22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

cevâbında şu mektubu gönderdi:<br />

“Allahü teâlâ sizi belâlardan korusun ve kendinden başka şeylerden uzaklaştırsın. Bu duâmı<br />

Resûl-i ekremin ve âlinin hürmetine kabûl buyursun! Kıymetli mektûbunuzu okudum.<br />

İçindekileri anladım. Çok iyi bir işe niyet etmiş ve başlamışsınız. Cenâb-ı Hak hayırla<br />

bitirmek nasîb etsin! Bu fakîre; “Hazret-i İmâm’ın hâl ve kerâmetlerinden hatırınızda<br />

bulunanları yazın.” diyorsunuz. İyice bilmiş olunuz ki, hazret-i İmâm, Mektûbât ve<br />

risâlelerine yazmadık bir hâl ve makâm bırakmadı. Bu sermâyesi az fakîr, ne yazsam, ne<br />

söylesem hepsini yazmışlardır. Âyân olanı beyâna hâcet yoktur. Bu fakîrin hallerini<br />

anlatmaya, yazmaya gelince, hazret-i İmâm’ın ve diğer eshâbının makâm ve halleri yanında<br />

yazılmaya değer önemli bir şeyi yoktur. zerre, ne kadar yüksekten uçsa güneşin yanına<br />

yaklaşamaz. İcâzetnâmeyi istemiştiniz, gönderiyorum. Allah yolunda olanlara selâm olsun.”<br />

Mektubun arkasına; “Gâibâne muhlis Sofî Hamîd.” diye yazdı. İcâzetnâmesi şudur:<br />

“Allahü teâlâya hamd, Resûlüne salât-ü selâmdan sonra, Allahü teâlânın rahmetine muhtaç,<br />

Ahmed bin Şeyh Abdülehad Fârûkî Serhendî Müceddîdî der ki: “Âlim, sâlih, sıddîk, dînin,<br />

tarîkatin ve hakîkatın ilimlerini kendinde toplayan, kardeşim Şeyh Hamîd-i Bingâlî (Allahü<br />

teâlâ sevdiği ve beğendiği şeyleri ona ihsân eylesin) sülûk konaklarını geçip, cezbe ile urûc<br />

eyleyip (yükselip) vilâyet derecelerine kavuşunca ve başlangıca yerleştirilen sondakiler,<br />

kendisinde hâsıl olunca, istihâreden ve Allahü teâlâ tarafından izin verildikten sonra, doğru<br />

yolda olmak isteyen ihlâslı talebelere büyüklerimizin yolunu tâlim için izin ve icâzet verdim.<br />

Allahü teâlâdan, onu, kötülüklerden ve ayıblardan korumasını ve Resûlullah’a mütâbaatte<br />

istikâmet üzere bulundurmasını niyâz ederim.”<br />

Hamîd-i Bingâlî, bu icâzetnâmenin sûretinin kenarına; “Bu sûret, ilim deryâsı hocamın<br />

yazdığı aslına tamâmen uygundur.” diye yazdı.<br />

1) Hadârât-ül-Kuds; s.314<br />

2) Tezkire-i İmâm-ı Rabbânî; s.330<br />

3) Zübdet-ül-Makâmât; s.354<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.15, s.266<br />

MEVLÂNÂ HASAN-I BERKÎ;<br />

Büyük evliyâdan. Tefsîr, hadîs, fıkıh gibi zâhirî ilimlerde âlim idi. Tasavvuf yolunda yetişip<br />

evliyâlık derecelerinde yükselmek için, Şeyh Ahmed-i Berkî’nin talebesi oldu. Onun<br />

hizmetinde, yüksek makamlara, ilâhî ma’rifetlere kavuştu. Hocasının işâreti ile Serhend’e<br />

giderek, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hizmetine girdi. Onun talebesi olmakla şereflendi.<br />

sohbetleriyle yüksek hâllere ve makamlara erişti. Sonra vatanına dönerek eski hocası<br />

Ahmed-i Berkî’nin sohbetlerine devâm etti. Onyedinci asrın sonlarında Osmanpur'da vefât<br />

etti.<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Ahmed-i Berkî’ye yazdığı mektupta; “Şeyh Hasan, sizin devlet<br />

erkânınızdandır. İşlerinizde sizin yardımcınızdır. Eğer siz bir sefere çıkacak olursanız,<br />

vekîliniz odur. Ona iltifât ve teveccühü eksik etmeyiniz. Çok gayret ediniz ki, zarûrî din<br />

ilimlerini bitirsin. Hindistan’a gelişi, onun için de sizin için de büyük nîmet oldu. Allahü<br />

teâlâ bize ve size istikâmet versin.” buyurdular.<br />

Bundan kısa bir zaman sonra, Ahmed Berkî âhırete intikâl etti. Hazret-i İmâm’a haber<br />

gelince, Ahmed-i Berkî’nin eshâbına şu mektubu yazdılar: “Ahmed-i Berkî’nin gösterdiği<br />

yolda yürüyünüz. Zikir ve murâkabe ile meşgûl olun ki, bir isteksizlik ve gevşeklik hâsıl<br />

olmasın. Talebeleri toplanıp, birbirlerinde fânî olsunlar ki, sohbetin eseri görülsün. Bu fakîr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!