22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tarîkat ve hakîkat ehli olsun kim olursa olsun herkes bu ilme muhtaçtır. Tabii din bilgilerini<br />

Ehl-i sünnet âlimlerinden ve eserlerinden öğrenmek insanın derece ve kıymetini artırır.<br />

Tasavvuf ilmini öğrenmek yâni kalbini temizlemek, kötü huylardan kurtulmak içindir. Allahü<br />

teâlâ Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'ân-ı kerîmde; "Yâ Rabbî! İlmimi<br />

artır." diye duâ buyurmasını emretti. Fıkıh ilmini öğrenmeyi ve bu ilmin dünyâ ve âhiret<br />

saâdetine vesîle olacağını bildirdi.<br />

Fıkıh ilmini ve ilmihâlini öğrendikten sonra bütün işlerini, ibâdetlerini buna uygun<br />

yapmalısın. İlim ile dünyâlık elde etmekten uzak dur. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Her<br />

kim âhiret amelleri ile dünyâlık taleb ederse, o kimsenin bu amellerden âhirette hiç<br />

nasîbi yoktur, fayda ve bereketini göremez. Yüzünün nûru gider, onu saîdler,<br />

cennetlikler zümresinden yazmazlar, adını cehennemlikler arasına yazarlar." Übey bin<br />

Kâ'b'ın (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte buyruldu ki: "Bu ümmetten olup da<br />

âhiret işlerini dünyâ işlerine tercih edenlere müjdeler olsun. Onlar yüce insanlardır.<br />

Allahü teâlânın yardımına kavuşmuşlardır. Dünyâyı âhirete tercih edenlere ise âhirette<br />

hiç nasîb yoktur."<br />

Abdullah bin Mübârek'e; "Selef-i sâlihîn kimdir?" diye sorduklarında; "Dîni için dünyâdan<br />

yüz çevirenlerdir." buyurdu. İşte bu hâle erdikten sonra, dâimâ takvâ üzere olman Allahü<br />

teâlâdan korkman lâzımdır. Böylece Allahü teâlânın sevgili kullarından olabilirsin. İnsanların<br />

yanında azîz ve kıymetli olursun. Açık ve gizli iken Allahü teâlâdan korkup, içini ve dışını<br />

edeplendiren kimse, Hak teâlânın rızâsını kazanmış olur. Evliyâ ve seçilmişler zümresine<br />

katılmış olur. Çünkü Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde üstünlüğün ancak takvâ ile, evliyânın da<br />

ancak müttakî yâni Allahü teâlâdan korkan kimseler, olduğunu beyân buyurmuştur.<br />

Bunu Allahü teâlânın yardım ve inâyeti ile başardıktan sonra, senin için en mühim vazîfe<br />

helal kazanç ve helal lokma taleb etmektir. Yediğin, içtiğin, kullandığın her şey mutlak<br />

helalden olmalıdır. Allahü teâlâ peygamberlerine meâlen; "Helâl ve tayyib olanları yiyiniz<br />

ve sâlih ameller işleyiniz." buyuruyor. Buradan anlaşılıyor ki helâl yemedikçe, sâlih ameller<br />

işlenemez. Demek ki, helâl yemek, helâl kazanç sâlih amel işlemekten önce gelmektedir.<br />

Çünkü helâl lokma ve helâl kazanç, sâlih amellerin yapılabilmesi için birinci şarttır.<br />

Bunda da başarılı isen, gösterişten ve süslü giyinmekten kaçınman gerekir. Hazret-i Ömer;<br />

"Benim atımı süslemeyiniz. Ona binince gönlüm perdeleniyor." buyurdu. Hasan-ı Basrî<br />

hazretlerine; "Hangi elbiseyi seversiniz?" diye sordular. Cevâbında; "Ey zavallı!Eğer iyilik<br />

elbisede, iyi giyinmekle olsaydı, fâsıklar ve günahkârlar Hak teâlâ indinde sâlih kimselerden<br />

kıymetli olurdu. Sözün doğrusu şudur ki, Allahü teâlâ Cemîl'dir, tâatın ve yaşayışın güzelini<br />

yâni İslâmiyete uygun olanını sever, bunlardan râzı olur." buyurdu.<br />

Bunda da muvaffak olursan, sana lâzım olan şey kanâatkâr olmaktır. Bir günlük azık ile<br />

yetinmelisin. Çok yemek, şehvetleriyle meşgûl olmak ve her bulduğunu yemek kötülenmiştir.<br />

Bunlar insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır.<br />

Bunda muvaffak olduğun zaman, sana düşen vazîfe, Allah adamlarıya, dervişlerle, sâlih<br />

kimselerle sohbet edip doğru kimselerle bulunmaktır. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen;<br />

"Ey îmân edenler! Allahü teâlâdan korkunuz ve sâdıklarla bulununuz." buyurdu. Çünkü<br />

Allahü teâlâya yaklaşmak, O'nun sevgili kullarından olmak, ancak sâlihler ve sâdıklarla<br />

sohbet etmekle, onlarla bulunmakla ele geçer. Allah adamlarının sohbeti bereketiyle takvâ,<br />

zühd, tâat, ibâdet, huzûr ve kalp topluluğu, Allahü teâlâ ile ünsiyet ve yakınlık halleri hâsıl<br />

olur. Onların sohbetinde bulunarak bu mânevî nîmetlere kavuşanlar, Allah için sâlihler,<br />

sâdıklar ve müttakîler ile bulunanlar dünyâda Allahü teâlânın himâyesinde ve âfiyet<br />

üzeredirler. Yâni günahlardan uzaktırlar. Âhirette de oraya mahsus nîmet ve ihsânlara<br />

kavuşurlar. Âhiretin dehşetli ve korkulu hallerinden korunurlar. Peygamber efendimiz; "Kim<br />

şeref ve izzet sâhibi olmak istiyorsa, zâhidler ve Allah adamları ile bulunsun, Allah için

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!