22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ayaklarına kapanıp, Kur'ân-ı kerîmi ezberlemek istediğimi, fakat çok güçlük çektiğimi arz<br />

ettim. Bana acıyarak başımı kaldırmamı istediler. Başımı kaldırdığımda, Yûsuf sûresini<br />

tekrâr etmemi emrettiler ve; "Bununla Kur'ân-ı kerîmi ezberlersin." buyurdular. Emirlerini<br />

yerine getirdim ve Kur'ân-ı kerîmi ezberlemeye muvaffak olabildim. Hâce hazretleri, böyle<br />

bir mikdar sohbet ettikten sonra, yine odasına girer ve tekrar murâkabeye dalardı. Hattâ vefâtı<br />

da böyle aşk ve muhabbet ile kendisinden geçmiş bir hâldeyken vukû bulduğu için kendisine<br />

Şehîd-i muhabbet (Muhabbet şehidi) denilmiştir.<br />

Hâce hazretleri, vefâtından birkaç hafta evvel, bayram namazından dönerken bir yerden<br />

geçiyordu. Orada durdu ve yanındakilere; "Burada aşkın kokusunu duyuyorum. Buradan<br />

muhabbet kokusu geliyor." buyurdu. Hemen arâzinin sâhibi çağrılarak bu arâzi kendisinden<br />

satın alındı. Hâce hazretlerinin kabr-i şerîfinin orada hazırlanması için çalışmalara başlandı.<br />

Vefât ettiğinde oraya defnolundu. Daha sonra kabri üzerine mükemmel bir türbe yapıldı.<br />

Hâce hazretlerinin söylediği kıymetli şiirlerinin toplanarak kitap hâline getirildiği bir Dîvân'ı<br />

vardır. Ayrıca, sözlerinden ve sohbetlerinden bir kısmını, talebelerinin en yükseği ve halîfesi<br />

Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker hazretleri toplayarak kitap hâline getirip Ferâid-üs-Sâlikîn ismini<br />

verdi. Bu eserde, tasavvuf yolunda ilerlemek isteyen bir sâlik için lâzım bâzı hassas noktalar<br />

ve başka kıymetli bilgiler bulunmaktadır.<br />

BİR KAÇ KURUŞA MI İLTİFÂT EDELİM?<br />

Bir gün, sarayın mâliye işlerinden mesûl olan vezîr İftihârüddîn Aybek gelecek, bâzı köylerin gelirlerini<br />

kendilerine tahsis etmek istediklerini, bu gelirleri kendisinin ve talebelerinin ihtiyaçları için sarf edebileceğini,<br />

istediği gibi kullanabileceğini bildiren bir ferman hazırladıklarını, bunu lütfen kabûl etmesini ricâ etti. Hâce<br />

hazretleri, İftihârüddîn'e yanına yaklaşmasını söyledi. Yaklaşınca, üzerinde oturmakta olduğu seccadesinin bir<br />

köşesini kaldırarak; "Ne görüyorsun? bak bakalım." buyurdu. Vezîr, orada büyük bir hazîne nehrinin akmakta<br />

olduğunu görerek gözleri kamaştı. Hayretler içinde kalmıştı. Hâce Kutbuddîn; "Biz buna bile iltifât etmiyorken,<br />

sizin birkaç köyünüzün, birkaç kuruşluk gelirine mi iltifât edelim? Onu mu kabûl edelim? Şimdi gidiniz! Bir<br />

daha da böyle bir teklif ile dervişlerin huzûruna çıkmayınız!" buyurdu. Vezîr mahcûb bir şekilde; "Peki<br />

efendim." diyerek ayrıldı.<br />

NASİHÂTLARIN ÖZÜ<br />

Kutbüddîn Kâki buyururdu ki: "Çok yemek yiyen, nefsinin kölesi olur. Bunun için az yemelidir. Bedeni ayakta<br />

tutacak kadar ve ibâdette kuvvetli olacak kadar yemek ile yetinmelidir. Normal ve basit giyinmeli, süsten,<br />

gösterişten uzak olmalıdır. Süslü elbiseleri gösteriş için giyen, kendini aşağılamak yolunda silâhlı bir soyguncu<br />

gibi olur. Az uyumalıdır. Değersiz ve kıymetsiz dünyâ işlerine gönül vermek şöyle dursun, bunları<br />

konuşmaktan, böyle şeylerden bahsetmekten bile çok sakınmalıdır. Böyle dünyâlık şeylerin yanında bulunmasını<br />

bile, kendisi için kusûr, kabahat ve bu yolda ilerlemeye mâni bilmelidir.<br />

Tasavvuf yolunda ilerlerken görülen mânevî hâlleri, garib mânâları, insanların anlayamayacakları<br />

şeyleri, aslâ insanların anlayamayacakları şekilde söylememelidir. Zîrâ insanların anlayamayacağı bir<br />

şeyi söylemek, onların yanlış anlamasına, böyle şeyleri söyleyen zâta düşman olmalarına sebeb olur.<br />

Dînin emirlerini yerine getirmekte çok gayretli olmalıdır. Zîrâ bu olmayınca, bu yolda ilerlemek<br />

olmaz. Bir kimse hem bu yolda ilerlediğini söylüyor, hem de dînimizin emir ve yasaklarına uymakta<br />

gevşek davranıyorsa, biliniz ki o kimse yalancıdır. Bu yolda bulunanlarda olan hâllerden biri veya<br />

birkaçı o kimsede bulunursa, biliniz ki o hâller şeytandandır, onu aldatmaktadır."<br />

1) Siyer-ül-Aktâb; s.142<br />

2) Siyer-ül-Evliyâ; s.49<br />

3) Siyer-ül-Ârifîn; s.48

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!