22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yüzlerce eğri dikenli yollardan geçtik amma<br />

Bir defâ murâdımıza kavuşmak mümkün olmadı."<br />

Bu şiiri hâllerine uygun bulup çok beğendiler.<br />

Hicâz'a gitmeyi çok arzu ettiklerini anlayınca da, şu rubâiyi yazıp gönderdim:<br />

Kalb, kıbleyi gösteren pusula olmadıkça,<br />

Vücûd, Kâbe yolunun bedeli olmadıkça,<br />

Kalmak için kendinde bu ten kuvvet bulamaz,<br />

Hicâz topraklarını kehribar bulmadıkça.<br />

Bu rubâimi de çok beğendi. Bir gün onların yanındaydım. Orada bulunanlardan biri, zamânın<br />

zenginlerinden, vâli ve âmirlerinin şânından, şereflerinden konuşup, fakir kimselerden<br />

bahsetmedi. Hâce Hüsâmeddîn Ahmed buyurdu ki: "Ey kardeşim! Bu söz, bu zamandaki<br />

fukarâ hakkında bir ilâhî hikmet taşıyor. Çünkü eski zamanlardaki fakirler, dünyâdan ve<br />

dünyâyı isteyenlerden uzak dururlardı. Sakınırlardı. Her ne kadar zenginler onlara yaklaşmak<br />

isteseler, onlar zenginlerin sohbetinden kaçarlardı. Bu zamandaki fakirlerin çoğu; bir ihtiyâcı<br />

olup gelen zenginlerle bir arada oturup, muhabbet etmek isterler. Böylece fakirlerin<br />

zenginlerden uzak kalma hâli bozulur."<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mirzâ Hüsâmeddîn Ahmed'e yazdığı birinci cild, 207.<br />

mektubunda buyuruyor ki: "Herhâlde uzakta kalan bu kardeşlerinizi unuttuğunuz anlaşılıyor.<br />

Evet, yakında bulunmanın, kalplerin birleşmesinde büyük tesiri vardır. Bunun içindir ki,<br />

hiçbir velî bir Sahâbînin derecesine yükselemez. Veysel Karânî, o kadar şânı yüce olduğu<br />

hâlde, Resûlullah efendimizi hiç görmediği için, Eshâb-ı kirâmdan en aşağı olanın derecesine<br />

yetişemedi.Abdullah bin Mübârek hazretlerinden soruldu ki; "Hazret-i Muâviye ile Ömer bin<br />

Abdülazîz'den hangisi daha yüksektir?" Cevâb olarak: "Muâviye Resûlullah efendimizin<br />

yanında giderken atının burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîz'den kat kat daha yüksektir."<br />

buyurdu.<br />

Burada bulunanların hepsi iyiyiz. Allahü teâlâya bunun için, belki bütün nîmetleri için hamd<br />

ve şükürler olsun. Nîmetlerinin en büyüğü olan, müslüman yaptığı için ve mahlûkların en<br />

iyisinin yolunda bulundurduğu için, ne kadar çok hamd edilse yine azdır. Çünkü O'nun<br />

yolunda bulunmak, iyiliklerin başı, kurtulmanın çâresi, dünyâ ve âhiret saâdetlerinin<br />

kapısıdır. Allahü teâlâ Peygamberlerin en üstünü hürmetine bizleri ve sizleri her zaman bu<br />

yolda bulundursun. Âmîn. Fârisî mısrâ tercümesi.<br />

"İş budur, bundan başkası hiçtir!"<br />

İkinci cild, 17. mektupta buyuruyor ki: "Önce, Allahü teâlâya hamd ve Peygamber<br />

efendimize salevât eder, size de duâ ederim. Yazılarımla sizi rahatsız ediyorum. Başımıza<br />

gelenlere sabr tavsiye buyurduğunuz, kıymetli mektubu, Şeyh Mustafa getirdi. Okumakla<br />

şereflendik. Hepimiz, Allahü teâlânın mülküyüz. Hepimiz, O'nun huzûruna gideceğiz!<br />

Başımıza gelenler, görünüşte çok yakıcı, çok acıdır. Fakat, hakîkatte ilerletici, yükseltici<br />

ilâclardır. (İlâçlar, elbette acı olur). Bu acıların, dünyâda verdiği faydalar, âhirette<br />

beklediğimiz nîmetlerin yüzde biri olamaz. O hâlde evlad, Allahü teâlanın büyük bir<br />

ihsânıdır. Yaşadıkları müddetçe, insan, faydalarını görür. Ölümleri de, sevâp kazanmaya,<br />

yükselmeye sebeb olur.<br />

Büyük âlim Muhyissünne (Nevevî) Hilyet-ül-Ebrâr ismindeki kitabında; "Abdullah ibni<br />

Zübeyr halîfe iken, tâûn hastalığı oldu. Bu tâûnda, Enes bin Mâlik'in çok çocuğu öldü.<br />

Kendisi, Peygamber efendimizin hizmetçisi idi ve bereket, bolluk için duâsını almıştı.<br />

Abdurrahmân bin Ebî Bekr Sıddîk'in da bu tâûnda çok çocuğu ölmüştü. İnsanların en iyisi, en<br />

kıymetlisi olan Eshâb-ı kirâma (aleyhimürrıdvân) böyle yapılınca, bizler gibi günahı çok<br />

olanlar, hesâba dâhil olur mu? Hadîs-i şerîfte buyruldu ki; "Tâûn, eski ümmetlere, azâb

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!