22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

anlaşılır ki, dünyâ işlerinin temeli sakat ve dayanıksızdır. Âhiret ise dâimî ve sonsuzdur. Bu<br />

anlayışa erişen kimse, yüzünü fânî, geçici dünyâdan çevirir, kalb gözünü sonsuzluk âlemine<br />

döndürür ve yolculuk için lâzım olan sevap azıklarını bulundurur. Kişinin göğsünün<br />

açılmasından nasîbi, bu îmân nûrundan olan nasîbi kadardır. Bunun da mikdârı kalbindeki<br />

ferahlıkla ölçülür. Çünkü nûrun, sînenin açılmasında ve kalbin ferâhında tesiri tamdır. Bu<br />

sebeptendir ki, dünyâdaki ışığın bile, gönül rahatlığına, kalp ferahlığına, karanlığın da,<br />

sıkılmaya, daralmaya yol açması, sebeb olması büyüktür. Bunun için demişlerdir ki, nefs-i<br />

nâtıka(insânî rûh), nûra, ışığa âşıktır. Nerede bir ışık hüzmesi, demeti parlasa o tarafa döner<br />

ve o yöne koşar. Bu yüzden aydınlık yerde uyku az gelir. Zîrâ rûh, aydınlığa nûra olan<br />

teveccühü sebebiyle içerden dışarıya gelir. Karanlık olunca, içe çekilir ve uykuya dalar. Beyt:<br />

Sana visâl meclisinde, göz uyku yüzü görmez.<br />

Yüzünün kandili önde, uykuya sıra gelmez.<br />

Anlaşıldı ki, nûrun zuhûru, ferah ve sürûr sebeblerindendir. Kalpler onunla açılır. Göğsün<br />

açılması genişlemesi sebeplerinden biri de ilimdir. İlim sebebiyle kalb o kadar genişler, açılır<br />

ki, onun her köşesi göklerden ve yerden daha geniş olur. Hepsini içine alır. Bir kimsenin ilmi<br />

ne kadar çoğalırsa, sînesindeki genişleme de o kadar artar. Bu ilimden murâd, her ilim değil,<br />

Peygamber efendimizden mîras kalan ilimdir. Peygamberlere ilimden başka şeyle vâris<br />

olunmaz. Hadîs-i şerîfte; "Peygamberler, vârislerine, altın ve gümüş bırakmazlar. Onlar<br />

ilim bırakırlar." buyurulması o ilme işârettir. O zamandan bu yana çok vakit geçti. Felsefe<br />

karanlıkları zuhûr etti. İslâm semâsını kararttılar. Bir kısım insanları yoldan çıkardılar.<br />

Bunlara ilim değil, cehâlet demek daha uygun olur.<br />

Göğsün genişlemesi sebeplerinden biri de, Allahü teâlânın kullarına; mal, para, makam ve<br />

benzeri şeylerde ihsânda bulunmaktır. Mal ve para ile olan ihsân ve iyiliğin ne olduğunu<br />

herkes bilir. Kimin eli daha açık ise, kalbi de o kadar geniştir. Kimin eli kısa ve kapalı ise,<br />

sînesi de o nisbette dardır. El açıklığı, cömertlik ve ihsân, Allahü teâlâ ve kulları katında<br />

büyük mertebedir. Dünyâ ve âhirette izzettir, iyiliktir ve sevâptır. Makamla olan ihsân,<br />

kimsesiz bir kişiyi, yanına veya emrine veya birisinin yanında bir işe koymakla yapılan<br />

ihsândır.<br />

Göğsün genişlemesi sebeplerinden biri de, Allah yolunda kahramanlık, insâf sâhipleri<br />

yanında doğruyu söylemektir. Bu da gönül açıklığına yol açar. Böyle yiğitlik, güzelliklerin<br />

başı ve bütün iyiliklerin kaynağıdır. Din yolundaki şiddet ve zorluklar, ancak bununla aşılır.<br />

"Canını düşünmeden saldırdığı zaman, yiğidin kalbine açılan ve görünen şeyi, başkaları kırk<br />

sene halvette kalmakla göremez." demişlerdir. Ama bu cesâret ve yiğitlik, Allah için ve<br />

Allah'ın dîninde olursa her şeyden daha yüksektir. Bunun için onların karşılığı Âl-i İmrân<br />

sûresi 169 ve 170. âyetlerinde meâlen bildirilen; "Onlar Rableri katında diridirler. Cennet<br />

meyvelerinden rızıklanırlar. Onlar, Allahın verdiği ihsândan dolayı, ferah ve sevinç<br />

içindedirler." büyük nîmetlerdir. Bundan daha yüksek hangi mertebe olur.<br />

Sînenin açılması sebeplerinden biri de, kalbi, sıfât-ı zemîme, yâni kötü sıfatlar denilen;<br />

hased, ucb, kibir, riyâ, buğz, kin ve Allah için olmayan mal ve makâm, yâni dünyâ sevgisi<br />

gibi kötü huylardan temizlemektir. Çünkü bunlar, şehvet ve nefs toprağından yükselen,<br />

zulmânî buhar ve dumanlardır. Kalbi bulandırır ve karartırlar ve göğsün genişlemesine sebeb<br />

olan îmân nûrundan, tevhidden, ilimden, muhabbetten ve zikirden insanı alıkoyarlar. Mahrûm<br />

bırakırlar. Kalb sâhasını karartır ve daraltırlar. Beyt:<br />

Dışarı çıkmaz isen tabîat sarayından,<br />

Nasıl haberin olur, hakîkat diyârından.<br />

Bu güzel sıfatlar, en kâmil, en yüksek, en mükemmel şekilde Resûl-i ekremde mevcûd idiler.<br />

O'ndan sonra, uyma mikdârınca, O'na tâbi olanlarda bulunur. Mütâbeatta, yâni Resûlullah'a<br />

uymada, kim daha ileri gitmişse, göğsü daha çok genişlemiş ve kalbi o nisbette nûrlanmış<br />

olur. İmrân sûresi, otuz birinci âyetinde meâlen; "Ey sevgili Peygamberim! Onlara de ki,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!