22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

düşmanlık edip nifâka sürüklenmeyiniz. Birbirinizden uzak düşer parçalanırsınız."<br />

"Bu iki parmağımın yanyana durması gibi îmân ve muhabbet birliktedir. Allahü teâlânın<br />

rızâsı için her ikisi de mutlaka lâzımdır. Muhabbetin şartlarına son derece dikkat ediniz. Din<br />

kardeşlerinizi seviniz. Yakındayken de, gıyâbında da seviniz, sevişiniz."<br />

"Alahü teâlânın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınmayı ganîmet biliniz."<br />

"Şu üç grup insan aslâ iflâh olmaz, salâh ve seâdete kavuşamaz: Allahü teâlânın kendisine<br />

bahşettiği nîmetleri onun lâyık kullarından esirgeyip cimrilik yapanlar. Hak teâlâya ibâdet<br />

edip de sonra bundan şikâyet edenler. Bunlar; "Eğer benim ibâdetimin Hak teâlâ indinde<br />

değeri olsaydı ve kabûl görseydi, ben bu dünyâda berhüdâr olur, murâdıma ererdim." diye<br />

düşünüp üzülenler ve bu yüzden mahrum kalanlardır. Üçüncüsü ise, tembellik ve<br />

gevşeklikleri yüzünden ibâdet, hizmet ve tâatten zevk alamazlar, bu sebeble bunları tam<br />

yapamaz, yerine getiremezler."<br />

"Her kim nefis kuşunun etini severse, yâni nefsine düşkün olursa, onun gönlü gayb âlemi<br />

fezâlarına aslâ yükselemez ve yüce alemlerde uçmaktan mahrûm kalır."<br />

"Faydalı veya zararlı olan altın veya gümüş değil, bunların kullanış ve sarf ediliş şekilleridir.<br />

Helâl kazanıp helâl yere sarfediniz."<br />

"İki lirayı gözlerinize koyun, gözleriniz dışarıyı göremez olur. Peki ya binlerce lira ve<br />

parayı kalbine koyan, bunlara muhabbet edenin hâli nice olur."<br />

Ebû İshak Kâzerûnî hazretleri gençliğinde hep oruç tutar, sâdece ekmekle iftâr<br />

ederdi.Nefsinin isteklerine karşı çıkardı. Önceleri arasıra et yerdi.Sonra et yemeyi terk etti.<br />

Buna sebep şu hâdise oldu:<br />

Kâzerûnî hazretleri hac yolculuğu sırasında Basra'ya geldi. Orada tasavvuf ehlinden bir<br />

toplulukla karşılaştı. Onların toplantısına katıldı. Ziyâfet verildi. Bu arada sofraya et<br />

getirildi.Sofrada bulunanlar eti yediği halde Kâzerûnî hazretleri yemedi. Hac ibâdetini edâ<br />

edip geri memleketine döndükten sonra bir gün canı et yemek istedi. Bir parça pişmiş eti alıp<br />

tam yiyeceği sırada kendi kendine "Ey nefsim! Ey İbrâhim! O zaman insanlar arasında<br />

ziyâfette et yemedin ve onlara gösteriş yapmış oldun. Şimdi onların arasında değil de yalnız<br />

başınasın ve et yemeye hazırlanıyorsun. Açıktan yapmadığın bir şeyi gizlice yapıyorsun.<br />

Sana yazıklar olsun." dedi. Elini hemen etten çekti. Allahü teâlâya artık et yemeyeceğim diye<br />

söz verdi. O günden sonra ağzına et koymadı.<br />

Kâzerûnî hazretleri insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattıktan ve Allah yolunda<br />

cihâd ettikten sonraki zamanlarını insanlardan uzak olarak ibâdet ve tâatla geçirirdi. Bu<br />

hususta da şöyle buyururdu: "Çok zarûrî bir işiniz olmadıkça, evinizden dışarı çıkmayınız.<br />

Yoldan, çarşıdan, kalabalıktan ve dünyâ erbâbı olan kimselerin yakınından geçmeyiniz.<br />

Onları görünce, kalbiniz belki meyledip, Allahü teâlâyı anmaktan mahrum kalır."<br />

Ebû İshak Kâzerûnî hazretleri bir gün talebelerine ve sevenlerine buyurdu ki: "Siz kendi<br />

evinizde ve arkadaşlarınızın evinde bulunduğunuz zaman önünüze yemek veya yiyecek bir<br />

şey getirilirse yalnız yemeyiniz." Orada bulunanlardan birisi şöyle anlattı: "Ben her Cumâ<br />

günü namazdan sonra hocamın hizmetini görür, sonra izin alır, annemin yanına giderdim. Bir<br />

Cuma günü yine aynı şekilde yaptım. Cumâ namazından sonra hocamdan izin alıp annemi<br />

ziyârete gittim. Eve varıp hürmetle annemin ellerini öptüm, duâsını alıp oturdum. Annem<br />

gidip biraz hurma getirdi ve önüme koydu. Yememi söyledi. Ben yemedim. Annem çok ısrar<br />

etti."<br />

"Şunu senin için saklamıştım." dedi. Annemin bu ısrarı üzerine hocamın bize olan<br />

nasîhatlerini anlattım. Annem; "Oğlum. Benim hatırım için şu birkaç hurmayı yiyiver. Senin<br />

hocan bunu nereden bilecek." dedi. Annemin ısrarına dayanamayıp bir tâne hurma yedim.<br />

Fakat kalbime bir sıkıntı çöktü. Bir müddet sonra annemden izin alıp hocamın huzûruna

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!