22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

senesinde vefâtından sonra, babası Muhammed Sibgatullah hazretlerinin ders ve sohbetlerine<br />

devâm etmeye başladı. Âleme ışık tutan "Kayyûm-u âlem" olan mübârek babasının<br />

teveccühleri ile olgunlaşıp, kemâle geldi. Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimler ile, zamânın<br />

fen ilimlerinde büyük âlim oldu. Tasavvufta pek yüksek derecelere kavuşup, şaşkınlık<br />

sahrasında kalanlara rehber, yolunu şaşıranlara önder, nefsine ve şeytana aldananlara sığınak<br />

oldu. Yetiştirdiği talebeler, âlemi nûrlandıran birer hidâyet yıldızı gibi idi.<br />

Muhammed İsmâil hazretleri de baba ve dedeleri gibi talebelerini pek güzel terbiye ederdi.<br />

Mübârek sözleri, yaralı kalblere merhem olurdu. Güzel huyları, sıfatları yazılacak,<br />

anlatılacak kelimelerden çok üstündür. Kalb hâllerini anlatmak ise imkânsızdır. Dünyâya hiç<br />

meyletmezdi. Haramlardan şiddetle kaçar, mübâhların bile, şüpheli korkusuyla, fazlasını<br />

terkederdi. Âlimler onun meâlen; "Allahü teâlânın indinde en iyiniz, takvâsı en çok<br />

olanınızdır" (Hucurât sûresi: 13) âyet-i kerîmesi ile medh olunanlardan olduğunu bildirdi.<br />

Nitekim gençliğinde başından geçen şu hâdise onun takvâ sâhibi olduğunun en açık delîlidir:<br />

"Gençti. Fevkalâde güzel bir yüze ve vücûda sâhipti. O memleketin ileri gelenlerinden birinin<br />

hanımı, kendisine tutuldu, âşık oldu. Sabrı ve irâdesi kalmadı. Binbir yalan ve hîle ile<br />

Muhammed Sibgatullah hazretlerine; "Evimizde bir hasta var. Oğlunuzu, Kur'ân-ı kerîm<br />

okumak üzere göndermenizi istirhâm ediyorum" diyerek haber gönderdi. Kadının, Kur'ân-ı<br />

kerîm okuma isteğine ve bu yalvarmasına dayanamayan babası, oğlunun gitmesine izin verdi.<br />

Eve vardıklarında durumu anlayan Muhammed İsmâil, ikinci katın açık penceresinden aşağı<br />

atladı. Fakat yaralandı. Acılarına aldırmayarak süratle orayı terkedip, babasının huzûruna<br />

geldi. Durumu olduğu gibi anlatınca, babası oğlunun haramlardan bu kadar çok korkmasına<br />

sevindi, cenâb-ı Hakk'a şükür secdesine kapandı."<br />

Muhammed İsmâil hazretleri, talebelerini yetiştirmek için gecesini gündüzüne katar, bütün<br />

gücüyle çalışırdı. Yetiştirdiği talebeler içinde en büyüğü, zamânın kutb-ül aktâbı, oğlu Gulâm<br />

Muhammed Ma'sûm hazretleridir. Öyle bir oğul ki; dedelerinin makâmına kavuşmuş, İmâm-ı<br />

Rabbânî ve İmâm-ı Muhammed Ma'sûm hazretlerinin esrârına vâkıf olmuştur.<br />

Babası Sibgatullah hayatta iken Muhammed İsmâil'i diğer oğullarından ve halîfelerinden<br />

üstün tutardı. Herkesten çok onu severdi. Bunun için hepsinden çok feyze kavuştu. Çünkü bu<br />

yolda feyz almak, üstâda kendisini sevdirmesine bağlıdır. Her talebe, hocasını sevdiği kadar<br />

feyze kavuşur. Babası icâzet vererek, bir kısım talebelerin yetiştirilmesi için ona vazife<br />

vermişti. Muhammed İsmâil, vazifeli olarak gittiği yerde babasıyla mektuplaşır, ona<br />

kendisinin ve talebelerinin durumlarını bildirirdi. Babasından gelen bir mektup şöyledir:<br />

"Allahü teâlâya hamd olsun. Sevdiği, seçtiği kullarına selâmlar olsun. Gözümün nûru<br />

oğlumun mektubu geldi. Allahü teâlâya hamd olsun ki, âfiyettesiniz ve uzakta kalmış<br />

dostlarınızı unutmamışsınız. Kâbil'e gittiğinizi ve oradaki dostların yakın alâkasını<br />

yazıyorsunuz. Allahü teâlâ oradaki dostlarımıza hayırlar ihsân eylesin. Bâzı talebelerinizin<br />

garip evliyâlık hâllerini ve beyânlarını yazıyorsunuz. Bunları okumakla sevincimizi<br />

arttırdınız. Eğer tam istikâmette olduklarını ve hâllerinin şüpheden kurtulduklarını anlarsanız,<br />

talebe yetiştirmek üzere icâzet veriniz. Size vekil olan icâzet verdikleriniz ve diğer bizi<br />

sevenlerin hepsi, sizin teveccühleriniz altında bulunsunlar. Bu hususta bu fakîrden bir şey<br />

beklemesinler. Bizim rızâmız böyledir.<br />

Tasavvufta yüksek velîlerin seçilmişlerine mahsus olan makamlardan soruyorsunuz. Ümidli<br />

olunuz. Bu fakîr sizden hiçbir şey esirgemiş değilim, esirgemiyeceğim de. İnşâallah bu<br />

yüksek makama yakında kavuşursunuz. Bilmeseniz de zararı yoktur. Çünkü bir şeyin hâsıl<br />

olması başkadır, bilinmesi başkadır. Aralarında büyük fark vardır. Bugünlerde bu fakîr, çok<br />

iyiyim. Mescide yürüyerek gidip gelebiliyorum. Fakat bir bacağımda ve dizimde biraz<br />

hâlsizlik, kuvvetsizlik vardır. Rabbimiz, inşâallah onu da geçirir. Mektuplarınızı bekliyorum.<br />

Vesselâm."<br />

Muhammed İsmâil hazretleri yetmiş yaşından çok yaşadı ve on sekizinci asrın başlarında

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!