22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şehâdet getirerek vefât etti. Yerine oğlu Ahmed Hayâlî geçerek, Gülşenî yolunu devâm<br />

ettirmeye çalıştı.<br />

İbrâhim Gülşenî vefât ettiği gün, Münteci Muhammed Efendinin evinin önündeki bir servi<br />

ağacı yere devrildi. Muhammed Efendi; "Bu hayra alâmet değil." deyip, duâ almak niyetiyle<br />

İbrâhim Gülşenî'nin evine doğru gitti. Eve vardığı zaman, vefât ettiğini öğrendi. Evinin<br />

önünde bir servi ağacının devrildiğini, Gülşenî'nin oğlu Ahmed'e anlattı. Orada bulunanlar<br />

hayret ettiler. Çünkü, yakınları tabut yapmak için her tarafa servi ağacı aramağa çıkmışlardı.<br />

Orada bulunanlar: "Biz servi ağacı bulmağa etrâfa adam göndermiştik. Meğer sizin servinizin<br />

düşmesi İbrâhim Gülşenî hazretlerinin tabutu içinmiş." dediler. Bana teselli geldi. O serviden<br />

tahta biçtirerek, tabut yaptırıp getirdim. Onunla defn ettiler. Yıkarken etrâfa çok güzel, misk<br />

gibi bir koku yayıldı... Bu kokuyu, orada bulunan herkes hissetti.<br />

İbrâhim Gülşenî'nin oğlu Ahmed Hayâlî, babasından otuz yedi sene sonra vefât etti. İbrâhim<br />

Gülşenî'nin türbesine defnedildi. Kabri kazılırken etrâfa öyle güzel bir koku yayıldı ki, orada<br />

hazır olanlar bu kokunun Cennet kokusu olduğunu ve İbrâhim Gülşenî'nin kabrinden<br />

geldiğini anladılar. Sandukayı kaldırıp, toprağı kazmaya başladılar. Aşağı inildikçe koku<br />

arttı. Kokukun İbrâhim Gülşenî'nin mübârek kabrinden geldiği âşikâr oldu.<br />

Kabre inen şöyle anlattı: "Merâk ederek İbrâhim Gülşenî'nin kabrini açtım. Aradan otuz yedi<br />

sene geçmesine rağmen, kefeninde leke bile yoktu. Mübârek başına doğru bakarak hürmetle<br />

selâm verdim. Kabirden şöyle cevap verdi: "Aleyke selâmullah yâ İbni!" Tahammül<br />

edemeyip, elimde olmayarak diz çöktüm. Yanımda ŞeyhAli'nin lalası vardı. O, korkudan<br />

yukarı çıktı. Ben Ahmed Hayâlî'nin cesedini kabre koydum. Üzerimdeki bütün yorgunluk ve<br />

korku gitti."<br />

İbrâhim Gülşenî hazretlerinin Mâ'nevî isimli mesnevîsinden başka, Arabî, Fârisî ve Türkçe<br />

Dîvânları da vardır. Mâ'nevî'nin bir kısmını, talebelerinden Muhammed Fenâî Efendi<br />

Türkçeye tercüme etmiştir.<br />

BESMELENİN FAZÎLETİ<br />

İbrâhim Gülşenî, bir gün talebeleriyle sohbet ediyordu. Bir ara talebeler; "Efendim! Allahü teâlânın<br />

ihsânı ile kabirdeki ölülerin azabda veya nîmet içinde oldukları bilinebilir mi? Duâ ederek azabda<br />

olanın azâbı kaldırılır mı?" diye sordular. İbrâhim Gülşenî de: "Allahü teâlânın sevdiklerinden biri bir<br />

kabre uğradığında, kabirdekinin azab içinde olduğunu gördü. Aradan bir müddet geçtikten sonra,<br />

tekrar o kabrin yanına uğradı. Kabre teveccüh ettiğinde, azâbın kaldırılmış olduğunu gördü.Hayret<br />

ederek düşünceye daldı. O sırada kendisine bir hitâb geldi. Deniyordu ki: "Bu kabirde yatan kimsenin<br />

küçük bir çocuğu vardı. Annesi o çocuğu ilim öğrenmeye gönderdi. Çocuk Besmeleyi öğrenince,<br />

Besmelenin hürmetine babasının azâbı kaldırıldı."<br />

Yine bunun gibi şâhid olduğum bir hâdise de şöyledir: Kâdı Îsâ'nın hocası Fahreddîn vefât etmişti.<br />

Kâdı Îsâ, teveccüh edince, hocasının azabda olduğunu anladı ve gelip bana durumu söyledi. Kâdı<br />

Îsâ'ya dedim ki: "Hocanın sende hakkı var. Hocan için sadaka ver, Kur'ân-ı kerîm okut ve rûhuna<br />

hediye eyle." Kâdı Îsâ denilenleri yaptı. Fukarâya yemek yedirdi. Sevâbını hocasının rûhuna hediye<br />

etti. O gece Kâdı Îsâ rüyâsında hocasını gördü.Azap melekleri tekrar azab için gelmişlerdi. Tam o<br />

anda onu bir nûr kapladı. Bunu gören melekler, hemen oradan ayrıldılar. Ertesi günü rüyâsını bize<br />

tâbir ettirmek için geldi. Biz de; "Okuduğun Kur'ân-ı kerîm ve yaptığın hayır hasenât ona nûr oldu ve<br />

azabdan kurtuldu. Çünkü Kur'ân-ı kerîm nûrdur." dedik.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Atâî); s.67<br />

2) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1079<br />

3) Rehber<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.8, s.43

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!