22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

istiyordu. Anne, baba ve dedesiyle meseleyi konuştuktan sonra, dedesini râzı etti. Çünkü ilim<br />

tahsiline karşı şiddetli bir arzu duyuyordu. Çocuk yaşında ilim tahsiline başlayıp, Kur'ân-ı<br />

kerîm okumayı öğrendi. Okumaya gittiği sırada diğer çocuklardan daha gayretli olup derste<br />

hepsinden erken hazır bulunuyordu.<br />

Kur'ân-ı kerîm okumayı ve temel dînî bilgileri öğrenip, diğer ilimleri tahsîl etmeye<br />

başlayacağı sırada büyük bir âlim bulup ondan ilim ve feyz almayı arzu etti.<br />

Bunun için Ebû AbdullahHafif'in derslerine devâm etti. Zâhirî ve bâtınî ilimleri tahsîl etti.<br />

Ayrıca Ebû Ali bin Hüseyin Fîrûzâbâdî el-Akkar, Ebü'l-Hasan Ali bin Cehdim Hemedânî ve<br />

başka âlimlerden çeşitli ilimleri tahsil etti. Hadîs âlimlerinden birçoğu ile görüştü. Şîraz,<br />

Basra, Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevveredeki âlimlerden hadîs-i şerîf rivâyet etti,<br />

velîlerin sohbetlerinde bulundu. Zâhirî ilimlerde derin âlim, bâtın (kalp) ilimlerinde de<br />

yüksek bir velî oldu.<br />

Haram ve şüphelilerden sakınmakta, ince din bilgilerini çözmekte ve büyük âlimlerin<br />

eserlerini anlayıp îzah etmekte emsalsiz hâle geldi.<br />

Nefsin isteklerini yapmamak, istemediklerini yapmak sûretiyle Allahü teâlânın rızâsına<br />

kavuşmaya çalıştı. Şefkat, merhamet, güzel ahlâk ve cömertlikte yüksek dereceye ulaştı.<br />

Zamânın sultanları onu çok sevip saydılar ve onun nasihatleriyle hareket etmeye çalıştılar.<br />

İlimdeki ve mârifetteki yüksek derecesi sebebiyle "Sultân-ül-Evliyâ" ve "Kutb-ül-Aktâb"<br />

ünvanlarıyla meşhûr oldu.<br />

Kendisine hakâret edenlere, inkârcılık yapanlara elinden geldiğince hep tatlı söz, güler yüz<br />

gösterip hepsine hayır duâda bulundu. İyi-kötü herkese, güneş gibi ışıklarını yaydı. İyilik ve<br />

ihsânlarını kimseden esirgemezdi. Zayıf, güçsüz, yetim ve fakirlere elinden geldiğince<br />

yardım eder ve sığınak olur, görüp gözetirdi. Mübârek nefeslerinin bereketi bütün âlemi<br />

kuşattığından, Mekke-i mükerremeden Kirman'a kadar pekçok garip, seyyid ve derviş<br />

dergahına koşmuştu. Ebû İshakKâzerûnî hazretleri her hâliyle örnek bir müslümandı. Derdi,<br />

üzüntüsü olanlar onu görünce neşeyle dolar, gam ve kederleri silinir, zâlimler zulmünü terk<br />

ederdi. Günahkârların pekçoğu onu bir defâ görmekle tövbe-i nasûh ederlerdi. Gâyet sâde<br />

giyinir, halk içinde hep Hak teâlâ ile olurdu.<br />

Cömert ve kerem sâhibi olan Kâzerûnî hazretleri, çok misâfirperverdi. Maddî yönden zayıf<br />

olduğunu bilen babası ona; "Sen fakirsin, gelen misâfirleri ağırlama gücüne sâhip değilsin,<br />

sonra bu işte acz içine düşmeyesin." deyince, Kâzerûnî hazretleri cevap vermedi. Derken<br />

Ramazân-ı şerîf ayında bir misâfir topluluk geldi.Kâzerûnî'nin evinde bir şey yoktu. Akşam<br />

yaklaşmıştı. O anda biri içeri girdi. Ekmek, muz ve incir bulunan büyük bir çantayı bırakıp:<br />

"Bunu dervişlere ve misâfirlere ikrâm et." dedi. Bu hâli gören babası oğluna dönerek; "Gücün<br />

yettiği kadar insanlara hizmet et. Zîrâ Hak teâlâ seni yalnız bırakmayacaktır." dedi.<br />

Ebû İshak Kâzerûnî, Kâzerûn'da dîn-i İslâma hizmet yolunda ve Ehl-i sünnet îtikâdının<br />

yayılmasında pekçok gayret sarf etti. O devirde Kâzerûn ve civârı, putperest ve ateşperest<br />

sapık müşriklerle doluydu. Müslümanlar azınlıktaydılar. Onun irşâd faâliyetleri netîcesinde<br />

Kâzerûn ve etrâf memleketlerde îmân nûru parlayıp müslümanlar çoğaldı. Her tarafta birçok<br />

vakıf müesseseleri kuruldu. Kâzerûnî'nin sohbetinde yetişen talebeleri, İslâm dîninin güzel<br />

ahlâkını yaymak için seferber oldular. Cihâd niyetiyle civâr beldelere dağıldılar. Kâzerûnî,<br />

talebelerinden ve sevdiklerinden bir ordu hazırladı. Kendisi de birçok gazâlara katılıp, ilâ-yı<br />

kelîmetullah, Allahü teâlânın dîninin yayılması yolunda, insanları küfür karanlıkları ve ebedî<br />

Cehennem azâbından kurtarmak için, ilim ve kılıçla cihâd etti. Az zaman sonra hidâyet<br />

nûruna kavuşanlar çoğaldı. Binlerce putperest, grup grup Kâzerûnî'nin huzûrunda îmâna<br />

geldi. Kendisi de Cumâ günleri toplanan orduya vâz ve nasîhatlerde bulunurdu. Onlara cihâd<br />

ve gazânın fazîletini anlatıp cihâda teşvik ederdi. Mücâhidler, bu vâzları sâyesinde aşka<br />

gelip, ihlâs ile kâfirler üzerine yürüyüp zaferler kazandılar. Bir çok ganîmet elde ettiler.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!