22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

velîsi, bana şefâat et! Benim için duâ et! Allahü teâlânın dileğimi ihsân etmesi için vâsıta ol."<br />

demektedir. Dileği veren ve kendisinden istenilen, yalnız Allahü teâlâdır. Velî, yalnız<br />

vesîledir, sebeptir. O da fânîdir, hiçbir şey yapamaz. Tasarrufa gücü, kuvveti yoktur. Böyle<br />

söylemek, böyle inanmak şirk olsaydı, Allah'tan başkasına güvenmek olsaydı, diriden de duâ<br />

istemek, bir şey istemek yasak olurdu. Diriden duâ istemek, bir şey istemek dînimizde yasak<br />

edilmemiştir. Hattâ müstehâb olduğu bildirilmiştir. Her zaman yapılmıştır. Buna<br />

inanmayanlar, öldükten sonra kerâmet kalmaz diyorlarsa, bu sözlerini isbât etmeleri lâzımdır.<br />

Evet, evliyânın bir kısmı öldükten sonra, âlem-i kudse yükseltilir. Huzûr-i ilâhîde her şeyi<br />

unuturlar. Dünyâdan ve dünyâda olanlardan haberleri olmaz. Duâları duymazlar. Bir şeye<br />

vâsıta, sebeb olmazlar. Dünyâda olan, diri olan evliyâ arasında da böyle meczûblar bulunur.<br />

Bir kimse, kerâmete hiç inanmıyor ise, hiç ehemmiyeti yoktur. Sözlerini isbât edemez.<br />

Kur'ân-ı kerîm, hadîs-i şerîfler ve asırlarca görülen, bilinen olaylar, onu haksız çıkarmaktadır.<br />

Evet bir câhil, bir ahmak, dileğini Allahü teâlânın kudretinden beklemeyip, velî yaratır, yapar<br />

derse, bu düşünce ile ondan isterse, bunu elbet yasak etmeli, cezâ da vermelidir. Fakat bunu<br />

ileri sürerek, İslâm âlimlerine, âriflere dil uzatılmaz. Çünkü, Resûlullah efendimiz kabir<br />

ziyâret ederken, mevtâya selâm verirdi. Mevtâdan bir şey istemeyi hiç yasak etmedi. Ziyâret<br />

edenin ve ziyâret olunanın hâllerine göre, kimine duâ edilir, kiminden yardım istenir.<br />

Peygamberlerin kabirde diri olduklarını her müslüman bilir ve inanır.<br />

MÜCEDDİD-İ ELF-İ SÂNÎ<br />

Abdülhakîm-i Siyalkûtî, sınıf arkadaşı İmâm-ı Rabbânî hazretlerine çok tâzim ve hürmet ederdi. Ona<br />

yazdığı mektuplarında Müceddid-i Elf-i Sânî diye hitâb ederdi. Ona bu ismi ilk önce<br />

söyleyenlerdendir. Onu inkâr edenlerle mücâdelesi çoktu. İnkâr edenlere karşı; "Büyüklerin sözlerine,<br />

maksadlarını anlamadan îtirâz etmek câhilliktir. Böylelerin sonu felâkettir. İlim ve feyz kaynağı, irfan<br />

menbaı, Üstad Ahmed'in sözlerini reddetmek, bilmemezlik ve anlamamazlıktandır." buyururdu.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerinden Muhammed Hâşim-i Kışmî, bir gün kalbinden; "Eğer<br />

Allahü teâlâ, bu asrın âlimlerinin en büyüklerinden birine, hazret-i İmâm'ın (yâni İmâm-ı Rabbânî'nin)<br />

Müceddid-i Elf-i Sânî, yani ikinci bin yılının kuvvetlendiricisi olduğunu bildirse, bu mânâ tamâmen<br />

kuvvetlenirdi." diye geçirdi ve bu düşünce ile İmâm-ı Rabbânî'nin huzûruna gitti. İmâm-ı Rabbânî<br />

talebesi Muhammed Hâşim-i Kışmî'ye dönerek; "Birçok kıymetli kitaplar yazan aklî ve naklî<br />

ilimlerde Hindistan'da bir eşi bulunmayan Abdülhakîm-i Siyalkûtî'den mektup aldım. Mektuplarının<br />

bir yerinde bu fakiri methedip Müceddid-i Elf-i Sânî diye yazıyor." buyurdu.<br />

1) Hülâsat-ül-Eser (Muhıbbî); c.2, s.318<br />

2) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.5, s.95<br />

3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.318<br />

4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s.408,972,1026<br />

5) Eshâb-ı Kirâm; s.154,293<br />

6) Hadarât-ül-Kuds; s.189<br />

7) Umdet-ül-Makâmât s.160<br />

8) Brockelmann; Gal-2 s.417, Sup-2 s.613<br />

ABDÜLHÂLIK GONCDÜVÂNÎ;<br />

Evliyânın önderlerinden, İslâm âlimlerinin büyüklerindendir. Babası Abdülcemîl Malatyalı<br />

idi. İmâm-ı Mâlik hazretlerinin neslinden olup âlim ve ârif idi. Zâhirî ve bâtınî ilimlerde çok<br />

yüksekti. Hızır aleyhisselâm ile görüşüp sohbet ederlerdi. Bir gün Hızır aleyhisselâm<br />

kendisine:<br />

"Ey Abdülcemîl! Senin sâlih bir erkek evlâdın olacak. İsmini Abdülhâlık koyarsın."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!