22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

MUHAMMED KADRİ HAZÎN;<br />

Anadolu velîlerinden. 1898 (H.1316) senesinde Cizre'de doğdu. Babasının ismi Seyyid<br />

Hâşim'dir. Babası ve annesi Peygamber efendimizin mübârek neslindendir. İlim öğrenme<br />

çağı gelince, Muhammed Hazîn âlim ve sâlihlerden olan babası ve dedesinden ders almaya<br />

başladı. Bu arada anne ve babasını kaybetti ve çok üzüldü. O sırada evlerine Gavs-ı<br />

Geylânî'nin geldiğini gördü. Ona; "Oğlum ne merak ediyorsun? Baban,Rabbi'nin dâvetini<br />

kabûl ederek gitti. İşte her hususta babanım. Maddî ve mânevî hiçbir şeyden endişe etme."<br />

buyurdu.<br />

Mehmed Hazîn, zâhirî ilimleri MollaAbdurrahmân'dan öğrendi. Molla Abdurrahmân ondaki<br />

kâbiliyeti fark ederek sık sık; "Sakın ilmi terk etme. Şâyet terk edersen Allahü teâlânın sana<br />

verdiği bu zekâ, hâfıza ve kâbiliyet, yarın kıyâmet günü senden dâvâcı olacaktır." buyurdu.<br />

Muhammed Hazîn, MollaAbdurrahmân'ın derslerine devâm ederken gördüğü rüyâyı şöyle<br />

anlattı: "Hocamın ders verdiği câmiin bahçesinde bir incir ağacı vardı. Arştan yeşil bir nûr,<br />

direk gibi buraya inmiş, ben de o nûrun altında ve toprağı kazıyordum. Topraktan çıkan insan<br />

kemiklerini omuzuma koyuyordum. Sanki yerin dibini bulmuş gibi kazdım, omuzlarımda<br />

insan kemikleri oldukça yükselmişti." Ertesi gün rüyâsını hocasına anlatınca,<br />

MuhammedAbdurrahmân; "Elhamdülillah rüyân rahmânîdir ve şuna işârettir: Bütün seyyid<br />

cetlerinin bereketi nûru senin üzerinde toplanacaktır. Sen hepsinin vârisi olacaksın,<br />

atalarından bâzısı orada yatıyor." buyurdu.<br />

Muhammed Hazîn sonraları Şeyh MuhammedSaid'in sohbetlerine devâm etti. Bağekun'da<br />

oturan Şeyh MuhammedSaid'i dört defâ Bağekun'da ziyâret etti. Bu ziyâretleri sırasında<br />

vilâyet makâmının en üst derecelerine kavuştu.<br />

Hocasından icâzet alan Muhammed Kadri Hazîn, Cizre'de talebe yetiştirmeye ve insanlara<br />

Allahü teâlâya kavuşturan yolu anlatmaya başladı. Birinci Dünyâ Harbi sırasında Musul,<br />

Kerkük, Süleymâniye bölgelerini muhârebesiz alarak ele geçiren İngilizler, Cizre'ye 50 km<br />

uzaklıktaki Zaha kasabasına kadar geldi. İngiliz komutanı birkaç gün sonra Cizre'ye de<br />

geleceğini bildirdi. Bunun üzerine Cizre halkının bir kısmı silâha sarıldı, bir kısmı ise<br />

düşman esâretine girmemek için göç hazırlıklarına başladı. Bunun üzerine Muhammed<br />

Hazîn; "Hiç kimse endişe ve hicret etmesin. Hiçbir yabancı Cizre'ye giremeyecektir. Herkes<br />

emin olsun." buyurdu. Fakat sabah olunca, İngiliz ordusu Cizre'ye hareket etti. O sırada<br />

Londra'dan gelen yıldırım bir telgrafla; "Hudud, Hizil Irmağıdır. Irmağı geçmişsen de<br />

ilerlemeden hemen dön!" emri geldi. İngiliz komutanı Cizre'ye girmeden geri döndü.<br />

Şeytana tapanlardan biri müslüman olup, Muhammed Kadri'nin talebesi olmuştu. Bir gün<br />

Cizre'den köyüne giderken yolda yağmura yakalandı. Müthiş şimşek çakıyor ve yıldırım<br />

düşüyordu. Bir ara yıldırımın, çok yakınlarında parladığını fark etti. Korkusundan hemen bir<br />

kayanın yanına siperlendi. Birkaç gün sonra Cizre'ye gidip Muhammed Kadri'yi ziyâreti<br />

sırasında, bu mevzu açılmamışken, Muhammed Kadri, onun îmânının kuvvetlenmesi için;<br />

"Geçen gün köyüne giderken şimşekten çok mu korktun da, bir kayanın dibine saklandın?"<br />

diye sordu. Talebe; "Evet. Bizim oralarda çok yıldırım düşer. Fakat o gün gibi korkulu bir an<br />

ömrümde geçirmedim." dedi. Bunun üzerine MuhammedKadri; "Şâyet ben yıldırıma<br />

teveccüh etmeseydim, yıldırım üzerine düşecekti. Allahü teâlânın izniyle nazarım yıldırımın<br />

hedefini değiştirdi." buyurdu.<br />

Muhammed Hazîn ömrünün sonlarına doğru rahatsızlandı.Kendisini uzak yerlerden ziyârete<br />

gelen talebelerine; "Bu son görüşmemizdir. Allahü teâlânın velî kulları âhirete intikal edince,<br />

sermâyelerini de berâberlerinde götürürler. Kalbinizdeki nûr ve zikre sebeb biziz. Onun için<br />

fazla çalışırsanız, kalbinizin mânevî sermâyesi artar." buyurdu. 1961 senesi Kasım ayının on<br />

ikinci günü 63 yaşındayken vefât etti. Kalabalık bir cemâat tarafından kılınan namazdan<br />

sonra Cizre'de Nûh aleyhisselâmın makâmı denilen türbenin ayak tarafına defnedildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!