22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yapmıştır. Burada çift sürer, ekin eker, hayvan güder, dağdan odun kesip taşırdı. Yalan ve<br />

kötü söz söylemez, harama el uzatmazdı. Ağasından aldığı parayı hak etmek için hîlesiz<br />

çalışırdı.<br />

Memik Dede, gereksiz yere ağaç kesmenin, adam öldürmek kadar kötü olduğunu telkin<br />

ederdi. Bu yüzden dağa oduna gittiğinde yıkılmış ölü ağaçlarla, çalı çırpı toplayıp gelirdi.<br />

Ağası bu duruma kızınca; “Kestiğim ağaç dallarının yerinden sanki insan öldürmüş gibi kan<br />

fışkırıyor.” derdi. Hayvanlara da iyi davranılması gerektiğini sık sık söylerdi. Bir gün<br />

hayvanlardan birisi geç geldi. Sebebini ineğe sorunca, inek Allahü teâlânın izniyle<br />

konuşmaya başladı. “Evin hanımı beni sağarken fazla süt almaya çalışıyor. Doymadan gelip<br />

istenilen sütü versem, yavrum aç kalıyor. Bu yüzden tam doymaya çalışıyorum.” dedi. Bunun<br />

üzerine Memik Dede durumu evin hanımına anlatarak, hayvana eziyet etmemesini tavsiye<br />

etti.<br />

Memik Dede’nin ağası hac farîzasını yerine getirmek için Mekke’ye gitmişti. Bu sırada<br />

ağanın hanımı içli köfte yaptı ve; “Ah oğlum Memik! Ağan olsaydı da şundan yeseydi.” dedi.<br />

Memik Dede de; “İstersen biraz ver götüreyim.” dedi. Kadıncağız herhalde bir arkadaşına<br />

götürecek diye düşündü ve bir tabak doldurup verdi. Bir süre sonra ağa hacdan döndü. Âdet<br />

üzere köylüler tarafından karşılandı. Ağa hürmet gösterilmesi gereken kişinin Memik Dede<br />

olduğunu söyledi ve hacda iken getirdiği köfte tabağını çıkarıp gösterdi. Tarla sürmekten<br />

dönen Memik Dede, kerâmetinin ortaya çıktığını anlayarak oradan uzaklaştı. Yere sapladığı<br />

saban ve odunlar Allahü teâlânın izniyle yeşererek türbesinin yanındaki ağaçları meydana<br />

getirdi.<br />

Memik Dede, ölümünden bir süre önce; “Şimdiye kadar ben size hizmet ettim, bundan sonra<br />

da siz bana hizmet edeceksiniz.” dedi. Vefât edince, saban odunundan yeşeren ağaçların<br />

yanına defnedildi. Türbe bakıcılığı babadan oğula kalmak sûretiyle, kahyalık ettiği âile<br />

tarafından yapılmaktadır.<br />

Gâziantep bölgesinin Fransızlar tarafından işgâli sırasında Ermeniler birkaç defâ Göksüncük<br />

köyünü ve Memik Dede’nin türbesini yıkmaya geldiler. Fakat köye ve türbeye yaklaşamadan<br />

geri döndüler. Savaştan sonra Ermeniler, türbenin ve köyün etrâfında çok kalabalık bir<br />

askerin mevzilenmiş olduğunu gördüklerinden yaklaşamadıklarını söylediler.<br />

Tekke ve zâviyelerin kaldırılması sırasında bir karakol komutanı bu türbeyi yıktırmak istedi.<br />

O anda üzerine bir fenâlık geldi ve bacakları tutmaz oldu. Köylü karakol komutanını türbenin<br />

içine götürerek altı gün orada bırakıp, baktılar. Komutan yaptığı hatâyı anlayıp, tövbe etti.<br />

Bir süre sonra iyileşti.<br />

1) Gâziantep Evliyâları; s.37<br />

MERKEZ EFENDİ;<br />

Osmanlılar zamânında İstanbul'da yetişen büyük velîlerden. İsmi Mûsâ olup, Merkez<br />

Muslihuddîn lakabıyla meşhûr oldu.Denizli'nin Sarhanlı köyünde, 1463 (H.868) senesinde<br />

doğdu. 1551 (H.959) senesinde İstanbul'da vefât etti.<br />

Mûsâ Efendi, küçük yaşlarda ilim öğrenmeğe başladı. Kuvvetli bir zekâsı ve ilim öğrenmeye<br />

aşırı bir hevesi vardı. Önce kendi memleketinde, sonra Bursa ve İstanbul'daki medreselerde<br />

tahsîl yaparak; tefsîr, hadîs, fıkıh ve tıb ilminde yetişti. Kâdı Beydâvî Tefsîri'nin büyük bir<br />

kısmını ezberledi. Medrese tahsîline devâm ettiği sıralarda tekkelere gidip, oralardaki<br />

âlimlerin sohbetlerine katılırdı. Onların feyz ve bereketlerine kavuştukça, rûhunda bir<br />

rahatlama, nefsinde bir ezilme olduğunu görerek sevinirdi. Otuz yaşına geldiğinde, medrese<br />

tahsîlini bitirdi. Çevresinde sayılan bir âlim oldu. İlimdeki yüksekliğini, zamânının âlimleri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!