22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hareketini hiç uygun bulmadılar. Teyb sâhibi büyük bir mahcûbiyetle teybin tuşuna bastı.<br />

Fakat hiç ses yoktu. Bandın her tarafını baştan başa kontrol etti ise de hiç ses çıkmadı.<br />

Ârızası olup olmadığını kontrol için kendi sesini kaydetti. Teyp ârızalı değildi. O zaman<br />

hepsi Allahü teâlânın velî kulları için engel ve zorluk diye bir şeyin olmadığını anladılar.<br />

O'nun rızâsının hilâfına hareket mümkün değildir.<br />

1) Konya Velîleri; s.279<br />

LÂMİÎ ÇELEBİ;<br />

Osmanlılar zamânında yetişmiş âlim ve velî. İsmi Mahmûd olup babasınınki Osman'dır.<br />

Lâmiî Çelebi diye meşhur oldu. 1472 (H.877) de Bursa'da doğdu. Zamânının büyük<br />

âlimlerinden zâhirî ilimleri öğrendi. Tasavvufta, Seyyid Emîr Ahmed Buhârî hazretlerine<br />

intisâb ederek, onun talebesi olmakla şereflendi.<br />

Lâmiî Çelebi'nin babası Osman Çelebi, Sultan İkinci Bâyezîd'in hazîne defterdârıydı. Osman<br />

Çelebi'nin de babası Nakkâş Ali Paşa, devrinin en şöhretli sanatkârıydı. Tîmûr Hân onu<br />

Semerkand'a götürdü. Bir müddet orada kalanAli Paşa, Bursa'ya döndüğünde, Yeşil Câmi ve<br />

Yeşil Türbe'nin iç nakışlarını yaparak büyük hizmetler yaptı. Lâmiî Çelebi'yi annesi Dilşâd<br />

Hâtun yetiştirdi. Lâmiî Çelebi, devrinin büyük âlimlerinden Molla Ehâveyn ve Molla<br />

Muhammed bin Hasanzâde'den; tefsîr, hadîs, fıkıh ilimlerini öğrendi. Talebelik hayâtında<br />

tasavvufa karşı oldukça temâyülü vardı. Bu sebeple Şâh-ı Nakşîbend Muhammed<br />

Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin yolundaki evliyânın büyüklerinden İstanbul'da Seyyid Emîr<br />

Ahmed Çelebi'nin derslerine katılarak, ona talebe oldu. Tasavvuf yolunda, o büyük zâtın<br />

teveccühleri, feyz ve bereketleri ile olgunlaşıp, kâmil bir insan oldu.<br />

Lâmiî Çelebi, Şeyh RüstemHalîfe ile aralarında geçen bir hâtırâsını şöyle anlattı: "Rüstem<br />

Halîfe, önceleri Zeyniyye tarîkatinde Hacı Halîfe'nin talebesi olmuş görünüyorsa da,<br />

davranışları, onun Üveysîlere benzediğini gösteriyordu. O sıralarda gözüme bir ağrı girmişti.<br />

Yaptırdığım tedâvîlerden hiçbir fayda görememiştim. Rüstem Halîfe bana dedi ki:<br />

"Gençliğimde benim de gözüm ağrımıştı. Senin gibi çeşitli şeylere başvurmuştum. Fakat<br />

hiçbiri netice vermemişti. Bir gün yolda giderken, karşıma biri çıktı. Daha bir şey<br />

söylemeden bana; "Evlâd! Gözlerinin ağrılarından kurtulmak istiyorsan, müekked sünnetlerin<br />

sonundaki rekatlerde Mu'avvizeteyn'i (Felâk ve Nâs sûrelerini) oku. Allahü teâlânın izniyle<br />

şifâ bulursun." dedi. Ben de onun dediği gibi hareket ettim. Hamdolsun ondan sonra gözlerim<br />

ağrımadı. Sizin de öyle yapmanızı tavsiye ederim." RüstemHalîfe'ye; "O yiğit kimdi?" diye<br />

sordum. Cevâbında; "Hızır aleyhisselâmdı." dedi. Ben de müekked sünnetlerin son<br />

rekatlerinde Mu'avvizeteyn'i okudum. Rabbime sonsuz şükürler olsun, göz ağrılarından<br />

kurtuldum."<br />

Lâmiî Çelebi, 1512 de dört bin akçelik bir vakıf kurdu. 1531 (H.938) de Bursa'da vefât<br />

edince, dedesi Nakkâş Ali'nin yaptırdığı mescidin avlusuna defnedildi. Şu anda sâdece baş<br />

taşı kalan mezârında, girift sülüsle "El-merhûm Şeyh Lâmiî bin Osman" yazısı vardır. Büyük<br />

âlim Molla Abdurrahmân Câmî hazretlerinin Şevâhid-ün-Nübüvve ve Nefehât-ül-Üns'ünü<br />

tercüme ettiği için, "Câmî-i Rûm" diye şöhret bulmuştu. Nefehât'ı tercüme ettikten sonra,<br />

ona ilâveler de yaparak eseri daha da genişletti. Sonra Fettâh Nişâbûrî'nin Hüsn-i Dil'ini<br />

tercüme edip, Yavuz Sultan Selîm Hana takdîm etti.<br />

Tercüme ettiği kitaplar pekçoktur. Şeref-ül-İnsan isimli eserinin mukaddimesinde, yazdığı<br />

kitaplarını şöyle kaydeder: Resâil, Şevâhid-ün-Nübüvve, Nefehât-ül-Üns Tercümesi,<br />

Risâle-i Tasavvuf, Hüsn-i Dil, Münâzarât-i Behâr ü Şitâ, Şerh-i Dibâce-i Gülistan,<br />

Münşeât-i Mekâtip, Hall-i Muamma-i Mîr Hüseyin, Risâle-i Arûz, Menâkıb-ı Üveys-i<br />

Karnî, İbretnâme, Risâle-i Resûl minel-Fünûn, Mevlid-ir-Resûl, Maktel-i İmâm

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!