22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

hakîkatlerden bahsetti. Bir gece, hastalık ve zâfiyet o hâle geldi ki, gören can vermekte<br />

olduğunu sanırdı. Bir müddet sonra kendine gelip; "Eğer ölmek bu ise, ne büyük bir nîmettir.<br />

Bu hâlden kurtulmak istemiyorum." buyurdu. Cemâzilâhir ayının yirmi beşindeCumartesi<br />

günü, hazırlık ve ayrılık eserleri görünmeğe başladı. Bütün dostlarına bakışları ile vedâ<br />

ederken, talebeleri, eshâbı ve dostları ağlamağa başladılar. Muhammed Bâkî-billah ise<br />

tebessüm buyurup hayretle bakıyor ve sanki: "Siz nasıl dervişlersiniz, kazâya rızâ dâiresinden<br />

çıkıp ağlarsınız." diye söylemek istiyordu. Bu sırada talebelerinden biri: "Yâ İlâh-el-âlemîn"<br />

mübârek kelimesini söyledi. Süratle onun tarafına bakıp, mübârek yüzünü onun tarafına<br />

çevirdi. Orada olanlardan biri "Onların bu hareket ve teveccühü hakîkî mahbûbun ismini<br />

duyma şevkindendir." buyurunca, bu sözün tesiri ile mübârek gözleri yaş ile doldu. İkindi<br />

vakti yaklaşmıştı. Sesli olarak Allahü teâlânın ismini zikretmekle meşgûl olup böylece;<br />

"Allah, Allah..." diye rûhunu teslim eyledi.<br />

Vefâtından sonra, en sâdık talebeleri, karar verdikleri bir yere mezârlarını kazdılar. Fakat<br />

tâbutu oraya götüremediler. Telâşla bir başka yere götürdüler. Tâbutu yere indirdikten sonra,<br />

ne görsünler! Orası bir defâsında Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin talebeleri ile<br />

geldikleri bir yerdi. Beğendiği bu yerde abdest alıp, iki rekat namaz kılmıştı. O temiz yerden<br />

bir mikdâr toprak eteğine yapışmıştı ve; "Bu yerin toprağı bizim eteğimizi tuttu."<br />

buyurmuştu. Ana caddeye yakın olan bu yerde kabrini kazdılar. Bu irşâd memleketinin<br />

pâdişâhını, içli üzüntülerle mezâra indirdiler. Hâce Hüsâmeddîn hazretlerinin gayretleri ile,<br />

mezârın etrafına; ağaçlar, meyveler, çiçekler dikip, orasını gâyet güzel bir bahçe yaptılar.<br />

Kabr-i şerîfini ziyâret edenler bereket ve şifâ bulurlar.<br />

Beyt:<br />

Magfiret nûru parlasın, mezârında mum yerine,<br />

Kapına gelenin kalbi gark olsun nûr denizine.<br />

Fazîletli zâtlar ve ârifler vefât târihi için mersiyeler yazdılar. Bu şiirlerden birinin son<br />

mısraında geçen "Bahr-ı ma'rifet" ifâdesi, ebced hesâbına göre, Muhammed Bâkî-billah<br />

hazretlerinin vefât tarihi olan hicrî "1012" senesini göstermektedir. Bu şiirin tercümesi<br />

şöyledir:<br />

Bir zât ki mahbûbu ile bâki oldu,<br />

Ve sıfatlarından hep fâni oldu.<br />

Hâlıkına âşık, tam bir aşk ile,<br />

Mahlûkâta çok merhametli oldu.<br />

Onun vasl senesi susuz dilime,<br />

Bak ne güzel "Bahr-i ma'rifet" oldu.<br />

Mîr Muhammed Nûmân şöyle anlatmıştır: "Horasanlı bir genci, Akra'da hastahânede hasta<br />

yatar gördüm. Hastalığını sorduğumda; "Ben sağlam bir insandım. Dekken'de Hazret-i Hâce<br />

Bâkî'yi rüyâda gördüm. Onların aşkı ile buraya kadar geldim. Vefâtı haberlerini duyunca, çok<br />

üzüldüm ve şimdi hastayım. Bu hastalığım ve harâb hâlim, o büyüğe olan<br />

muhabbetimdendir." diyerek hüngür hüngür ağladı.<br />

Muhammed Bâkî-billah'ın eserleri şunlardır:<br />

1) Külliyât-ı Bâkî-billah: Bir kitapta toplanmıştır. 2) Mektupları, 3) Rubâiyyât: Bu eserini<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri Şerhu Rubâiyyât adıyla şerh etmiştir.<br />

Muhammed Bâkî-billah hazretlerinin mektuplarından kırk bir tânesi, Zübdet-ül-Makâmât<br />

kitabında ayrı bir bölüm olarak yazılmıştır. Mektuplarından bir tânesi:<br />

6'ncı Mektup (Bu mektup, Şeyh Tâceddîn'e gönderilmiştir.):

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!