22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Bir ümmet içerisinde, her gün, yirmi beş kişi Allahü teâlâya, yirmi beş defâ istiğfâr ederse<br />

(bağışlanmalarını dilerse), umûma âit azabla Allahü teâlâ, onları cezâlandırmaz.”<br />

“Eğer sen Kur’ân-ı kerîm okuyup da, seni kötülüklerden uzaklaştırmıyorsa, senin gerçekten<br />

Kur’ân-ı kerîmi okumadığın anlaşılır.”<br />

“İlmi kendisine fayda vermeyen kimseye, cehâleti de zarar verir.”<br />

“İnsanların en yumuşak ve ince kalblisi, günâhı az olanlardır.”<br />

“Sâlih bir zâtı seven, dolayısıyla, Allahü teâlâyı sevmiş olur. İlim öğrenmeye giden<br />

kimse, dönünceye kadar, Cennet yolunda sayılır.”<br />

Mekhûl eş-Şâmî, Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı ve; “Pazartesi günü Resûlullah<br />

efendimiz dünyâya teşrif buyurdular. Yine bugün, Peygamber olduğu bildirildi. Pazartesi<br />

günü âhirete irtihâl (vefât) buyurdular. Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allahü teâlâya<br />

arz olunur.” dedi.<br />

“Müminler yumuşak ve müsâmahakârdır. Eğer, onları çekip götürürsen, karşı çıkmaz, kabûl<br />

edip giderler.”<br />

“Âlimler bozuluncaya kadar, insanlara Allahü teâlânın azâbı gelmez.”<br />

“Ana babaya itâat, büyük günâhlara keffârettir. Bir kimse âilesi içinde yaşlılar bulunduğu<br />

müddetçe, Allahü teâlânın rızâsını kazanma imkânına sâhiptir.”<br />

Mekhûl hazretlerine birisi geldi. “Yâ Ebâ Abdullah! “Size düşen kendinizi korumaktır. Siz<br />

hidâyette olunca, dalâlet üzere olanlar size zarar veremez.” âyet-i kerîmesinin tefsîrini<br />

yapar mısınız?” deyince; “Nasîhat eden korktuğu, nasîhatı dinleyen de kabûl etmediği zaman,<br />

senin vazîfen kendini muhâfaza etmektir. O zaman, dalâlette olan kimse sana zarar veremez.”<br />

dedi.<br />

Mekhûl hazretleri, kendi cemâati ile berâber oturuyordu. O sırada Mervan’ın torunu Yezîd<br />

bin Abdülmelik geldi. Orada bulunanlar, hemen ona yer ayırmak ve hazırlamak için<br />

kalktıklarında, Mekhûl hazretleri; “Yerinizde oturunuz, bırakın, bulduğu bir yere otursun.<br />

Böylece tevâzûu öğrenmiş olur.” buyurdu.<br />

1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.5, s.177<br />

2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.10, s.289<br />

3) El-A’lâm; c.7, s.284<br />

4) Vefeyât-ül-A’yân; c.5, s.280<br />

5) Mîzân-ül-İ’tidâl; c.4, s.177<br />

6) Tezkiret-ül-Huffâz; c.4, s.107<br />

7) Tabakât-ı İbn-i Sa’d; c.7, s.453<br />

8) Tabakât-ül-Kübrâ; c.1, s.45<br />

9) Şezerât-üz-Zeheb; c.1, s.146<br />

10) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.2, s.299<br />

MEMİK DEDE;<br />

Gâziantep’te yaşayan büyük velîlerden. Hayâtı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Doğum ve<br />

vefât târihleri belli değildir. Göksüncük köyünde bir âilenin yanında uzun süre kahyalık

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!