22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

MUHAMMED HÜSEYİN SÂHİB<br />

Hindistan'da yetişmiş Nakşibendî büyüklerinden. Müceddidî Dergâhında kırk sekiz sene<br />

şeyhlik yapmıştır. 1902'de vefât etmiş olup kabri Delhi'deki dergâhındadır.<br />

MUHAMMED ITRÎS<br />

Desûkî yolunun kurucusu büyük velî İbrâhim Desûkî hazretlerinin kardeşidir. On ikinci<br />

yüzyılın sonlarıyla on üçüncü yüzyılın başlarında yaşamıştır. Kâmil ve mükemmil bir velî<br />

olan Muhammed Itrîs hazretlerinin kabri, Kahire'de olup şehirde çok ziyâret edilen yerlerden<br />

birisidir.<br />

MUHAMMED İHSÂN;<br />

Hindistan velîlerinden. İsmi Muhammed İhsân'dır. Hâfız Muhammed Muhsîn'in oğludur.<br />

Abdülhak-ı Dehlevî'nin soyundandır. Silsile-i aliyyeden olan Mazhar-ı Cân-ı Cânân<br />

hazretlerinin olgun halîfelerindendi. Doğum ve vefât târihleri bilinmemekte ise de, on üçüncü<br />

asrın ortalarında vefât ettiği bilinmektedir.<br />

Muhammed İhsân, gençliğinde tahsîl görmemiş ve ilimde yetişmemişti. Bu sebeple,<br />

lüzumsuz ve uygunsuz işlerle meşgûl oluyordu.Bir gece rüyâsında Mazhar-ı Cân-ı Cânân'ı<br />

gördü. Süt ile pirinç pilavı yiyordu. Yemeğinden artanı Muhammed İhsân'a verdi. O da yeyip<br />

çok lezzet aldı. Heyecanla uyandı. Bu rüyânın tesirinin devâm ettiği günlerde, Muhammed<br />

İhsân, Mazhar-ı Cân-ı Cânân'ın talebeleri arasına girdi. Tam bir tövbe ile eski hâlini terketti.<br />

Artık bu büyükler yolunda istikâmete kavuşup git gide ilerledi. Müceddidiyye yolunda çok<br />

yüksek makamlara kavuştu. Kalbi, Allahü teâlânın muhabbetiyle nûrlandı. Öyle ki, cenâb-ı<br />

Hakk'ın muhabbetinden kendinden geçmiş bir hâlde bulunur, dünyâyı unuturdu.<br />

Bir gün Şeyh Muhammed İhsân'ın yanında birisi, Senâullah-ı Sebnehlî'nin şu sözünü<br />

nakletmişti: "Senâullah buyurdu ki: Hazret-i İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i elf-i sânî'nin<br />

mübârek kalbinden, büyükler yolunun feyz ve nûrları, coşkun bir sel gibi kalbteki bütün<br />

karartı ve lekeleri silip götürdü." Sohbette bulunan bir talebe bu sözü işitince, öyle derinden<br />

bir iç çekince, kendinden geçip bayıldı.<br />

Şeyh Muhammed İhsân'ın kerâmetleri pek çoktur. Kendisi şöyle anlatır: "Bir defâsında<br />

bulunduğumuz bölgeyi düşman istilâ etmişti. Ben kendi küçük hücremde, odamda tam bir<br />

tevekkül ile oturmuş, Allahü teâlânın zikri ile meşgûldüm. Her tarafı istilâ edip, yağmalayan<br />

fitnecilerin rahatsız etmesinden Allahü teâlâya sığındım. O gün akşama kadar, fitneci ve<br />

yağmacılar her tarafı perişân ettikleri hâlde, Allahü teâlânın izni ile onlardan hiçbiri benim<br />

bulunduğum yere gelmedi."<br />

1) Makâmât-ı Mazhariyye; s.100<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.17, s.51, c.18, s.225<br />

MUHAMMED İSMÂİL;<br />

Hindistan'ın büyük velîlerinden. Muhammed Ma'sûm hazretlerinin torunu ve Muhammed<br />

Sibgatullah'ın ikinci oğludur. İmâm-ül Ârifîn yâni zamânındaki bütün velîlerin imâmı, önderi<br />

idi.<br />

Muhammed İsmâil, küçük yaşta, yüksek dedesi Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma'sûm<br />

hazretlerinden ilim öğrenip, bulunmaz sohbetleri ile şereflendi. Onun teveccühlerini<br />

kazanarak, daha çocuk iken, evliyâlıkta yüksek hâllere kavuştu. Dedesinin 1668 (H.1079)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!