22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sonra yerime geçecek kimsedir." diye İbn-i Üstâd-ül-A'zam'ı târif etti.<br />

Onu gördüklerinde hocalarının târif ettiği zât olduğunu anladılar ve yapılan vasiyeti<br />

kendisine bildirdiler. Kendisinin orada kalması ve insanlara rehberlik yapması için ısrar<br />

ettiler. Tevâzu gösterip istemedi. Bunun üzerine hocasının oğlu vasiyeti bildirip babasının<br />

hırkasını ona giydirdi. Bundan sonra insanlara rehberlik edip, Allahü teâlânın emir ve<br />

yasaklarını anlattı. Ayrıca Şâfiî mezhebi fıkhı dersleri verdi. Pekçok talebe yetiştirdi. Başta<br />

Ali, Muhammed, Ahmed adındaki üç oğlu, kardeşinin oğlu Muhammed Ebû Bekr ve Alevî,<br />

amca oğulları Ahmed ve Allâme Muhammed bin Alevî, hocasının oğlu Şeyh Abdullah Fakîh<br />

Ahmed bin Abdurrahmân, Şeyh Ali bin Sülem, Fadl bin Muhammed, Şeyh Abdullah bin<br />

Fakîh Fadl, Ârif-i Billah Muhammed bin Ebî Bekr bin Abbâd, Şeyh Muhammed bin Ali bin<br />

Şuayb el-Ensârî ve daha pekçok kimse onun derslerinde ve sohbetlerinde yetişip, kemâle<br />

ermiştir.<br />

Derslerinde, sohbetlerinde ve münâsebetlerinde dâimâ insanlara faydalı olmuş, onların<br />

saâdete kavuşması için çalışmıştır. Huzûruna gelenlerden müşkülü, sıkıntısı olanlar onun<br />

bereketli nazarlarıyla sıkıntılarından kurtulurlardı.<br />

Tevâzûda, alçak gönüllülükte emsâline az rastlanırdı. Büyük-küçük herkese mütevâzî<br />

davranırdı. Kendisini asla büyük görmezdi. Dünyâya hiç düşkünlük göstermezdi. Gariplere,<br />

fakirlere, yetimlere çok yardım ederdi. Cömertliği şaşılacak derecedeydi. Muhtaçlar için<br />

husûsî bir yardım müessesesi kurmuştu. Komşuları ve yaşadığı beldenin insanları onun çok<br />

iyilik ve yardımını gördüler. İnsanlara hem dîn-i İslâmı anlatarak mânen ve ihtiyaçlarını<br />

karşılamak sûretiyle de madden yardımcı olurdu. Yaşadığı Terîm şehrinde kendisini tanıyan<br />

tanımayan herkese yardımı ulaşırdı. Benî Alevî Mescidi için bir hurma bahçesi, arâziler ve su<br />

kuyusu, çeşmeler vakfetti. Bunların gelirleri, mescidin bakımı ve misâfirleri barındırmak için<br />

harcanırdı. Yine vefât edenlere kabir hazırlanması, bebeklere süt verilmesi için vakıflar<br />

kurdu. Yaptığı hizmetler o kadar genişledi ve insanlara faydalı oldu ki, o zaman sultanlar bile<br />

böylesini yapamazdı.<br />

Menâkıb-ı Benî Alevî kitabında, Târih-i Basît ve Vasît kitaplarında zikredilen<br />

menkıbelerinden bir kısmı şöyledir:<br />

Bir gün İbn-i Üstâd-ül-A'zam Abdullah hazretlerinin yanına fakirlerden bir bölük kimse<br />

geldi. Karınları açtı. Abdullah hazretleri, İbn-i Nâfi' isimli hizmetçisine; "Filan ambara git!<br />

Oradan bu fakirler için hurma getir! Karınlarını doyursunlar." buyurdu. Hizmetçi o ambarın<br />

boş olduğunu gâyet iyi bildiğinden, "O ambar boş." dedi. O zât, aynı emri tekrarlayınca,<br />

hizmetçi, ambarı boşalttıklarını, içinde hiçbir şey kalmadığını, tamâmen boş olduğunu<br />

bildirdi. O yine; "Sen ambara git! Orada hurma bulursun." deyince, hizmetçi gitti.Hakîkaten<br />

orada hurma bulunduğunu gördü ve alıp getirdi. Fakirler o hurmaları yiyip karınlarını<br />

doyurdular.<br />

Ahmed bin Nu'mân isminde bir kimsenin bir hayvanı vardı. Hayvanı satmak üzere pazara<br />

giderken, kendi kendine; "Bu hayvanı şu kadar fiyata satabilirsem, aldığım ücretin şu kadar<br />

mikdârını Abdullah bin Alevî hazretlerine hediye edeceğim." diye niyet etti. Pazara vardı.<br />

Hayvanını kolaylıkla ve arzû ettiği fiyata sattı. Sonra, Abdullah binAlevî hazretlerinin<br />

bulunduğu Terîm beldesine döndü. Fakat yolda yaptığı niyeti, sadaka vermeyi<br />

unutmuştu.Abdullah bin Alevî bunu yanına çağırıp, o niyetini hatırlattı. O kimse çok hayret<br />

etti. Bu niyetini hiç kimseye söylememişti. Bunun, o zâtın bir kerâmeti olduğunu anlıyarak<br />

nezrini, adağını yerine getirdi.<br />

Bir defâsında iki kişi, birlikte Abdullah bin Alevî hazretlerinin ziyâretine geldiler. Yolda<br />

birisi, Abdullah hazretlerinin yanına vardıklarında kendisine hurma, diğeri ise ekmek<br />

verilmesini arzu etti. Yanına vardıklarında her ikisine de arzu ettikleri şeyleri ikrâm etti.<br />

Hizmetçilerinden birisi şöyle anlatır: "Bir defâ kendisi ile berâber bir sefere çıktık. Bir yere

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!