22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

abasından yaptı. Babası, 1855 senesinde hacca giderken vefât etti. Bunun üzerine yarım<br />

kalan tahsîlini tamamlamak için İstanbul'a gitti.Tırnovalı Hasan Sıdkı Efendinin derslerine<br />

devâm etti. 1872'de bu hocasından icâzet aldı. Ayrıca Amasyalı Abdülkerîm, Trabzonlu<br />

HasanSabri, Ahıskalı Şerîf, Tikveşli Yûsuf Ziyâeddîn Efendilerden de ders aldı. Zamânın<br />

büyük âlimi ve meşhûr velîsi Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretlerinden de ilim ve feyz<br />

aldı. Bu hocası ona hadîs ilminde ve tasavvufta Hâlidiyye yolundan icâzet verdi.<br />

1870 senesinde açılan imtihanı kazanarak Fâtih Câmii dersiamlığına tâyin edildi. 1886'da<br />

talebe mezun edip icâzet vermeye muvaffak oldu. 1874'teŞeyhülislâm HasanHayrullah<br />

Efendinin teklifi ile İbtidâ-iHâric rütbesinde İstanbul rüûsu ilim rütbesi verildi.<br />

SonraSüleymâniye rüûsuna, ilim rütbesine kadar yükseldi ve Süleymâniye Medresesi<br />

müderrisliğine tâyin edildi. 1904'te haftada bir toplanan Şifâ-i şerîf heyetine de üye seçildi.<br />

1887 senesi Ramazan ayında huzur dersleri muhataplığına, 1909'da huzur dersleri ikinci ders<br />

mukarrirliğine tâyin edildi. 1911'de ise birinci mukarrirliğe tâyin edilip yedi sene bu vazîfede<br />

kaldı.<br />

Dördüncü rütbeden Osmanlı ve Mecdî nişanı ve üçüncü rütbeden Mecdî nişanı verilmiştir.<br />

Halîfenin irtibâtını sağlamak ve din bilgilerini öğretmek için Çin'e gönderilmiştir. Bu sebeple<br />

Çinli Hoca diye de anılmıştır. Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretlerinin otuz sene<br />

hizmetinde ve sohbetinde bulunmuştur. 1922 senesine kadar huzur dersleri mukarrirliği<br />

yapmıştır.<br />

1) Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî Hayâtı, Eserleri,Tarîkatı; s.155<br />

MEHMED HASÎB DÜRRÎ;<br />

Gâziantep velîlerinden. 1848 (H. 1264) senesinde Anteb'in Karacaoğlan mahallesinde doğdu.<br />

Babası, Şam ve Mısır'da ilim tahsîl etmiş âlim bir zât olan Hacı Hâfız Ahmed Efendidir. İlim<br />

ehli bir âilenin çocuğu olarak dünyâya gelen Hasib Dürrî, küçük yaşta ilim tahsîline başladı.<br />

İyi bir medrese tahsîli gördü. Arapça ve Farsçayı çok iyi öğrendi. Şuaybzâde Ali Âkif<br />

Efendinin feyzli sohbetlerine katılarak ona talebe oldu. Ali Âkif Efendinin hoca silsilesi<br />

Abdullah-ı Dehlevî hazretlerine ulaşır.<br />

Hasîb Dürrî Efendinin ikisi matbû olmak üzere üç eseri vardır. Bunlardan Tecvîd-i Dürrî<br />

matbû değildir. Bu eser akıcı bir dille tecvid kâidelerini anlatmaktadır. İkinci eseri<br />

Zübdet-ül-Ferâiz olup, İslâm hukûkunda mîrâs taksimini anlatır. İstanbul'da basılmış olan<br />

eserin bir özelliği de yarısı manzum, yarısı nesir olmasıdır. Son eseri ise Âteş-i Sûzân'dır ve<br />

şiir risâlesidir.<br />

Hasîb Dürrî, hayâtının sonlarına doğru yakalandığı kemik vereminden kurtulamayarak 1913<br />

(H.1332) senesinde vefât etti. Kabri Gâziantep'tedir.<br />

Hasîb Dürrî, şiirle sık sık Abdülhamîd Hanı medhederdi. Bu şiirlerinden birisi şöyledir:<br />

Şâh-ı cihânbân Abdülhamîd Han<br />

Rûy-ı zemini kıldı gülistân<br />

Soyulmuştu güller bâd-ı hazândan<br />

Olmuştu sümbül gâyet perişân<br />

Ezhâr-ı gülşen hep tâzelendi<br />

Oldu zamânı mânend-i nisan<br />

Bağı cihâna geldi taravet<br />

Her sebze oldu bir verd-i handân

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!