22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

görürsün. O hâlde tesbih et ve istiğfâr yolunda ilerle ki, Allahü teâlâ tevvâbdır (Yâni<br />

ziyâdesiyle tövbe kabûl edicidir)." Allahü teâlânın kelâmının sonu tevvâb olunca, buradan<br />

tövbeye bir işâret buldum.<br />

Bu rüyâdan sonra diyar diyar gezip, Hindistan'ın büyük şehirlerinden, hacıların uğradığı<br />

Burhânpûr'a vardım. Gariblerin sığınağı, üzüntülü kalblerin tabîbi, Şeyh Burhâneddîn-i<br />

Garîb'in isminin bereketiyle feyzlenmiş bir ülkedir. İlim, amel, takvâ sâhibi ve Kur'ân-ı<br />

kerîme muttalî büyük bir âlimin rüyâsına göre, burası birçok beldelerden hayırlıdır. (Allahü<br />

teâlâ bu şehri ve diğer bütün müslüman memleketlerini belâlardan, âfetlerden korusun.)<br />

Burhânpûr'da silsile-i şerîfeden, İslâmiyeti yaymak için uğraşan ve tâliblerin kalblerini<br />

çekmekte mâhir, seyyidlerin büyüklerinden ve hakîki mürşid-i kâmillerden, sâhib-i zevk ve<br />

vicdan, insan görmüş insan, Muhammed Nûmân'ın huzûr ve sohbetlerine kavuşmak için çok<br />

acele ediyordum. Huzûrlarına büyük bir heyecanla vardığım zaman, hayretler içinde kaldım.<br />

Zîrâ, beni rüyâda büyük bir zâtın huzûruna (İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin huzûruna) bu zât<br />

kavuşturmuştu. Zikri ve bu büyükler yolundaki murâkabeyi kendilerinden aldım. Huzûr ve<br />

hizmetlerinde, İmâm-ı Rabbânî'nin muhabbet tohumunu gönül bahçeme ektim. Nihâyet bin<br />

otuz bir senesinde o menkıbeleri çok yüksek olan İmâm-ıRabbânî'nin yüksek dergâhına<br />

kavuştum. Hemen hemen iki sene hazerde ve seferde, yanlarından, eteklerinden ayrılmadım.<br />

Bu zamanda, onların sohbetlerinden çok istifâde ettim. O cihânı nûrla dolduranın<br />

feyzlerinden, bu kalbi kırığın gönül penceresine o kadar nûr vurdu ve feyz aktı ki, dile<br />

gelmez.<br />

Bu fakîr bir gün, Kur'ân-ı kerîm okurken; "Ey Habîbim, teheccüd namazını, fazla bir farz<br />

olarak kıl. Allah seni Makâm-ı Mahmûd'a kavuşturur." (İsrâ sûresi: 79) meâlindeki<br />

âyet-i kerîmesine gelince, aklıma; "Teheccüd namazını kılmakla şefâat makâmı olan<br />

Makâm-ı Mahmûd'un bereketlerinden nasîb alınıyor mu?" diye geldi.Hazret-i İmâm'a bunu<br />

soracağım dedim. Bu niyetle huzûrlarına geldim. Abdest alıyorlardı. Beni görünce, hemen;<br />

"Teheccüd namazını çok kıymetli tut." buyurdular. "Çoğu zaman kılıyorum." dedim.<br />

Buyurdular ki: "Şefâat makâmı olan Makâm-ıMahmûd'dan nasîb ve pay almak istiyenler,<br />

teheccüd namazını hiç kaçırmasınlar." Sonra aynı âyet-i kerîmeyi okudular. Bu fakîr,<br />

mübârek ellerini öperek; "Bu muammayı sormak için huzûrunuza gelmiştim. Elhamdülillah,<br />

ben arzetmeden kerâmet buyurarak siz beyân ettiniz." dedim.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, muhlislerinden herbirinin ismine birer mektup yazınca, bu fakîrin<br />

de, bu devlet ve saâdete kavuşmak sebebiyle, kalbime; "Allahü teâlânın inâyeti ile, güzel<br />

kokulu mektûplarından bir tâne de bu fakîre yazsalar ve bu mektup Mektûbât'ın birinci<br />

cildinin son mektubu olsa, ne güzel olurdu. Çünkü ben bu dergâhın sonuncusu ve en<br />

aşağısıyım." diye geldi. Hazret-i İmâm, bâtın nûru ile bunu anladılar ve bana bir mektûb<br />

yazdılar. O mektubun sonunda da; "Muhammed Hâşim'e gönderilen bu mektupla, şerîat<br />

sâhibi peygamberlerin adedine ve Eshâb-ı Bedr'e uygun olduğundan, birinci cildi burada<br />

bitirelim." buyurdular. Mübârek hocam kerâmeti ile bu isteğimi ihsân ettiler.<br />

Beyt:<br />

Vücûdumun her kılı gelse de dile,<br />

Şükrünün binde birini edemez bile.<br />

Onların civârında ve duvarlarının gölgesinde geçen aylar ve günler esnâsında, zamânın gavsi<br />

ve esrâr sâhibi olan eşsiz oğulları, bu kitapta ismi ve hâlleri geçecek büyük mürşid-i kâmil<br />

halîfelerinin her biri (Allah onların tesirlerini dâimî eylesin) bu âcize; "İmâm-ıRabbânî'nin<br />

husûsî ve umûmî meclislerinde, inci saçılan mübârek dilinden, vakte, zamâna, hâle ve<br />

istidâda göre çıkan ve mârifetler hazînesi olan Mektûbât'ta bulunmayan, yeni ve tâze<br />

faydaları, yüksek mârifetleri, onların hâllerinin ve tavırlarının nasıl olduğunu, nûrlarını,<br />

bereketlerini, kerâmetlerini, yazman sana lâzım oldu. Ayrıca İmâm-ıRabbânî müceddid-i elf-i<br />

sânî'nin hocası kutb-ı zamân, çok yüksek makâmlar sâhibi, kalblerin nûrlandırıcısı, âriflerin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!