22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gözyaşı ve duâ isteği kabardı. Muhammed Bâbâ Semmâsî'nin mescidine gidip iki rekat<br />

namaz kıldım ve Allahü teâlâya şöyle duâ ettim: "İlâhî! Bana, belâlarına tahammül için<br />

kuvvet ve aşkın yüzünden doğacak mihnetlere, meşakkat ve sıkıntılara karşı güç, ver!"<br />

Sabahleyin hocamın huzûruna varınca; "Bir daha duâ ederken, "İlâhî, senin rızân nerede ise,<br />

bu kulunu orada bulundur!" diye duâ et! Eğer Allah, dostuna belâ gönderirse, yine inâyeti ile<br />

o belâya sabır ve tahammülü de ihsân eder. Fakat, Allah'tan ne geleceğini bilmeden, belâ ister<br />

gibi duâ doğru değildir." buyurdu. Muhammed Bâbâ Semmâsî'nin bir gece evvelki hâlimi<br />

keşfetmekteki kerâmetini anladım ve ona tam bağlandım."<br />

Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliyânın en büyüklerinden olanHâceMuhammed Bâbâ Semmâsî<br />

hazretlerinin yetiştirdiği, tasavvufta yüksek derecelere kavuşmalarına vesîle olduğu yüzlerce<br />

velî olup, bunlar içinde dördünü kendisine halîfe seçmiştir. Bunlardan birincisi Hâce Sûfi<br />

Suhârî, ikincisi kendi oğlu Hâce Muhammed Semmâsî, üçüncüsü Mevlânâ Dânişmend Ali,<br />

dördüncüsü ve en büyükleri Seyyid Emîr Külâl hazretleridir.<br />

NİÇİN SAKLAMIŞ?<br />

Behâüddîn-i Buhârî hazretleri anlatır: "Bir defâsındaHocamMuhammed Bâbâ Semmâsî ile yemek<br />

yiyorduk. Yemek bitince, bana bir ekmek uzatıp; "Al, bunu sakla!" buyurdu. Yemek yediğimiz hâlde,<br />

bana bu ekmeği vermesinin hikmetini düşünmeye başlamıştım. Bu sırada bana; "Faydasız<br />

düşüncelerden kalbi muhâfaza etmek lâzımdır!" buyurdu.Sonra yolculuğa çıktık ve bir tanıdığımın<br />

evinde misâfir olduk. Misâfir olduğumuz evin sâhibinin sıkıntılı bir hâlde olduğu görülüyordu.<br />

Hocam ona; "Niye üzülüyorsun?" buyurdu. O da; "Bir kâse sütüm var, fakat, süte banıp yemek için<br />

ekmeğim yok. Ona üzülüyorum" dedi. Hocam bana dönüp; "İşte acabâ ne için ayırıyoruz? diye<br />

düşündüğün ekmek bu iş içindi, ver sahibine yesin." buyurdu."<br />

NÛR VE ZİYÂ<br />

Allah adamlarından, çok büyük bir velîdir,<br />

Derecesi yüksek ve kerâmet sâhibidir.<br />

Ali Râmîtenî’nin, mübârek sohbetinde,<br />

Yetişerek kemâle, geldi nihâyetinde.<br />

Buhârâ’nın Semmâs nâm, köyünde doğan bu zât,<br />

Çok insan yetiştirip, orada etti vefât.<br />

Resûl’ün kalbindeki, ilim, feyiz ve nûrlar,<br />

Kalbden kalbe akarak, ona vâsıl oldular.<br />

Hocasından aldığı, nûrları o da yine,<br />

Seyyid Emîr Külâl’in, verdi temiz kalbine.<br />

Ayrıca Behâeddîn Buhârî’ye de bu zât,<br />

Çok teveccüh ederek, ilgilenmişti bizzat.<br />

Kasr-i Hinduvân diye, bir köy vardı ki meşhur,<br />

Behâeddîn Buhârî, bu beldede doğmuştur.<br />

Lâkin henüz doğmadan ve işitilmeden adı,<br />

Onun geleceğini, müjdeledi üstâdı.<br />

Şöyle ki, her geçişte, o, Kasr-i Hinduvândan,<br />

Derdi: “Bana bir koku, geliyor ki buradan,<br />

Zuhur eder bu yerde, çok büyük bir evliyâ,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!