22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

in Pîr Ali hazretlerine bîat etti. Böylece Halvetiyye yolu mensuplarından oldu.Tasavvuf<br />

yolunda ilerleyip yüksek bir velî oldu.<br />

Bir gece Mahmûd Kefevî hazretleri, rüyâ ile mânâ âleminde Resûlullah efendimizin huzûr-ı<br />

şerîflerine girdi.Mecliste hazret-i Ebû Bekr, hazret-i Ömer, hazret-i Osman ve hazret-i Ali ile<br />

Eshâb-ı kirâmdan bâzıları da hazır bulunuyorlardı. Edebe riâyet ederek onlara selâm verdi.<br />

Her zaman kıldığı namazın tâdil-i erkânını efendimize arz etmek için önlerinde kıbleye karşı<br />

namaza başladı. Hazret-i Ali, Mahmûd Kefevî'nin bu davranışına karşı çıkıp böyle yüksek bir<br />

meclise katılmayıp, nâfile namaz kılmak edebi terketmek değil midir? diye dokunaklı söz<br />

söyledi. Peygamber efendimiz hazret-i Ali'ye hitâben; "Yâ Ali! Sen ona îtirâz etme. Onun<br />

maksadı namazın tâdil-i erkânını hakkıyla edâ edip edemediğini ve kusurunun olup<br />

olmadığını bize göstermektir." buyurdular. Mahmûd Kefevî, Peygamber efendimizin<br />

huzûrunda iki rekat namaz kıldı. Tâdil-i erkanla kıldığı diğer namazları da Peygamber<br />

efendimizin hüsn-i kabûlüne mazhâr oldu.<br />

Mahmûd Kefevî hazretleri ömrünün sonuna doğru bir gece rüyâsında Resûlullah efendimizin<br />

mübârek cemâliyle müşerref oldu. Tam bir edep ve tevâzû ile önlerine eğilip; "Yâ<br />

Resûlallah! Size olan iştiyâkım, sevgi ve muhabbetim, haddinden fazla oldu. Acabâ yakın<br />

zamanda bu berbat dünyâdan ve bu zahmet çekilen yerlerden kurtulup, Allahü teâlânın<br />

izniyle yüce hizmetinize kavuşmam nasîb olacak mı? Yoksa daha bu dünyâ evinde nice<br />

zaman kalıp ömrüm hasretle mi geçecek?" diye sordu. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi<br />

ve sellem de; "Bu husus beş bilinmeyen husustan biridir. Allahü teâlâ onları kimseye<br />

bildirmedi. Senin ömrün benim ömrüm gibi." diyerek kinâye ile cevap verdiler.<br />

Mahmûd Kefevî hazretleri, Peygamber efendimizin buyurduğu gibi, altmış üç yaşına geldiği<br />

zaman 1581 (H.989) senesi Ramazân-ı şerîf ayının üçünde Pazar gecesi vefât etti. Sevenleri<br />

tarafından techiz edilip, kefenlendikten sonra yaptırdığı Kefevî Câmiinin avlusunda mihrâbın<br />

önünde defnedildi. Osmanlı Müellifleri adlı eserde Mahmûd Kefevî'nin İstanbul'da vefât<br />

ettiği bildirilmişse de bunun başka birisi olması gerekir.<br />

Mahmûd Kefevî hazretlerinin kabrinin bugünkü Kefevî Câmiinin mihrabının kıble tarafında<br />

sol köşesine on adım kadar uzaklıkta olması, câminin daha sonraki devirlerde tâmir<br />

gördüğünü ve daha küçük ölçülerde yeniden inşâ edilmiş olabileceğini göstermektedir.<br />

Mahmûd Kefevî hazretlerinin Arapça ve Türkçe şiirlerinden başka risâleleri, bâzı eserlere<br />

tâlîkâtı vardır. Ayrıca Âdem aleyhisselâmdan Peygamber efendimize kadar gelen bâzı<br />

peygamberlerin hayatlarını, Eshâb-ı kirâmdan bâzılarının hayat ve menkîbelerini, İmâm-ı<br />

Âzam'dan kendi zamânına kadar gelen Hanefî mezhebi müctehid ve âlimlerinin tabaka ve<br />

mertebelerini topladığı Ketâibü A'lâmi'l-Ahyâr min Fukahâi<br />

Mezhebi'n-Nu'mân-il-Muhtâr adlı Arapça eseri yazmıştır. 809 civârında büyük zât<br />

hakkında kıymetli bilgiler bulunan bu eserin muhtelif yazma nüshaları Süleymâniye<br />

Kütüphânesinde mevcuttur. Eser basılmamıştır.<br />

FIKIH ÂLİMLERİNE UY<br />

Mahmûd Kefevî hazretleri gerek Sinop'ta bulunduğu sırada, gerekse daha önceki zamanlarda çok defâ<br />

sevgili Peygamberimizi rüyâsında görüp, müşküllerini O'na sorardı. Bir defâsında İstanbul'da iken<br />

rüyâsında kendisini Resûlullah efendimizin husûsî meclisinde gördü. Tam bir edep ve tevâzû içinde<br />

mübârek dizlerini öpüp, her iki yanına yüzünü sürdü. Kırıklık ve mahcûbiyetle; "Yâ Resûlallah! Bir<br />

kimse namazda şüphe edip, kaç rekat kıldığını bilemezse, fakihler ve müctehidler fetvâ verdiler ki:<br />

"Zann-ı gâlib üzere devâm etsin, onu bozup tekrar baştan kılmasın." dediler. Bu hal bana çok ârız<br />

oluyor. Şüpheyi kaldırmak için bozup tekrar kılmak bana tenbellik verip zor gelmiyor. Öyle<br />

olduğunda ben o namazı bozup tekrar kılmak isterim. Fermân-ı âliniz nedir?" diye sordu. Bunun<br />

üzerinePeygamber efendimiz; "Onu tekrar etme. Fukahânın ictihâdına göre zann-ı gâlibin üzerine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!