22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

oturdular. ŞehrinCâmi-i kebîrinde ders ve vâzla meşgûl oldu. Çok kerâmetleri görüldü.<br />

İzzeddîn Türkmânî hazretleri hâfız olup, Kur'ân-ı kerîmi çok güzel okurdu. Bu sebeple Mîrim<br />

hazretleri ona; "Sen bütün talebemize kırâat ilmini öğret!" buyurdu. O da; "Peki efendim."<br />

deyip tâlime başladı.<br />

Bir gün birisi içinden; "İzzeddîn Türkmânî hazretleri acabâ beni de okutur mu?" diye geçirdi<br />

ve talebelerin arasına karıştı. Sonra birisi gelip kendisini İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin<br />

çağırdığını haber verdi. O da varıp onun huzûruna çıktı. Ona; "Kur'ân-ı kerîmi öğrenmek ve<br />

okumak lâzımdır. Hatırına getirir lâkin öğrenmezsin?" buyurdu. Sonra okutmaya başladı.<br />

Bir gün bâzı kimseler Türkmânî hazretlerini ziyârete geldiler. Türkmânî hazretleri onlara<br />

yemek ikrâm etti. Sonunda sofraya üzüm getirdi.Sofradakilerden biri; "Türkmânî<br />

hazretlerinin yediği salkımdan birkaç üzüm tânesi bana nasîb olsa da yesem." diye içinden<br />

geçirdi. O zaman Türkmânî hazretleri dönüp tebessüm etti.Elindeki üzümü, salkımıyla ona<br />

verdi ve; "Göz hakkın kalmasın." buyurdu. O kişi bunu görünce ona olan sevgisi daha da<br />

fazlalaştı.<br />

Zamânında Tîmûr Han oraları fethedip ele geçirmişti.Bir gün İzzeddîn Türkmânî hazretlerini<br />

çadırına dâvet etti ve çadırda otururken hizmetçisine tenbih edip; "Bu zâtı bir tecrübe edelim.<br />

Şimdi siz gasb edilmiş bir kuzu veya tavuk yakalayıp pişirin ve bu zâtın önüne getirin. İkrâm<br />

edelim. Bakalım helal veya haram olduğunu anlayabilecek mi?" diye emretti. Hizmetçi bir<br />

kuzu bulup getirdi ve İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin önüne koydu. Türkmânî hazretleri<br />

önüne konan kızarmış kuzudan besmele okuyup yemeye başladı. Tîmûr Han; "Efendi<br />

hazretleri. Helâl ise yiyorum demeyi unuttunuz." dedi. O zaman Türkmânî hazretleri; "Bu<br />

bize helâldir." buyurdu. O zaman Tîmûr Han yanındakilere; "Görün evliyâ dediğiniz zât,<br />

gasbedilmiş ve haram şeye besmele bile okudu. Helâl gibi haramı yer. Dînini hebâ ve kendini<br />

cezâya uğratır." dedi. Bunun üzerine Türkmânî hazretleri; "Aslı vardır. Birazdan anlaşılır."<br />

buyurdu. O esnâda dışarıda bir kadın feryâd ederek; "Sultânım kuzucuklarımdan birini<br />

evimde beslerdim. Onu İzzeddîn hazretlerine vermeyi adamıştım. Onu alıp giderken<br />

adamlarınız elimden aldı ve bana eziyet ve zulüm ettiler." diye seslendi.Tîmûr Han bu sözleri<br />

duyunca, hayretler içinde kaldı. O zaman Türkmânî hazretleri başını kaldırıp; "Ey hâtun!<br />

Adağın kabûl olsun. Allahü teâlâ sana çok mükâfât versin. Adağın bana geldi. Sâhibini<br />

buldu. İşte yediğimiz kuzu odur." buyurdu. Kadıncağız sevinçle geri döndü. O zaman Tîmûr<br />

Han, İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin büyük bir zât olduğunu hakkıyla anlayıp hürmet ve<br />

ikrâmlarda bulundu ve yaptığı imtihan sebebiyle özür dileyip duâ istedi.<br />

Bir gün dergâha bir sepet nar geldi. Narları talebelere dağıttılar. Bir tânesini kendileri yediler.<br />

Nardan bir tânesi yere düştü. Türkmânî hazretleri o tâneyi alıp bir yere gömdü. Gömer<br />

gömmez ondan bir ağaç oluverdi. Sonra talebelerine; "Buraya bir kabir kazınız." buyurdu.<br />

Talebeler onun yanına bir kabir kazdılar. Daha sonraları vefât edeceğinde buraya<br />

defnedilmesini istediler. Hasta biri bu narın meyvesinden veya bir yaprağından yese şifâ<br />

bulurdu.<br />

Bir zaman talebelerine; "Hak yolun yolcusu olmak isteyen, kalbiyle hocasına bağlanmalı.<br />

Hocası ve derviş arkadaşlarından başkasıyla konuşmamalı, hallerini hocasından başkasına<br />

anlatmamalı." buyurdu.<br />

Kendileri anlatır: "Önceleri bir ara hacca gittim. Vakfeye vardım. O zaman biri yanıma geldi<br />

ve; "Ey İzzeddîn bak!" dedi. İşâret ettiği tarafa baktım. Hacılar arasında uzun boylu heybetli<br />

kişiler gördüm. Sonra yanlarına gittim. Selâm verdim. Selâmımı aldılar. Bana hak yolunun<br />

yolcusuna lâzım olacak şeyleri haber verdiler. Meğer onlar, Ricâlullah denen Allahü teâlânın<br />

sevgili kulları imiş."<br />

İzzeddîn Türkmânî hazretleri vefâtı yaklaşınca vasiyet edip; "Ben filan gün vefât ederim.<br />

Musallaya koyun. Bir zât gelip namazımı kıldırır." buyurdu. Dediği gibi oldu. Tanımadık biri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!