22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sırrı, ben sağ olduğum müddetçe kimseye söyleme." buyurdu.<br />

1778 (H.1192) senesinde ömrünün sonlarına yaklaşan İbrâhim Hakkı, vasiyetnâmesini yazdı.<br />

Sık sık hastalanması sebebiyle bizzat kendisi kitap yazmak için uğraşamıyordu. Ancak<br />

yazdırmak sûretiyle kalan ömrünü bereketlendirmek istiyordu. Bu sebeple oğullarının kâtib<br />

olarak yardım etmelerini istedi. Kendisi söyleyip oğulları yazdılar. Nihâyet 1781 (H.1195)<br />

târihinde bir Perşembe günü vefât etti. Tillo'da, hocası İsmâil Fakîrullah hazretlerinin kabrine<br />

komşu olacak şekilde defnedildi. Ölümü için de; "Hudâyı bilmeye ancak cihâne geldi<br />

sultânım." mısraı târih olarak düşürüldü.<br />

Hayâtını ilim öğrenmek, öğretmek ve kitap yazmakla geçiren İbrâhim Hakkı hazretlerinin<br />

vefâtında, iki oğlu ve iki kızı vardı. Oğulları, İsmâil Fehim ve Muhammed Şâkir'dir.<br />

Babasının neslinin devâmını Muhammed Şâkir sağladı. Kızları Şemsî Âişe ile Hanîfe<br />

Hâtun'dur.<br />

İbrâhim Hakkı hazretleri, tefsîr, hadîs, fıkıh gibi naklî ilimlerin yanında, aklî ilimlerle de<br />

uğraşmış, canlılar hakkında çeşitli teoriler ileri süren Fransız doktoru Lemarck, İngiliz Ch.<br />

Darvin, Hollandalı Hugo de Vries gibi batılı ilim adamlarından çok önce, canlılar hakkında,<br />

en basitinden en mükemmeli olan insana kadar düzgün bir tekâmül bulunduğunu yazmıştır.<br />

Bu konuyu ele alırken, bu tekâmülde arada görülen belli noktaları, husûsî özellikleri ve her<br />

birinin hudutlarını tesbit etmiş, hepsinin ayrı ayrı cinsler olduğunu ayrıca belirtmiştir. O<br />

sâdece biyoloji ilmi ile değil; fizikten kimyâya, matematikten astronomiye kadar, devrindeki<br />

bütün ilimlerle uğraşmış, bir ilim ve mârifet hazînesi olan Mârifetnâme'sinde, bütün bunlara<br />

yer vermiştir. Mevâlîdi, yâni canlı cansız bütün varlıkların yaradılış sırrını bilmek ve irfânı<br />

tahsîl etmek, onda pek açık olarak görülmektedir.<br />

Hayâtında hiçbir zaman okumayı ve okutmayı elden bırakmayan İbrâhim Hakkı hazretleri,<br />

ideal insan tipi olarak, ârif insanı göstermiştir. Kendisi de bu ölçü içinde kalmıştır. Ona göre,<br />

ârif; gönülle ve akılla bilendir. Fakat gönülle bilmek ârifin yegâne husûsiyetidir. Bu<br />

yüzdendir ki o, gönüle, eserlerinde büyük yer vermiştir. Gönül, sevgilinin mekânıdır. Aşk<br />

sâyesinde bu sevgi vardır. Bu yollarda hikmet (fen ve sanat) vardır. Mevâlîd (varlıkların<br />

sırrını anlama) bu yolla olmaktadır. Kısaca söylemek gerekirse İbrâhim Hakkı; gönül sâhibi<br />

olan, fen ve sanata yer veren büyük bir âlim, hakka rızâ gösteren bir velîdir. Eserlerinin<br />

ismine ve mahlasına bakınca, bütün bunların hepsi görülür. Dîvânının adı İlâhînâme' dir. Bu<br />

ismi boşuna koymamıştır. Hakîkaten hepsi ilâhîdir. Mârifetnâme ise ârifîn kitabı demektir.<br />

İbrâhim Hakkı ömrünün sonlarına doğru, eserlerinin dille değil gönülle okunmasını<br />

istemiştir. İbrâhim Hakkı hazretleri, açık fikirli, neşeli bir ârifti. Bilhassa bu hususlar, yakın<br />

dostu Şâir Hâzık'la olan yârenliklerinde ve kendi hanımlarına yazdığı mektuplarında<br />

görülmektedir. Bir de annesinin ismini koyduğu kızı Hanîfe'ye söylediği manzûm öğüdünde<br />

bunlara yer vermiştir. Kızına:<br />

"Güleç yüzlü, güzel sözlü ol ey cân"<br />

derken, mutlaka kendi tecrübelerini ve hâllerini de aktarmaktadır.<br />

O hâtıralara çok bağlıydı. Hemen her hâdisenin târihini düşürürdü. Bunu daha çok yakınları<br />

için yapmıştır. 1759 (H.1172) yılında oğlu Osman Nedîm'in ölümü için:<br />

Hasretiyle ağladı halk-ı cihân,<br />

Geldi târih gitti vây Osmân cüvân.<br />

Hanımlarından Züleyhâ Hâtun'un vefâtı için de:<br />

Duâ eyle Hakkî ana şöyle târih,<br />

Di firdevs-i a'lâyı bula Züleyhâ.<br />

târihlerini düşürdü.<br />

İbrâhim Hakkı hazretleri için şiir, bir vâsıtadır. Ona göre şiir Hakk'ı anlatmalıdır. Edebi<br />

bildirmelidir. Hakk'ı anlatmak için, kalemin âşıkın elinde olması gerekir. Ancak o zaman Hak

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!