22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Fıkıh ilmini öğrenin, onunla amel edin. İslâm dîni edeplerden ibârettir. Edeplere uymak lâzımdır.<br />

Alışkanlık çok çirkindir. İbâdet de alışkanlıkla yapılmamalı. Çünkü alışkanlık hâlini alırsa ibâdet âdet<br />

olur. İbâdeti âdetten edeblerle ayırmak gerekir. Herbir işe kapısından girmek gerekir, temelden<br />

başlamak lâzımdır. Kul elinden gelen tedbiri almakla Allahü teâlânın takdirine teslim olmalıdır.<br />

Zamânın hepsi üç saatten ibârettir. Bir gün aleyhte, bir gün lehte olur. Lehte olduğu zaman şımarıklık,<br />

kibirlilik ve zulümden sakınmalı, aleyhte olduğu zaman sabır, tahammül, azamî tedbire sarılmalıdır.<br />

Ne aleyhte ne lehte olduğu zaman da vakti değerlendirmek gerekir.<br />

İşin esâsı Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdını öğrenip îmânı düzeltmek ve Ehl-i sünnet âlimlerinin<br />

bildirdikleriyle amel etmektir. Îmânı Ehl-i sünnet îtikâdına göre düzeltmeden tasavvuf yolunda<br />

ilerlemek mümkün değildir.<br />

1) Mâneviyât Dünyâsında İz Bırakanlar; s.121,132<br />

2) Edeple Varış Lütufla Dönüş; s.3<br />

3) Sohbetler<br />

ABDÜLHAKÎM-İ SİYALKÛTÎ;<br />

Hindistan velîlerinden, Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Abdülhakîm bin Şemseddîn<br />

el-Hindî es-Siyalkûtî'dir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1657 (H.1067) senesi Rabî'ül-evvel<br />

ayının on ikinci günü, Hindistan'ın Siyalkût şehrinde vefât etti.<br />

Abdülhakîm-i Siyalkûtî, Hindistan'ın büyük âlimlerinden olup bütün ilimlerde imâm idi.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri ile Mevlânâ Kemâleddîn-i Kişmîrî'nin derslerinde bulundu. Fıkıh,<br />

kelâm ve daha birçok naklî ilimlerde yüksek derecelere kavuştu. Beldesinin din ilimlerinde<br />

müşkili olanların tercümanı oldu. İnsanları durmadan Hakk'a davet ederdi. İslâm dînini<br />

sultanlara, emirlere açıkça tebliğ etmekten hiç çekinmezdi. Hind sultânı Harem Şah Cihân<br />

zamânında, âlimlerin reisi oldu. Sultan onun reyi ve fetvâsına başvurmadan hiç bir konuda<br />

karar vermezdi. Her ilimde mütehassıs ve zamânın bir tânesiydi. İlim tahsiline gençliğindeki<br />

gibi yaşlılığında da devâm etti ve hiç ara vermedi.<br />

Abdülhakîm-i Siyalkûtî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerini talebeliğinden beri tanır ve severdi.<br />

Fakat ona bağlanıp, talebesi olmamıştı. Bir gece rüyâsında İmâm-ı Rabbânî'nin kendisine;<br />

"Ey Resûlüm! Sen, Allah de! Sonra onları kendi oyunlarına bırak!"(En'am sûresi:91)<br />

meâlindeki âyeti kerîmeyi okuduğunu gördü. O anda kalbi zikretmeye başladı. Uzun zaman<br />

böyle zikrederek, ilâhî nîmetlere kavuştu. "Ben Ahmed'in (yâni İmâm-ı Rabbânî'nin)<br />

üveysisiyim. Yâni onun rûhâniyeti beni terbiye ediyor." derdi. Kısa bir süre sonra İmâm-ı<br />

Rabbânî'nin huzûruna gidip, onun yoluna bağlandı. Hakikî ve ihlâs sâhibi talebelerinden<br />

oldu.<br />

Abdülhakîm-i Siyalkûtî çeşitli ilim dalında eserler yazdı. Eserlerinden bâzıları şunlardır: 1)<br />

Hâşiyetün alâ Tefsîr-ül-Beydavî, 2) Hâşiyetün alâ Şerh-ül-Akâid-ül-Nesefiyye<br />

lis-Sa'd-it-Teftâzânî: Siyalkûtî Haşiyesi olarak da bilinir, 3) Haşiyetün alâ Hâşiyet-i<br />

Abdul Gafûr el-Lârî Alel-Fevâid-id-Diyâiyye fin-Nahvi, 4) Hâşiyetün alâ<br />

Şerh-iş-Şemsiyye lil-Gelenbevî fil Mantık, 5) Zâd-ül-Lebîb, 6) Mutavvel Hâşiyesi, 7)<br />

Ed-Dürret-üs-Semine fi İsbât-il-Vacib-i teâlâ.<br />

Bir sohbet esnâsında Abdülhakîm-i Siyalkûtî hazretlerine talebelerinden biri kabir ziyâreti<br />

hakkında bir soru sorunca buyurdu ki:<br />

Çok kimse kabir ehlinden istifâde edildiğine inanmıyor. "Ölü yardım yapamaz." diyenlerin,<br />

ne demek istediklerini anlayamıyorum. Duâ eden, Allahü teâlâdan istemektedir. Duâsının<br />

kabûl olması için, Allahü teâlânın sevdiği bir kulunu vâsıta yapmaktadır. Yâ Rabbî!<br />

Kendisine bol bol ihsânda bulunduğun bu sevgili kulunun hâtırı ve hürmeti için bana da ver<br />

demektedir. Yâhut, Allahü teâlânın çok sevdiğine inandığı bir kuluna seslenerek; "Ey Allahın

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!