22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

"Tasavvuf nedir?" diye soran birisine buyurdu ki: "Tasavvuf, Allahü teâlânın emir ve<br />

yasaklarına uymakta sabr etmektir."<br />

Nefsinin arzularına muhâlefet eden İbn-i Nüceyd hazretleri; "Bir kimsenin gözünde nefsinin<br />

değeri olursa, ona işlediği günâh basit gelir."<br />

"Bana nasîhat et." diyen birisine; "İlim ile meşgûl ol. Bütün müslümanlara hürmet et.<br />

Günlerini boş geçirme. İnsanların arasında garib ol. İlim ve müslümanlara hürmet ile meşgûl<br />

olman, Allahü teâlânın emirlerinden sana bir hissedir."<br />

Çeşitli zamanlarındaki nasîhatlerinde buyurdu ki:<br />

"Kim bir şeyin ona faydalı veya zararlı olduğunu bilmezse, cehâletini ortaya koyar."<br />

"Halkın karşısındaki îtibar ve mevkiini bir tarafa atıverenin, dünyâdan ve dünyâ ehlinden yüz<br />

çevirmesi gâyet kolay olur."<br />

"İnsanı terbiye etmek, ona ihsânda bulunmaktan daha hayırlıdır."<br />

"Emirleri hafif tutmak, o emri veren âmiri az tanımaktan ileri gelir. Eğer kul, emir veren,<br />

âmir olan Allahü teâlâyı tam hakkı ile tanırsa, emirlerini hafif görmez."<br />

Âlimlere ve velîlere karşı çok saygı duyardı. Şah Şûcâ Kirmânî hakkında şöyle buyurdu:<br />

Şah Şucâ Kirmânî'nin hatâ etmeyen keskin bir firaseti vardı. Şöyle derdi: "Harama<br />

bakmaktan gözü muhâfaza edenin, kendini nefsânî arzulara kapılmaktan koruyanın devamlı<br />

murâkabe ile bâtınını, kalbini sünnete tâbi olarak zâhirini îmâr edenin ve helâl lokma yemeyi<br />

alışkanlık hâline getirenin firâseti şaşmaz. Firâseti tam isâbet kaydeder."<br />

İbn-i Nüceyd hazretleri ince bir düşünce tarzına sâhipti. Naklederler ki: Ebû Kâsım<br />

Nasrâbâdî onunla birlikte Semâ meclisindeydi. Ebû Kâsım Nasrâbâdî'ye; "Bu Semâı neye<br />

göre dinliyorsun?" diye sordu. Ebû Kâsım; "Oturup gıybet yapmaktan ve bunu dinlemektense<br />

semâ dinlemek daha iyidir." cevabını verdi. Bunun üzerine İbn-i Nüceyd hazretleri; "Semâ<br />

esnâsında yapmama gücüne sâhib olduğun bir hareket senden sâdır olsa, yüz yıl gıybet etmek<br />

ondan iyidir." buyurarak semânın uygun olmadığını bildirdi.<br />

Allahü teâlâdan, O'nun rızâsından başka bir şey istemeyeceğim diye söz vermiş ve ahdine<br />

kırk yıl sâdık kalmıştı. Evli bir kızı vardı. Bu kızı hastalanmıştı. Doktorlar tedâvisinden âciz<br />

kalmışlardı. Bir gece dâmâdı hanımına; "Sendeki bu derdin devâsı babandadır." dedi.<br />

Hanımı; "Nasıl?" diye sordu. "Baban kırk yıldır Allahü teâlâya rızâsından başka bir şey<br />

istemeyeceğine dâir söz vermiştir. Şâyet ahdini bozup duâ edecek olursa, Hak teâlâ sana şifâ<br />

verir." dedi. Kadın gece yarısı babasının yolunu tuttu.<br />

İbn-i Nüceyd hazretleri gece vakti kızını görünce; "Yavrum! Bu vakitte senin buraya<br />

gelmene sebep nedir?" dedi. Kızı; "Senin gibi bir babam var. Allah'ın dînindeki hüznün<br />

fazîletini senden dinleyeyim diye geldim. Ayrıca yaşamak ve Allahü teâlâyı zikretmek<br />

istiyorum. Hak teâlânın hastalığıma şifâ vermesi için duâ etmeni arzû ediyorum." dedi. İbn-i<br />

Nüceyd hazretleri; "Ahdi bozmak câiz değildir. Sen eğer bugün ölmezsen, yarın öleceksin.<br />

Ölecek olanın ölmesi iyidir. Babasının ciğerpâresi buradan uzaklaş, beni günaha sokma.<br />

Şâyet senin için ahdimi bozarsam, sen iyi bir evlâd olmazsın." dedi. Kızı; "O halde<br />

vedâlaşalım, zîrâ bana öyle geliyor ki, ecelim yakındır. Bu hastalıktan kurtulamayacağım."<br />

dedi. İbn-i Nüceyd buyurdu ki: "Gelir cenâze namazını kılarım." Bunun üzerine kızı babasına<br />

vedâ edip ayrıldı. Evine varıncaya kadar hastalığı iyileşip sıhhatine kavuştu. Hattâ babasının<br />

vefâtından sonra kırk sene daha yaşadı.<br />

Ömrünü İslâmiyeti öğrenmek ve insanlara anlatmakla geçiren İbn-i Nüceyd hazretleri, hac<br />

vazîfesini yerine getirmek üzere gittiği Mekke-i mükerremede 976 (H.366) senesinde vefât<br />

etti. Orada defnedildi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!