22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ana kötüledi. Kördür, sağırdır, dilsizdir, kötürümdür." diye târif etti. Sen ise ne güzel yürüyorsun ve<br />

ne iyi konuşuyorsun. Niçin böyle söyledi. Şaştım doğrusu. Muhakkak bunda bir hikmet vardır." dedi.<br />

Nikâhlısı kız; "Bu bir sırdır, izin ver açıklayayım. Babamın sözünde yalan yoktur. Dînini kayıran ve<br />

seven bir insandır. Seneler oluyor bu evden dışarı çıkmış değilim. Şimdiye kadar hiçbir yabancı,<br />

yüzümü görmedi. Ben de bir yabancı yüz görmedim. Bu sebeple gözlerim harama kördür. Kulağım<br />

bir yabancı sözü duymamış ve günâh işlememiştir. Bunun için günâha karşı sağırdır. Ayaklarım<br />

günah yerlerine gitmez, bunun için kötürümüm. Dilimden hiç kötü söz, günâha sebeb olan bir kelime<br />

çıkmadı. Onun için dilsizim. Babamın sözlerindeki hikmet budur." dedi.<br />

Bu sözleri duyan Sâbit bin Zûtâ Allahü teâlâya şükretti ve; "Yâ Rabbî! Sen her şeye gücü yetensin."<br />

dedi. Haramlardan ve şüphelilerden sakınma ve iffet esasları üzerine kurulan bu evlilikten; ilim, irfân<br />

ve takvâ sâhibi olacak olan Nûmân isminde bir çocuk dünyâya geldi.<br />

ALLAH'A ŞÜKRETMEK<br />

İmâm-ı A'zam hazretleri, Allahü teâlâdan çok korkardı. Bu hususta şöyle buyurmuştur:<br />

"Mümin, Allahü teâlâdan korktuğu kadar hiç bir şeyden korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır<br />

veya fecî bir kazâ veya belâya uğrarsa, gizli veya âşikâr; "Yâ Rabbî, bana bu belâyı neden verdin?"<br />

diye şikâyetçi olmaz. Bilâkis hastalığa, belâya ve kazâya rağmen, Allahü teâlâyı zikir ve şükreder.<br />

Mümin, Allahü teâlânın kendisini devamlı murâkabe ettiğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde<br />

veya herkesin yanında olsun, mutlaka Allahü teâlânın onu kontrol ettiğine inanır.<br />

KAPTANSIZ GEMİ OLUR MU?<br />

Bir defâsında dünyâya kadîm, yâni dünyânın bir yaratıcısı yoktur diyen dehrîlerden bir grup, İmâm-ı<br />

A'zamEbû Hanîfe'yi öldürmek üzere geldiler. Bu topluluk, İmâm-ı A'zam'la bir konuda münâkaşa<br />

edelim ve onu yenip öyle öldürelim dediler. Ebû Hanîfe'nin yanına gelince onlara; "İçerisinde ağır ve<br />

çok kıymetli yük yükletilmiş, engin dalgalı bir denizde kaptansız bir geminin bulunmasına ne<br />

dersiniz?" diye sordu. O topluluk; "Böyle şey olur mu?" dediler. Ebû Hanîfe; "Her mevsim, hattâ her<br />

gün, şekli, hâli, işleri değişen, her gün bir başka şekilde görünen intizâmı akıllara hayret veren bu<br />

dünyânın hâkim bir yaratıcısı ve çok tedbirli bir sâhibi olmadığına nasıl hükmedersiniz?" buyurdu.<br />

Gelenler, aldıkları iknâ edici cevap karşısında düşündüklerine ve yaptıklarına pişman olup, tövbe<br />

ettiler. Dünyâyı Allahü teâlânın yarattığına inandılar ve kılıçlarını kınlarına sokup oradan ayrıldılar.<br />

O PARAYI SANA HEDİYE ETMİŞTİM<br />

İmâm-ı A'zam bir gün yolda giderken onu gören bir adam, yüzünü ondan saklayıp başka bir yola<br />

saptı. Hemen o adamı çağırıp, neden yolunu değiştirdiğini sordu. Adam cevâbında, size on bin akçe<br />

borcum var. Uzun zaman oldu ödeyemedim ve çok sıkıldım, utandım dedi. İmâm-ı A'zam;<br />

"Sübhânallah, ben o parayı sana hediye etmiştim. Beni görüp sıkıldığın ve utandığın için hakkını helâl<br />

et!" dedi. Bir defâsında ortağına, sattığı mallar içinde kusurlu bir elbise olduğunu söyleyip, bunu<br />

satarken özrünü göstermesini tenbih etti. Fakat ortağı bu elbiseyi satarken elbisenin kusurunu<br />

söylemeyi unuttu. Satın alan kimseyi de tanımıyordu. İmâm-ı A'zam durumu öğrenince o mallardan<br />

alınan doksan bin akçeyi sadaka olarak dağıttı. Çünkü o elbisenin parası da bütün elbiselerin parasına<br />

karışmıştı. Müşteri fakir veya ahbabından olursa onlardan kâr almaz, malı aldığı fiyata verirdi.<br />

ÂLİMLERİN KANI ZEHİRDİR<br />

İmâm-ı A'zam talebeleri arasında bulunduğu bir sırada vücûdunu bir akrep soktu ve yere düştü.<br />

Talebeleri akrebi öldürmek isteyince; "Onu öldürmeyiniz, kendimi onunla tecrübe etmek istiyorum,<br />

bakalım haklarında hadîs-i şerîfte; "Âlimlerin kanı zehirdir." buyrulan âlimlere dâhil miyim?" dedi.<br />

Talebeleri akrebe baktılar, kıvrandı, büzüldü ve hemen öldü.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!