22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Lütfullah Efendinin Cenâhus-Sâlikîn adlı<br />

bir risâlesi vardır.<br />

UYANIK BİR KİMSE BULAMADIM<br />

Bir gün bir dânişmend, kâdı yardımcısı gelerek Lütfullah Efendiye intisab edip talebe oldu. Zâhiren<br />

onun üstünlüğünü kabûl ettiği halde, içinden kerâmet sâhibi olduğunu kabullenmedi. Bir gece<br />

yarısından sonra Lütfullah Efendi dânişmendin odasının kapısını vurdu ve; "Kalk abdest al, mescide<br />

gidelim." buyurdu. Dânişmend kalkıp abdest aldı ve Lütfullah Efendiyi tâkib ederek mescide vardı.<br />

Lütfullah Efendi bir köşede namaza durdu. Dânişmend de bir kenarda namaz kılmaya başladı. Bir<br />

müddet sonra Lütfullah Efendi oturup sessizce Allahü teâlânın büyüklüğünü ve O'nun nîmetlerinin<br />

sonsuzluğunu düşünmeye, murâkabe etmeye başladı. Başını önüne eğdiği sırada, dânişmend onun<br />

yanına yaklaştı. Bakınca, Lütfullah Efendinin kaftanının kalıp gibi durduğunu fakat içinde Lütfullah<br />

Efendinin olmadığını gördü. Bu hal üzerine dânişmend heyecan ve korkuyla halsiz yere düştü. Biraz<br />

sonra Lütfullah Efendi gelip danişmende; "Kalk!" dedi. Dânişmend kalkınca, Lütfullah Efendi; "Batı<br />

ile doğu arasını gezdim, uyanık bir kimse bulamadım. Ancak Edirne'de bir Hak âşığını kitaba<br />

bakarken, Keşiş Dağındaki bir râhibi de puta taparken gördüm. Bir müddet sonra o Hak âşığı kimse<br />

dervişlerden olur, o râhib de müslüman olup, Allahü teâlânın sevdiği bir kul olur." buyurdu. Lütfullah<br />

Efendinin bu sözleri karşısında tamâmen şaşkınlaşan dânişmend, onun kerâmet sâhibi büyük bir velî<br />

olduğunu kabûl etti.<br />

1) Güldeste-i Riyâz-ı İrfan; s.81-83<br />

2) Vefeyât-ı Baldırzâde; s.100<br />

LÜTFULLAH EFENDİ<br />

Balıkesir'de doğdu. Çeşitli medreselerde ders gördükten sonra Ankara'ya gidip Hacı<br />

Bayram-ı Velî hazretlerine talebe oldu. Kısa zamanda yetişti ve hocası tarafından hilâfetle<br />

tekrar Balıkesir'e gönderildi. Burada 1404 yılından 1421'deki vefâtına kadar halka<br />

İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Kabri ziyâret edilmektedir.<br />

LÜTFULLAH ÜSKÜBÎ;<br />

Sultan İkinci Bâyezîd zamânında Üsküp'de yaşamış büyük velîlerden. Abdullah-i İlâhî'nin<br />

talebelerindendir. Hayâtı hakkında kaynaklarda fazla mâlûmât verilmemektedir. Doğum ve<br />

vefât târihleri de bilinmemektedir. On altıncı asrın başlarında vefât ettiği sanılmaktadır.<br />

Üsküp dağlarında zâhidâne, herşeyden uzak, tek başına bir hayat yaşarken vefât etti. Üsküp,<br />

şu anda Yugoslavya sınırları içerisindedir.<br />

İstanbul'da zamânının âlimlerinden ilim tahsîl etmiş, güzel hâller ve fazîlet sâhibi, âlim bir<br />

kimseydi. Kalbinde velîlere karşı bir sevgi hâsıl oldu. Zamânındaki büyük zâtlarla ve<br />

tasavvuf yolunda bulunanlarla çok sohbet etti. O zaman Nakşibendî yolunda bulunan,<br />

velîlerin büyüklerinden, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebesi Şeyh Abdullah-i İlâhî<br />

İstanbul'da Zeyrek Câmiinde bulunuyordu. Lütfullah Üskübî, Abdullah-i İlâhî'nin<br />

hizmetinde ve sohbetlerinde bulundu. Yüksek mânevî hâllere ve makamlara kavuştu.<br />

Abdullah-i İlâhî'nin hizmetine girişini şöyle anlatır: "Abdullah-ı İlâhî, mıknatıs gibi beni<br />

kendine çekti. Kalbim ona tutuldu. Bir gün arkadaşlarımla öğle namazını kılmak için Zeyrek<br />

Câmiine gittik. Namaz vaktini beklerken, hatırıma Abdullah-iİlâhî'nin velîlik derecesini ve<br />

kerâmet göstermedeki gücünü imtihân etmek geldi. Bu düşüncede bir köşede otururken, kıble<br />

tarafından bir el göründü. Fakat elin sâhibi görünmüyordu. Bu el, beni ileri çekti. Bir saf ileri<br />

geçtim. Aynı şekilde üç defâ çekti, ben de üç saf ileri geçtim. Sonra namaz vakti geldi,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!