22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilmini fazîlet sâhibi babasından, usûl-i fıkıh, kırâat ve Arabî ilimleri, amcaları Şeyh Hasan ve<br />

Şeyh Ahmed gibi âlimlerden öğrendi. Hocalarının feyz ve bereketleriyle, ilimde üstün bir<br />

dereceye yükseldi. Daha sonra Tebriz diyârına gitti. Birkaç yıl kalıp, Tebrizli Mevlânâ<br />

Mürîd'den ilim öğrendi. Sonra Antakya'ya döndü. Haleb ve Kudüs'deki âlimlerle görüştü.<br />

Bilgisini çok artırdı. Gittiği yerlerde vâz ve nasîhat ederek İslâmiyeti anlattı. Fetvâ vererek<br />

insanların müşkillerini çözmeye çalıştı. Şöhreti her yere yayıldı. Hacca gitti. Bir müddet<br />

mücâvir olarak kaldı. Sonra Mısır'a gelip, İmâm-ıSüyûtî'nin derslerinde bulundu. Hadîs<br />

ilminde icâzet, diploma aldı. Vâz, ders ve fetvâ verdi. Mısır'daki Çerkez sultanlarından<br />

Kayıtbay, onun sohbetlerine katıldı ve vâzlarını dinledi. Ona çok hürmet etti ve sevgisi<br />

sebebiyle Mısır'dan ayrılmasına müsâade etmedi. Onu vâiz ve müftî tâyin etti. MollaArab,<br />

fıkıh ilmine dâir Nihâyet-ül-Fürû adlı fıkıh kitabını yazıp, Sultana hediye etti. Herkesten<br />

hürmet ve saygı gördü.<br />

1495 (H.901) senesinde Sultan Kayıtbay vefât edince, MollaArab Bursa'ya gitti. Orada halk<br />

ve ileri gelenlerden çok hürmet gördü. Vâz edip, devamlı Allahü teâlânın emir ve yasaklarını<br />

bildirdi. Halka, haram ve günahların öldürücü zehir olduğunu anlattı. Sonra İstanbul'a gitti.<br />

Burada da vâz, irşâd ve insanlara doğru yolu anlatmak ile meşgûl oldu. Sultan İkinci Bâyezîd<br />

Han, Molla Arab'ın şöhretini işitip dersine geldi. Vâzını dinleyip, tesirli konuşmalarına<br />

hayran oldu. Çok defâ ziyâretine gelip, devletin bekâ ve devâmı için duâlarını taleb etti.<br />

Molla Arab, Peygamber efendimizin hayâtını ve güzel ahlâkını anlatan Tehzîb-üş-Şemâil ve<br />

tasavvufa dâir olan Hidâyet-ül-İbâd ilâ Sebîl-ir-Reşâd adlı eserlerini yazıp, Sultan Bâyezîd<br />

Hana hediye etti. Ayrıca Sultanın gazâ sevâbına kavuşmasını istedi. Kur'ân-ı kerîmde, Nisâ<br />

sûresi 95. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Müminlerden özür sâhibi olmaksızın cihaddan<br />

geri kalanlarla, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlar bir olmazlar. Allah,<br />

mallarıyla ve canlarıyla savaşanları, derece bakımından oturanlardan çok üstün kıldı.<br />

Bununla berâber Allah, ikisine de Cennet'i vâdetmiştir. Fakat Allah, savaşanlara,<br />

oturanların üstünde pek büyük bir mükâfat vermiştir." buyrulduğu üzere, Sultanı gazâya<br />

teşvik etti.<br />

Modon şehrinin fethine katıldı. Fetih sırasında konuşmalarıyla ve duâlarıyla askeri coşturdu.<br />

Kaleye ilk giren mücâhidler arasında yer aldı. Gazâdan dönüşünde, İstanbul'da vâzlarına<br />

devâm etti.Vâzlarında küfür ehlinin, sapıkların ve tarîkatçı geçinen bozuk kimselerin<br />

kötülüklerini anlattı. Sonra çoluk-çocuğuylaHaleb'e gitti. OradaÇerkes beylerinden Hayr<br />

Beyden çok hürmet gördü. Hayr Bey onun bütün ihtiyâcını karşılamak istedi. Fakat o,<br />

takvâsından, hiç bir şeyini kabûl etmedi. Haleb'de üç yıl kadar vâz, hadîs ve tefsîr ile meşgûl<br />

oldu. Bid'at ehli ve bozuk fırkaların zararlarını anlattı. Safevîler ona çeşitli düşmanlıklarda<br />

bulunduklarından İstanbul'a döndü. Yavuz Sultan Selîm Hanı, şiirlerle cihâda teşvik ve tahrik<br />

eyledi. Bu maksadla Es-Sedad fî Fedâil-il-Cihâd kitabını yazdı. Çaldıran seferine katılıp,<br />

askere vâz ederek cesâret verdi. Muhârebede duâ eder, Pâdişâh âmin derdi.<br />

Çaldıran seferinden sonra tekrar Anadolu'ya giden Molla Arab hazretleri, gittiği yerlerde<br />

halka vâz ve nasîhat etmeye devâm etti. Sarayköy ve Üsküp'te de on sene vâz ve nasîhat<br />

ederek, pek çok kimsenin hidâyetine sebeb oldu. Sarayköy'de bir câmi ve bir mescid,<br />

Üsküp'te bir mescid yaptırdı. 1526 senesinde Kânûnî Sultan Süleymân Han ile de Engürüs<br />

seferine katılıp, zafer için yaptığı duâları kabûl oldu. Seferden sonra Bursa'ya gelip, çeşitli<br />

kitaplar yazdı. Kimyâ bilgisi de çoktu. Nafakasını ticâret yaparak kazanırdı. Kimseden bir<br />

şey kabûl etmezdi. Hâfızası çok kuvvetliydi. Meşhûr altı hadîs kitâbındaki hadîs-i şerîfleri<br />

bilirdi. İlim ve fazîlette yüksek bir zât olan MollaArab hazretleri, gönül ehlindendi. Vâz ve<br />

nasîhatleriyle insanların gönüllerini feth ederdi. Uzaktan yakından gelen pekçok insan onun<br />

vâz ve sohbetlerinden istifâde ederlerdi. Tefsîr ilminde bir deryâ, hadîs ilminde zamânında<br />

emsalsizdi. Cumâ günleri imâmın namazda okuduğu âyet-i kerîmeleri geniş tefsîr ederdi.<br />

Sîret-i Nebevî'yi bildiren Tehzîb-üş-Şemâil ve El-Mekâsıd fî Fedâil-il-Mesâcid adlı

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!