22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

uyurdu.<br />

1) Hadîkat-ül-Evliyâ; 1. kısım, s.30<br />

2) Reşehât Ayn-ül-Hayât (Arabî); s.35<br />

3) Reşehât Ayn-ül-Hayât (Osmanlıca); s.51<br />

4) Nefehât-ül-Üns, (Osmanlıca); s.413<br />

5) Hadâik-ul-Verdiyye; s.119<br />

6) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1107<br />

7) Rehber <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.160<br />

9) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.10, s.288<br />

MAHMÛD VE İYNEL SULTANLAR<br />

Hayatları hakkında fazla bilgi bulunamayan Mahmûd ve İynel Sultanların Konya'da Mevlevî<br />

şeyhi oldukları ve türbelerinin bulundukları yerde bulunan dergahlarında yıllarca halka<br />

hizmet ettikleri bilinmektedir. Mahmûd Sultan 1557'de, İynel Sultan ise 1552'de vefât<br />

etmiştir. Günümüzde harab vaziyette olan türbeleri; Mevlâna türbesinden Topraklık'a<br />

giderken Akçeşme mahallesindeki Akçeşme'nin arkasında bulunan arsadadır.<br />

MAHMÛD KEFEVÎ;<br />

Osmanlı âlim ve velîlerinden. İsmi Mahmûd, künyesi Ebü'l-Fazl'dır. Babası Hacı Süleymân<br />

bin Abdi Kefevî'dir. Şeyh Mahmûd Kefevî diye meşhûr olmuştur. 1520 (H.926) senesinde<br />

Kırım'ın Kefe liman şehrinde doğdu. 1581 (H.989) senesinde Sinop'ta vefât etti. Kabri,<br />

Sinop'ta Kefevî Câmii avlusundadır.<br />

Babası Hacı Süleymân bin Abdi Kefevî aslen Çerkes'dir. Müslüman olmadan önce Tatarlar<br />

tarafından esir edildi. Karadeniz kıyısındaki İslâm beldelerinden Kırım Yarımadasındaki<br />

Kefe'ye götürüldü. Orada müslümanlardan âlim ve fazîlet sâhibi bir zât onu satın alıp, İslâm<br />

dînini öğretti. Süleymân Efendi uzun müddet bu âlim zâta hizmet etti. Müslüman âlim onu<br />

serbest bıraktı. Hürriyetine kavuşan Hacı Süleymân Efendi, Allahü teâlânın kulu olduğunu<br />

unutmadı, O'na ibâdet etmekle meşgûl oldu. Helâl kazanç elde edebilmek için ticârete atıldı.<br />

Allahü teâlâ ona bol mal ve zenginlik ihsân etti. Mekke-i mükerremeye gidip hac vazîfesini<br />

yerine getiren Süleymân Efendi, sevgili Peygamberimizin mübârek kabr-i şerîflerini ziyâret<br />

edip feyzlerine kavuştu. Hacı ismini de alarak memleketi olan Kefe'ye döndü.<br />

Kefe'de bulunduğu sırada bir rüyâ gördü. Rüyâsında Kefe şehrinin tam karşısında bulunan<br />

Sinop şehri Cennet gibi bir hal almıştı. Kendisi elinde yeşil büyük bir sancak tutmuş, insanlar<br />

ve şehrin ileri gelenleri sancağın altında toplanmışlardı. Sonra halk ona tâbi olup Sinop'un<br />

Meydan kapısı diye anılan yerin doğu kapısından dışarı çıktılar. Bugünkü Kefevî Câmiinin<br />

yerine geldiklerinde, Hacı Süleymân Efendi sancağı oraya dikti. İnsanlar o sancağın dibinde<br />

Allahü teâlâya hamd ve senâda bulunup, tekbir getirdiler. Hayır duâda bulunup, şükrettiler.<br />

Bu rüyâyı gören Hacı Süleymân Efendi, seher vaktinde sevinç ve neşeyle kalktı. Sinop<br />

ahâlisinden o sırada Kefe'de oturmakta olan, şu anda kabri Sinop Kefevî Câmiinin yakınında<br />

bulunan meşhûr Selâhaddîn Hocaya gidip rüyâsını anlattı. Selâhaddîn Hoca, yüksek nazar ve<br />

firâsetiyle Hacı Süleymân Efendiye; "Ey oğul! Senin şahsında bu rüyânın gerçekleşmesine<br />

izin yoktur. Ancak senin neslinden sâlih bir oğul dünyâya gelecek, âlemde hüner dolu hatırı<br />

sayılır bir kişi olup, senin sancağı diktiğin yerde bir eser binâ edecektir." diye rüyâsını tâbir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!