22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

aşladı. Benim hâlimi söyleyip îzâh etti. Sözleri kalbime işledi. Yanımda oturan birine; "Bu<br />

zâtın kim olduğunu sordum. O da; "Sünbül Efendi derler. KocaMustafa PaşaDergâhında<br />

bulunur" dedi. Sonra yanına gidip, elini öpmek istediğimde bana; "Maksûd Dede! Tokat<br />

şehrinde Molla Habîb'in sana yaptığı vasiyet hatırında mıdır?" diye sordu. Aklım gidip<br />

hayretler içinde kaldım ve hemen ayaklarını öpmek istedim. O zaman beni dergâha dâvet<br />

edip, talebeliğe kabûl ettiler ve nefsimin terbiye yollarını öğretip beni yetiştirdiler.<br />

Elhamdülillah kısa zamanda yükselmek nasîb imiş. İcâzet, diploma verip Hayrabolu'ya hak<br />

yolun bilgilerini öğretmek için gönderdiler. Hayrabolu'ya gelince, o şehrin câmiine girip, iki<br />

rekat tahiyyet-ül-mescid kıldım. Sonra orada bir delikanlının oturduğunu gördüm. Genç<br />

yanıma gelip selâm verince, selâmını aldım. Bana; "Hoş geldiniz Maksûd Dede!" dedi. Ona;<br />

"Beni nasıl bildin?" dediğimde; "Ben bir sâlih kişinin oğluyum. İçime, gönlüme evliyâlık<br />

yolunda olanlarla birlikte olmak arzusu düştü. Birkaç Hak âşığı kişiyle seyâhat yapmak<br />

istedim. Birisi bana istihâre namazını kılmamı söyledi. Ben de o gece kıldım. Sonra duâlar<br />

edip uyudum. Rüyâmda nûr yüzlü bir zât göründü ve bana; "Adım Sünbül Sinân Efendidir.<br />

Falan gün câmiye bir talebem gelir. Adı Maksûd Dede'dir." buyurdu. Buraya geldiğimde de<br />

siz çıka geldiniz." dedi.Ben de o genci yetiştirip icâzet, diploma verdim. O beldenin irşâdını<br />

ona bırakıp Serez'e geldim ve buraya yerleştim." buyurdu."<br />

Maksûd Dede'nin hak yolun bilgilerini öğrettiği devir, Sultan Süleymân Han devriydi.<br />

1) Lemezât, Süleymâniye Kütüphânesi, No: 4536, v.149<br />

MÂLİK BİN DÎNÂR;<br />

Evliyânın büyüklerinden. Künyesi Ebû Yahyâ, lakabı Zeynüddîn'dir. Benî Süleym<br />

kabîlesindendir. Basra'da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 748 (H.131)<br />

târihinde Basra'da vefât etti.<br />

Mâlik bin Dînâr, gençliğinde mal mülk sâhibi bir zengin yiğitti. Hasan-ı Basrî hazretlerine<br />

talebe olunca, bütün mallarını ve parasını, fakir talebelere harcadı. Kalbinden Allahü teâlânın<br />

aşkından başka her şeyin sevgisini çıkardı. Uzun zaman Basra'da Hasan-ı Basrî hazretlerinin<br />

sohbetlerini dinledi. Bir ara hocasıyla birlikte Şam'a gittiler. Şam'da bütün vakit namazlarını<br />

Câmi-i Kebîrde cemâatle birlikte kıldı. Bu vesîle ile o beldenin hikmet sâhibi kişileri ile<br />

tanışıp sohbet etti. Sonra câmi odalarından birine çekilip, ibâdetle meşgûl oldu. Şam halkı<br />

onun izzet ve kemâlini, olgunluğunu her geçen gün görmekteydi. Gündüzlerini oruçla,<br />

gecelerini namaz ve niyazla geçirdi. Aralıksız bu hâli bir yıl kadar devâm etti. Halkın<br />

kendisine hürmet ve saygısı daha da arttı.<br />

Bütün bunlara rağmen Mâlik bin Dînâr'ın yaşaması için gerekli olan rızka gönlünde az bir<br />

meyil kalmıştı. Bir gece rüyâsında kendisine gizli bir ses; "Ey Mâlik! Sen bir mahlûksun.<br />

Allahü teâlâdan kork. Mâsivâyı, Allahü teâlâdan başkasının sevgisini terk edip bize dön.<br />

Yoksa helâk olursun." buyruldu. O, sabahleyin erkenden hocası Hasan-ı Basrî hazretlerine<br />

giderek rüyâsını anlattı. Hocası da bunun doğru olduğunu bildirdi. Mâlik hazretleri bundan<br />

sonra ömrünün sonuna kadar kalbi, Allahü teâlânın sevgisi ile dolu yaşadı. Kimseden bir şey<br />

kabûl etmedi. Hattatlık yaptı ve kazandığı ile ihtiyaçlarını karşıladı.<br />

Bir gün Şam vâlisi ve kâdısı câmiye geldiler ve etrafı kusur arar gözlerle teftiş ederek, câmi,<br />

vakıf ve mahsullerin gelirlerini kontrol ettiler. Hatâ ve ihmâl bularak mütevellîsini,<br />

görevlisini azlettiler. Sonra Mâlik bin Dînâr'a adam gönderip hediyeler vererek bu vakfın<br />

mütevellîsi olmasını, vakıf işlerini üstlenmesini ricâ ettiler. Mâlik bin Dînâr onlara; "O yerde<br />

bir yıl kadar halk beni görüp düzelsin diye uzlet edip yalnız olarak ibâdetle meşgûl<br />

olmuştum. Kimse benimle ilgilenmedi ve hatırımı sormadı. Bu gece sâhibime söz verdim.<br />

Kurtuluş yolumun ne olduğunu öğrenip anladım. Onu bırakıp başka şeylerle uğraşmak

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!