplamışlardı."<br />

Yine şöyle buyurdu: "Mekke'den Arafat'a gitmek için yola çıktım. Mina'ya varınca, namaz<br />

kılmak için Mescid-i Hîf'e girdim. Peygamber efendimiz o mescidin yakınında çadır kurmuş,<br />

konaklamışlardı. Aynı zamanda oradaMûsâ ve Hârûn aleyhimesselâmın makamları vardı. Bu<br />

mescidde oturduk. Allah'ın Peygamberi tam bir heybet ve celâl ile geldi. O'nun o mübârek<br />

latîf vücûdu sebebiyle yer gök nûr ile doldu. Her şey o nûrun içine gömüldü."<br />

Mekke-i muazzamada bulunduğu sıralarda, büyük kardeşiHâce Muhammed Saîd<br />

hastalanmıştı. Hastalığı da ağırdı. Kurtulması için duâ etti.Teveccüh buyurdu. Ağlayarak<br />

Allahü teâlâya sığındı. Ellerini kaldırarak, içli duâ eyledi. Sonra buyurdu ki: "Duâ esnâsında<br />

müşâhede eyledim ki; huşû ile ellerimi kaldırıp, Allahü teâlâya duâ ettiğim sırada,<br />

mahlûkatdan milyonlarcası, bana uyarak ellerini kaldırdılar. Murâdımın hâsıl olması için,<br />

duâma iştirak ettiler. Böylece duâm kabûl oldu. Ağabeyimin rahatsızlığı geçip tam sıhhate<br />

kavuştu."<br />

Yine buyurdu ki: "Kâbe'de idim. Hazret-i İbrâhim'i, makâm-ı İbrâhim'de gördüm. Onun<br />

yakınında inanılmıyacak zuhûrlar ve garîb hâller buldum."<br />

Peygamber efendimizin dünyâyı şereflendirdikleri Rebî'ul-evvel ayının on ikinci gecesi,<br />

Kabe'deMültezem'in yanında iken, irşâd ile meşgûl olayım mı, yoksa bu işi bırakıp uzlette,<br />

kendi başıma mı ibâdetle meşgûl olayım diye Resûlullah efendimize tazarrû, yalvarma ve<br />

ilticâda bulundum. Çok kıymetli olan irşâd ile meşgûl olmam için emrolundum. Allahü<br />

teâlânın rızâsının tamâmen bu işte olduğunu ve bu işe gayret etmemi bildirdi. Hattâ bunu<br />

terketmemin hiçbir şekilde rızâsına uygun olmadığı anlaşıldı.<br />

Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma'sûm hazretleriMekke-i mükerremeden ayrılıp, Cidde'ye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!