22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

getirmiştir. Başlangıçta içinde dört bin hadîs-i şerîf varken, sonuna doğru bine indirmiştir.<br />

Âlimlerden bâzıları bunu şerh etmiştir. Bu şerhlerin en meşhûru El-Müdevvene adlı eserdir.<br />

Bu kitap, hadîs-i şerîfleri fıkhî konularına göre düzenlenip, yazılan ilk eserdir. Kitapta ayrıca<br />

İmâm-ı Mâlik'in ictihad ettiği fıkhî mevzular da bulunmaktadır. Çeşitli târihlerde basılmıştır.<br />

Biri, Yahyâ bin el-Leysi'nin rivâyeti, diğeri de İmâm-ı A'zam'ın talebesi Muhammed Şeybânî<br />

tarafından yapılan iki rivâyeti vardır. Bu eserinden başkaAbdullah bin Abdülhakîm Mısrî<br />

tarafından rivâyet edilen Kitâb-üs-Sünen adlı fıkha dâir bir eseri, kadere, kazâî hükümlere<br />

dâir ve fetvâlarını bildiren Risâle fil-Fetvâ gibi eserleri vardır.<br />

AVUÇ AVUÇ MİSK<br />

Ebû Abdullah Mevlâ'l-Leyseyn şöyle anlatmıştır: "Rüyâmda, Resûlullah'ı gördüm. Mescidde ayakta<br />

duruyordu, insanlar da etrafını sarmıştı. İmâm-ı Mâlik de önünde duruyordu. Resûlullah'ın (sallallahü<br />

aleyhi ve sellem) önünde misk dolu bir kap vardı. O miskten avuç avuç alıp, İmâm-ı Mâlik'e<br />

veriyordu. O da insanlara dağıtıyordu." Bunu Ebû Abdullah'dan nakleden Matraf; "Bu rüyâyı İmâm-ı<br />

Mâlik'in ilimdeki üstünlüğüne ve sünnet-i seniyyeye bağlılığına yordum." demiştir.<br />

Mesnâ bin Saîd el-Kesir şöyle demiştir: İmâm-ı Mâlik'in şöyle buyurduğunu işittim: "Resûlullah'ı<br />

rüyâda görmediğim hiç bir gece geçmedi. Her gece rüyâmda gördüm."<br />

Zehebî, İmâm-ı Mâlik'i şöyle anlatır: "Uzun bir ömür, yüksek bir mertebe, parlak bir zihin, çok geniş<br />

bir ilim, keskin anlayış, sahih rivâyet, diyânet, adâlet, sünnet-i seniyyeye tâbi, fıkıhta, fetvâda<br />

kâidelerin sıhhatinde önde gelen bir zât idi. Fetvâ vermede aceleciliği sevmez, çok kere "Bilmiyorum"<br />

derdi. Ve; "İlmin kalkanı bilmiyorum demekdir." buyururdu.<br />

Birgün Halife Hârûn Reşîd; "Yâ İmâm senin kitaplarını çoğaltıp, her yere göndereceğim. Herkesin<br />

bunlara uymasını ve senin mezhebinde olmalarını emir edeceğim." dedi. İmâm-ı Mâlik; "Yâ halîfe,<br />

hadîs-i şerîfte; "Ümmetimin âlimlerinin ihtilâfı rahmettir" buyruldu. Âlimlerin ihtilâfı, Allahü<br />

teâlânın rahmetidir. Hepsi hidâyet üzeredir. Müslümanlar bu rahmetten mahrum bırakılamaz.<br />

buyurdu" Bunun üzerine halîfe bu arzusundan vazgeçti.<br />

HEPİNİZ ÇOBANSINIZ<br />

Mâlik bin Enes hazretleri halîfelere ve devlet adamlarına sözlü nasîhatlardan başka, mektup yazarak<br />

da nasîhat ederdi. Halîfelerden birine şöyle bir mektup yazmıştı: Bilmiş ol ki, Allahü teâlâ sana benim<br />

nasîhatte bulunmamı nasîb etti. Bu tavsiyelerimin saâdetine vesîle olacağını umarım. Allahü teâlâ<br />

Cennet'e götüren saâdet yollarını açar. Allahü teâlâ bana ve sana merhametini ihsân buyursun. Sana<br />

yazdıklarım, Allah'ın emirlerini yerine getirmekle ve Allah'ın inâyetiyle felâha, kurtuluşa sebeb olur.<br />

Allah, sizi tebeanız için korusun. Zîrâ onların küçüğünden büyüğünden sen sorumlusun. Resûlullah<br />

sallallahü aleyhi ve sellem; "Hepiniz birer çobansınız." buyurdu. Bir hadîs-i şerîfte de; "Kıyâmette<br />

vâli getirilir. Elleri boynuna bağlanmıştır. Ancak adâleti sâyesinde eli çözülür. Serbest<br />

bırakılır." buyurdu. Hazret-i Ömer şöyle derdi: "Vallahi eğer Fırat-Dicle kıyısında bir koyunun<br />

kuzusu helâk olursa, Allahü teâlâ onu Ömer'den sorar."Hazret-i Ömer on defâ hac yaptı. Benim<br />

bildiğime göre bir haccında ancak on iki dinar harcardı. Çadıra değil, ağaç gölgesine konardı.<br />

Boynunda süt kırbası taşırdı.Çarşı pazar dolaşır, insanların hallerini sorardı. Yaralandığı zaman<br />

Eshâb-ı kirâm geldiler. Onu medh ve senâda bulundular. Onlara; "Bu gibi sözlere kapılan aldanmıştır.<br />

Eğer dünyâ dolusu altın olsa, mahşer gününün korkularından kurtulmak için onların hepsini fedâ<br />

ederim." buyurdu. Hazret-i Ömer ki her işi doğru ve adâletli, her şeyde muvaffak olmuştu. Resûlullah<br />

aleyhisselâm onu Cennet'le müjdelemişti. Bununla beraber o yine korku içinde üzerine aldığı<br />

müslümanların işlerini iyi idâre etme gayretindeydi. Hal böyle olunca başkalarının durumu nice olur.<br />

Sen, Allahü teâlâya yaklaştıran işler yaparsan, onlar yarın seni kurtarır. Seni ancak amelinin<br />

kurtaracağı o korkunç günden kork. Geçmişlerin içinden iyiler sana örnek olsun. Her işinde Allahü<br />

teâlâdan kork ve takvâya sarıl. Sana yazdıklarımı bütün zamanlarında göz önünde tut. Onlara uymayı,<br />

onlara göre hareket etmeyi kendine borç bil. Allahü teâlâdan tevfik, hidâyet ve hakikati görmeni<br />

dilerim."

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!