22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

attıracağını bildirdi. Bunun üzerine Şerîf, Muhammed bin Anân hazretlerinin huzûruna geldi<br />

ve durumu anlattı. Buralardan kaçmak istediğini bildirdi. Muhammed bin Anân odasına girdi.<br />

Orada bulunanlar, onun çıkmasını beklemeye başladı. Muhammed bin Anân’ın odasından<br />

çıkması uzayınca, Şerîf orada bulunanlara; “Şeyhin odadan çıkmasını çabuklaştırsanız iyi<br />

olur. Zor durumda kaldığımı siz de biliyorsunuz” dedi. Onun bu isteği üzerine,<br />

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî odanın kapısını açtı. Fakat odada kimse yoktu. Orada bulunan herkes,<br />

Muhammed bin Anân’ın odaya girdiğini görmüşlerdi. Bir saat kadar daha beklediler. Sonra<br />

gözleri kançanağı gibi kıpkırmızı bir hâlde, Muhammed bin Anân odadan dışarı çıktı. Hemen<br />

Şerîf’e; “Ey Şerîf! Hemen bineğine bin ve yola çık. Sana kimse yetişemez” buyurdu. Bu emir<br />

üzerine Şerîf, derhâl yola çıktı. Sultan Gavrî, onun şehirden ayrıldığını iki gün sonra<br />

öğrenebildi. Derhâl peşinden adamlar gönderdi. Fakat Şerîf’e ne yetişebildiler, ne de izini<br />

bulabildiler.<br />

Muhammed bin Anân buyurdu ki: “Vücûdun rahat edip gece ibâdet yapmaya kalkabilmesi<br />

için istirahat şarttır. Çünkü bedenin derin uykuya dalmasına sebep şiddetli yorgunluktur.”<br />

“Allahü teâlânın sevgili bir kulu, vâcibi bırakmadığı gibi, sünnetleri de bırakmamaya dikkat<br />

etmedikçe; büyük günahlardan nedâmet, pişmanlık duyduğu kadar, küçük günahlardan da<br />

pişmanlık duymadıkça, edeb makâmına yükselemez.”<br />

“Bir evliyânın, bu âlemde kalbinden başka sermâyesi yoktur. O kalbe, dünyâlık işlere dâir<br />

birşeyler doldurmak ona yakışmaz. Kalb, sâdece Allahü teâlânın sevgisi ile dolu olmalıdır.”<br />

BESMELE İLE YE<br />

Dâmâdı Şeyh Şemsüddîn Tuneyhî şöyle anlattı: “Beldemizde bir şahıs vardı. Çok yemek<br />

yeme hastalığına mübtelâ olmuştu. Bu şahıs, birgün Muhammed bin Anân’ın dergâhında<br />

misâfir oldu. Orada yemek yedi. Dimyat’a gitmek için binek istedi. Hizmetçisi, Muhammed<br />

bin Anân’a; “Bu şahıs, burada kaldığı bir gecede, büyük bir balık ve bir sepet dolusu hurma<br />

yedi. Yine de doymadı” dedi. Bunun üzerine Muhammed bin Anân onu yanına çağırttı. Eline<br />

aldığı bir dilim ekmeği ikiye böldü ve bir parçasını o şahsa vererek; “Besmele çek ve bu<br />

yarım dilim ekmeği ye” buyurdu. O şahıs o ekmeği yiyince doydu. O andan itibâren, bir daha<br />

fazla yemek yemedi. Muhammed bin Anân'ın ona verdiği ekmek ile her zaman doyardı.”<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.174<br />

2) Tabakât-ül-Kübrâ; c.2, s.117<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.14, s.239<br />

MUHAMMED AVFÎ;<br />

Şâfiî mezhebi âlimi ve büyük velîlerden. İsmi, Muhammed bin Muhammeddir. Eshâb-ı<br />

kirâmdan ve Aşere-i mübeşşereden (dünyâda iken Cennet'le müjdelenen on kişiden biri) olan<br />

Abdürrahmân bin Avf hazretlerinin neslindendir. Künyesi Ebü’l-Feth, lakabı Şemsüddîn’dir.<br />

İbn-i Atiyye diye de bilinir. Mısır’ın İskenderiyye şehrinde, 1415 (H.818) senesi Muharrem<br />

ayında dünyâya geldi.<br />

Babası Şeyh Bedreddîn-i Avfî, oğlu Ebü’l-Feth’in doğumunu şöyle anlatır: Annesi oğluma<br />

hâmile iken, evliyânın büyüklerinden Şeyh Abdürrahmân-ı Şebrîsî’nin yanına gitmiştim.<br />

Doğumun kolay olması için ondan duâ istedim. Bana dedi ki: “Senin hanımın Âmine’nin ikiz<br />

çocuğu olur. Bunlardan birisi yedi gün sonra ölür, diğeri ise uzun zaman yaşar. O, Allahü<br />

teâlânın lütuf ve ihsânlarına kavuşacak, Allah'a tevekkül edenlerden olacak ve çok yüksek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!